|
- That may be too late – politics, like nature, abhors a vacuum.
- Bu çok geç olabilir - siyaset de doğa gibi boşluktan nefret eder.
- We all abhor and condemn terrorism.
- Hepimiz terörizmden nefret ediyor ve kınıyoruz.
- You abhor violence, don't you?
- Sen şiddetten nefret ediyorsun, değil mi?
- Mary abhors violence.
- Mary şiddetten nefret ediyor.
- He abhors violence.
- Şiddetten nefret ediyor.
- She abhored violence.
- Şiddetten nefret ediyordu.
- They abhor violence.
- Onlar şiddetten nefret ediyor.
- Tom abhors horror films.
- Tom korku filmlerinden nefret ediyor.
- She abhored violence.
- O şiddetten nefret eder.
- I abhor spiders.
- Örümceklerden nefret ederim.
- A cat abhors a vacuum.
- Bir kedi boşluktan nefret eder.
- I abhor violence.
- Şiddetten nefret ediyorum.
- Lola abhors Salim's smoking.
- Lola, Salim'in sigara içmesinden nefret ediyor.
- Tom abhors horror films.
- Tom korku filmlerinden nefret eder.
- We abhor violence.
- Şiddetten nefret ediyoruz.
- They abhor violence.
- Şiddetten nefret ediyorlar.
- Tom abhors violence.
- Tom şiddetten nefret eder.
- A cat abhors a vacuum.
- Kedi elektrik süpürgesinden nefret eder.
- Tom abhors violence.
- Tom şiddetten nefret ediyor.
- You abhor violence, don't you?
- Şiddetten nefret ediyorsun, değil mi?
- Lola abhors Salim's smoking.
- Lola, Salim'in sigara içmesinden nefret eder.
- He abhors violence.
- O, şiddetten nefret ediyor.
- She abhors violence.
- Şiddetten nefret ediyor.
Show More (20)
|
