Tureng - actress - Englisch Türkisch Sätze

Verlauf

	Englisch	Türkisch
1	actress	aktris	n.
	The actress and singer has since committed herself to raising awareness about the disease. Aktris ve şarkıcı o zamandan beri kendini hastalığa dair farkındalık yaratmaya adadı. The actress and singer has since committed herself to raising awareness about the disease. Aktris ve şarkıcı o zamandan beri kendini hastalık hakkında farkındalık yaratmaya adamış durumda. The actress and singer has since committed herself to raising awareness about the disease. Aktris ve şarkıcı o zamandan beri kendini hastalık hakkında farkındalık yaratmaya adadı. Tom became famous because he married a famous actress who had been married many times before. Tom, daha önce defalarca evlenmiş olan ünlü bir aktristle evlendiği için ünlü oldu. Her wish is to be an actress. Dileği bir aktris olmak. Her mind is filled with dreams of becoming an actress. Aklı aktris olma hayalleriyle doluydu. Mary wants to be an actress. Mary bir aktris olmak istiyor. She aspired to become an actress. Aktris olmayı arzuluyordu. Tom fell in love with a young actress. Tom genç bir aktrise aşık oldu. People say she was an actress when she was young. İnsanlar onun gençken aktris olduğunu söylüyor. The audience applauded the actress. Seyirciler aktrisi alkışladı. The woman in white is a famous actress. Beyaz giymiş kadın ünlü bir aktris. She was dressed like an actress. Bir aktris gibi giyinmişti. The rumor is going around that the actress is going to get a divorce. Aktrisin boşanacağı söylentileri dolaşıyor. They knew the names of every leading actor and actress. Önde gelen tüm aktör ve aktrislerin isimlerini biliyorlardı. Tom became famous because he married a famous actress who had been married many times before. Tom ünlü oldu çünkü daha önce birçok kez evlenmiş olan ünlü bir aktrisle evlendi. Do I look like an actress? Bir aktrist gibi görünüyor muyum? You are actresses. Aktristsiniz. She wants to be an actress. O bir aktris olmak istiyor. She intended to become an actress. O, bir aktris olmaya niyetlendi. My girlfriend is an actress. Kız arkadaşım bir aktris. The teenage actress has quite a few fans. Genç aktrisin bir sürü hayranı var. You're a good actress. Sen iyi bir aktrissin. Kathleen is an actress. Kathleen bir aktristir. She is famous as an actress. Bir aktris olarak ünlüdür. She became an actress. O bir aktris oldu. The movie costarred two great actresses. Filmde iki büyük aktrist baş rolü paylaştı. The actress looks younger than she really is. Aktris gerçekte olduğundan daha genç görünüyor. She became an actress the following year. Ertesi yıl bir aktris oldu. My girlfriend is an actress. Kız arkadaşım bir aktristir. I hear that she is a famous actress. Ünlü bir aktris olduğunu duydum. You are actresses. Siz aktristlersiniz. I hear that she's a famous actress. Ünlü bir aktris olduğunu duydum. She was a famous actress. O ünlü bir aktristi. An actress fainted right in the middle of the play. Bir aktris oyunun ortasında bayıldı. The wonderful performance of this actress exceeded all expectations. Bu aktrisin harika performansı tüm beklentileri aştı. Sami needed to find an actress. Sami'nin bir aktrist bulması gerekiyordu. The lady dressed in white is a famous actress. Beyaz giysili kadın ünlü bir aktris. He married an actress. Bir aktrisle evlendi. My wife is an actress. Karım bir aktris. Mary wants to be an actress. Mary aktris olmak istiyor. Do I look like an actress? Aktris gibi mi görünüyorum? I think that actress is one of the most beautiful women on earth. Bence o aktris dünyadaki en güzel kadınlardan biri. She intended to become an actress. Aktris olmak istiyordu. The actress made her debut when she was eight. Aktrist, sekiz yaşındayken ilk kez sahneye çıktı. Who's your favorite actor or actress? Favori aktör ve aktristiniz kimdir? Her wish is to be an actress. Onun isteği bir aktris olmaktır. She became an actress. Aktris olmuş. The actress greeted her fans from the stage. Aktris sahneden hayranlarını selamladı. The teenage actress has quite a few fans. Genç aktrisin epeyce hayranı var. She is not a singer, but an actress. O bir şarkıcı değil, bir aktris. The actress tore up her contract angrily. Aktris öfkeyle kontratını yırttı. The actress fell backward over the stage. Aktris sahnede geriye doğru düştü. According to this magazine, my favorite actress will marry a jazz musician next spring. Bu dergiye göre, en