gösterilmek - Türkçe İngilizce Sözlük

gösterilmek

"gösterilmek" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 4 sonuç

Türkçe İngilizce
General
gösterilmek run f.
The famous TV series 'Friends' ran for ten seasons.
Ünlü TV dizisi 'Friends' on sezon boyunca gösterilmiştir.

More Sentences
Cinema
gösterilmek be shown f.
Tom was shown to his seat.
Tom'a koltuğu gösterildi.

More Sentences
General
gösterilmek be viewed f.
Cinema
gösterilmek be screened f.

"gösterilmek" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 35 sonuç

Türkçe İngilizce
General
aday gösterilmek be nominated f.
Mr Togawa was nominated for mayor.
Bay Togawa belediye başkanlığına aday gösterildi.

More Sentences
aday gösterilmek be nominated f.
Both Tom and Mary were nominated.
Hem Tom hem de Mary aday gösterildi.

More Sentences
parmakla gösterilmek be a person of distinction f.
aday gösterilmek be nominated as a candidate f.
parmakla gösterilmek be pointed at f.
parmakla gösterilmek be a distinguished person f.
aday olarak gösterilmek be nominated as a candidate f.
teminat olarak gösterilmek be supplied as a collateral f.
teminat olarak gösterilmek be pledged as a collateral f.
aday gösterilmek be proposed for candidacy f.
örnek gösterilmek be shown as a model f.
örnek gösterilmek be shown as an example f.
parmakla gösterilmek be famous f.
parmakla gösterilmek be so few one can count them on the fingers of one hand f.
parmakla gösterilmek be small in number f.
örnek gösterilmek be cited as an example f.
örnek gösterilmek be set an example f.
örnek gösterilmek be an example to f.
(televizyonda vb) gösterilmek be featured on f.
(televizyonda vb) gösterilmek be featured in f.
Phrasals
bir yönüyle bir şeye örnek gösterilmek exemplify something by something f.
Colloquial
'-de gösterilmek be on at f.
(belli bir saatte/zamanda) televizyonda gösterilmek be on at f.
Idioms
işin nasıl yapılacağı gösterilmek be shown the ropes f.
işin püf noktası öğretilmek/gösterilmek be shown the ropes f.
olumsuz/kötü durumda (gösterilmek) in a bad light expr.
uygunsuz durumda (gösterilmek) in a bad light expr.
olumsuz/kötü şartlarda (gösterilmek) in a bad light expr.
uygunsuz şartlarda (gösterilmek) in a bad light expr.
olumsuz şekilde/olarak (gösterilmek) in a bad light expr.
kötü şekilde/olarak (gösterilmek) in a bad light expr.
uygunsuz şekilde/olarak (gösterilmek) in a bad light expr.
Trade/Economic
adi ve imtiyazlı hisse senetleri için ayrı ayrı gösterilmek koşuluyla, hisse başına kar ve kar payı oranları earning per share and rate of dividend for common stocks and preference stocks i.
Law
yabancı bir liman da geminin yükü rehin gösterilmek suretiyle gemi kaptanı tarafından imzalanan borç senedi respondentia bond i.
Latin
gösterilmek istenen de buydu quod erat demonstrandum expr.