always - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
always her zaman adv.
  • Unfortunately, work on the annual programme has not always proceeded so well.
  • Ne yazık ki yıllık program üzerindeki çalışmalar her zaman bu kadar iyi ilerlememiştir.
  • I think that you have always set a particular store by this.
  • Sanırım bu konuda her zaman özel bir tutum sergilediniz.
  • As always, when one person benefits, many others suffer.
  • Her zaman olduğu gibi, bir kişi fayda sağladığında, diğerleri zarar görür.
Show More (95)
always daima adv.
  • Helping its disadvantaged regions to catch up has always been one of Turkey's objectives.
  • Geri kalmış bölgelerin kalkınmasını desteklemek, daima Türkiye'nin amaçlarından biri olmuştur.
Show More (-2)
always hep adv.
  • This always happened at the same time of year, one week, and it was just a very isolated incident.
  • Bu hep yılın aynı zamanında, bir hafta içinde oldu ve sadece çok münferit bir olaydı.
Show More (-2)