sevdiğim aktris önümüzdeki bahar bir caz müzisyeniyle evlenecek. She is an actress. O bir aktris. The lady dressed in white is a famous actress. Beyaz elbiseli kadın, ünlü bir aktristir. The actress is learning her part. Aktris rolünü öğreniyor. She was an actress. O bir aktristi. Simone Signoret was a French actress. Simone Signoret bir Fransız aktristi. I hear she's a famous actress. Ünlü bir aktris olduğunu duydum. That actress is the shining star in the company. O aktris, şirketin parlayan yıldızı. That actress is the shining star in the company. O aktris, şirketteki parlayan yıldızdır. She dressed like an actress. O bir aktris gibi giyindi. She aimed to become an actress. Aktris olmayı hedefledi. Tom is married to a famous actress. Tom ünlü bir aktrisle evli. I spoke to the actress herself. Aktrisin kendisiyle konuştum. The actress fell backwards from the stage. Aktris sahneden geriye doğru düştü. She resembles that actress. O, şu aktrise benziyor. You look like an actress. Aktris gibi görünüyorsun. According to this magazine, my favorite actress will marry a jazz musician next spring. Bu dergiye göre, en sevdiğim aktris önümüzdeki ilkbahar bir caz müzisyeniyle evlenecek. The fans sought to shake the actress's hand. Hayranları, aktristin elini sıkmak istedi. The audience applauded the actress. Seyirci aktristi alkışladı. She resembles that actress. O aktrise benziyor. Greta Garbo was a Swedish actress. Greta Garbo İsveçli bir aktristi. It was said that that lady was an actress. O hanımefendinin bir aktris olduğu söyleniyordu. The actress denied the rumors. Aktris söylentileri yalanladı. That actress is as beautiful as ever. O aktris her zamanki gibi çok güzel. I understood that it was a great lie that she wanted to become an actress. Aktris olmak istemesinin büyük bir yalan olduğunu anladım. Mary is a popular actress. Mary popüler bir aktris. He married an actress. O, bir aktris ile evlendi. She is famous as an actress. O bir aktris olarak ünlüdür. Besides being an actress, she was a famous painter. Aktris olmasının yanı sıra ünlü bir ressamdı. To my surprise, he got married to a very beautiful actress. Çok güzel bir aktrisle evlenmesine şaşırdım. The actress said that she was engaged to a banker. Aktris bir bankerle nişanlı olduğunu söyledi. I understood that it was a great lie that she wanted to become an actress. Onun bir aktris olmak istemesinin büyük bir yalan olduğunu anladım. She was dressed like an actress. O bir aktris gibi giyinmişti. She is not a singer, but an actress. O bir şarkıcı değil ama bir aktris. She dressed like an actress. Bir aktris gibi giyinmiş. That actress is as beautiful as ever. Şu aktrist her zamanki kadar güzel. Mary is a naïve young actress. Mary saf ve genç bir aktris. The actress was dressed beautifully. Aktris, güzel giyinmişti. She aimed to become an actress. O bir aktrist olmayı amaçladı. I think that actress is one of the most beautiful women on earth. O aktrisin dünyanın en güzel kadınlarından biri olduğunu düşünüyorum. The wonderful performance of this actress exceeded all expectations. Bu aktrisin muhteşem performansı tüm beklentileri aştı. The actress always wears expensive jewels. Aktris her zaman pahalı mücevherler takıyor. I hear she's a famous actress. Onun ünlü bir aktris olduğunu duyuyorum. The actress was dressed beautifully. Aktris çok güzel giyinmişti. Her mind is filled with dreams of becoming an actress. Onun aklı bir aktris olma hayalleri ile doludur. Kathleen is an actress. Kathleen bir aktris. You'll never be an actress. Asla bir aktris olamayacaksın. The woman in white is a famous actress. Beyazlı kadın ünlü bir aktris. Tom is married to a famous actress. Tom ünlü bir aktrisle evlidir. She wants to be an actress. Aktris olmak istiyor. It's said that she's a well-known actress. Ünlü bir aktris olduğu söyleniyor. The actress tore up her contract angrily. Aktris sözleşmesini öfkeyle yırttı. Who's your favorite actor or actress? En sevdiğiniz aktör ya da aktris kim? The actress made her debut when she was eight. Aktris ilk çıkışını sekiz yaşındayken yaptı. Joan became a great actress in spite of having had a difficult childhood. Joan, zor bir çocukluk geçirmesine rağmen büyük bir aktrist oldu. The actress sued the magazine for libel. Aktris dergiye iftira davası açtı. The actress is studying her role. Aktris rolüne çalışıyor. I want to be an actress. Aktris olmak istiyorum. Show More (108)
2	actress	oyuncu	n.
