hasn't

"hasn't" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 1 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
Linguistics
1	Dilbilim	hasn't kısalt.	has not

"hasn't" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 41 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
Colloquial
1	Konuşma Dili	(it) hasn't been easy expr.	hiç kolay olmadı (ama geçti)
This hasn't been easy. Bu hiç kolay olmadı. More Sentences
2	Konuşma Dili	hasn't been easy expr.	kolay değildi
That task hasn't been easy. O görev kolay değildi. More Sentences
General
3	Genel	ask from where one hasn't studied f.	çalışmadığı yerden sormak
Colloquial
4	Konuşma Dili	(someone) hasn't seen nothing yet expr.	bu gördükleri ne ki
5	Konuşma Dili	(someone) hasn't seen nothing yet expr.	daha hiçbir şey görmedi
6	Konuşma Dili	(someone) hasn't seen nothing yet expr.	daha ne gördü ki
7	Konuşma Dili	(someone) hasn't seen nothing yet expr.	daha bunlar ne ki
8	Konuşma Dili	(someone) hasn't seen nothing yet expr.	bir o kadar da yerin altında var
9	Konuşma Dili	penny hasn't dropped expr.	jeton düşmedi
10	Konuşma Dili	It hasn't been easy expr.	kolay değildi (ama geçti)
11	Konuşma Dili	(one) hasn't lived (until) expr.	(bir şeyi yapmadan) yaşadım deme
12	Konuşma Dili	(it) hasn't been easy expr.	zor oldu (ama geçti)
13	Konuşma Dili	(one) hasn't lived (until) expr.	(biri) bir şeyi yapmadan yaşamış sayılmaz
14	Konuşma Dili	hasn't been easy expr.	hiç kolay olmadı
15	Konuşma Dili	hasn't been easy expr.	zor oldu
Idioms
16	Deyim	(one) hasn't the foggiest expr.	(birinin) hiçbir fikri yok
17	Deyim	(one) hasn't the foggiest expr.	(birinin) haberi yok
18	Deyim	(one) hasn't the foggiest expr.	(biri) hiç bilmiyor
Speaking
19	Konuşma	don't tell me the subject hasn't come up i.	bu konunun gündeme gelmediğini söylemeyin bana
20	Konuşma	he hasn't slept a wink expr.	bütün gece gözünü bile kırpmadı
21	Konuşma	he hasn't even shown up yet expr.	daha ortalıkta görünmedi
22	Konuşma	the class hasn't finished yet expr.	ders henüz bitmedi
23	Konuşma	he hasn't slept a wink expr.	gözüne dirhem uyku girmedi
24	Konuşma	if he hasn't done it again! expr.	hay allah!
25	Konuşma	he hasn't slept a wink expr.	gözünü uyku tutmadı
26	Konuşma	he/she hasn't come yet expr.	henüz gelmedi
27	Konuşma	my son hasn't spoken to me in years expr.	oğlum benimle yıllardır konuşmuyor
28	Konuşma	my daughter hasn't spoken to me in years expr.	kızım benimle senelerdir konuşmuyor
29	Konuşma	my son hasn't spoken to me in years expr.	oğlum benimle senelerdir konuşmuyor
30	Konuşma	he hasn't looked me in the eye since expr.	o zamandan bu yana yüzüme bakmadı
31	Konuşma	what makes you think he/she hasn't spent all the money? expr.	onun tüm parayı harcamadığını düşündürten ne?
32	Konuşma	payment hasn't arrived expr.	ödeme gelmedi
33	Konuşma	my daughter hasn't spoken to me in years expr.	kızım benimle yıllardır konuşmuyor
34	Konuşma	aint, ain't (aren't, isn't, am not, haven't, hasn't) expr.	olumsuzluk takısı
35	Konuşma	I'm surprised it hasn't gotten to you expr.	sizin haberiniz olmayışına çok şaşırdım
36	Konuşma	if he hasn't done it again! expr.	yine aynı şeyi yaptı
37	Konuşma	I hope it hasn't expired expr.	umarım kullanım tarihi geçmemiştir
38	Konuşma	I hope it hasn't expired expr.	umarım son kullanma tarihi geçmemiştir
Slang
39	Argo	he hasn't got a brass razoo expr.	beş parasız
40	Argo	he hasn't got a zack expr.	beş parasız
41	Argo	he hasn't got a brass razoo expr.	çok fakir