	The Indian girl in the film isn't a professional actress. Filmdeki Hintli kız profesyonel bir oyuncu değil. Sami needed to find an actress. Sami'nin bir oyuncu bulması gerekiyordu. Layla is a good actress. Leyla iyi bir oyuncudur. She is said to have been an actress about twenty years ago. Onun yaklaşık yirmi yıldır bir oyuncu olduğu söyleniyor. Sarah Bernhardt was a French stage actress. Sarah Bernhardt Fransız sahne oyuncusuydu. An actress fainted right in the middle of the play. Bir oyuncu oyunun tam ortasında bayıldı. Simone Signoret was a French actress. Simone Signoret Fransız bir oyuncuydu. She was an actress. O bir oyuncuydu. Sarah Bernhardt was a French stage actress. Sarah Bernhardt Fransız bir sahne oyuncusuydu. She's a good actress and she's beautiful. O iyi bir oyuncu ve çok güzel. My wife is an actress. Benim karım bir oyuncu. She became an actress the following year. Ertesi yıl oyuncu oldu. The actress is studying her role. Oyuncu rolüne çalışıyor. She has always been a popular actress. Her zaman popüler bir oyuncu olmuştur. You're a good actress. Sen iyi bir oyuncusun. I'm an actress, not a model. Ben bir oyuncuyum, model değil. I'm an actress, not a model. Ben bir oyuncuyum, bir model değil. She is said to have been an actress about twenty years ago. Yaklaşık yirmi yıl önce oyuncu olduğu söyleniyor. She's a good actress and she's beautiful. O iyi bir oyuncudur ve güzeldir. Mary is a good actress. Mary iyi bir oyuncu. Greta Garbo was a Swedish actress. Greta Garbo İsveçli bir oyuncuydu. She has always been a popular actress. O her zaman popüler bir oyuncu olmuştur. Mary is a popular actress. Mary popüler bir oyuncu. Layla is a good actress. Layla iyi bir oyuncu. People say she was an actress when she was young. İnsanlar onun gençken bir oyuncu olduğunu söylüyorlar. Mary is a naïve young actress. Mary toy bir genç oyuncu. She was a famous actress. O ünlü bir oyuncuydu. Not everyone thought she was a great actress. Herkes onun büyük bir oyuncu olduğunu düşünmüyordu. Joan became a great actress in spite of having had a difficult childhood. Joan, zor bir çocukluk geçirmesine rağmen büyük bir oyuncu oldu. Besides being an actress, she was a famous painter. Oyuncu olmasının yanında o ünlü bir ressamdı. Not everyone thought she was a great actress. Herkes onun harika bir oyuncu olduğunu düşünmüyordu. Show More (28)
3	actress	kadın oyuncu	n.
	You look like an actress. Bir kadın oyuncuya benziyorsun. The actress looks younger than she really is. Kadın oyuncu, olduğundan daha genç gözüküyor. Tom fell in love with a young actress. Tom genç bir kadın oyuncuya aşık oldu. The actress fell backward over the stage. Kadın oyuncu sahneye sırt üstü düştü. You'll never be an actress. Asla bir kadın oyuncu olmayacaksın. Mary is a good actress. Mary iyi bir kadın oyuncu. Show More (3)
4	actress	sinema oyuncusu	n.
	The Turkish theater and cinema actress Yıldız Kenter has passed away today at the age of 91. Türk tiyatro ve sinema oyuncusu Yıldız Kenter bugün 91 yaşında vefat etti. Show More (-2)