Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
Speaking | ||
Konuşma | büyüdükçe | as she grew older expr. |
Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
General | ||
Genel | büyüdükçe büyümek | keep getting bigger f. |
Genel | (küçükken/büyüdükçe) uyurgezerlik sorununu aşmak | grow out of sleepwalking f. |
Phrasals | ||
Öbek Fiiller | büyüdükçe (bir şeyden) uzaklaşmak | grow away from (something) f. |
Botanic | ||
Botanik | küçükken koyu kahverengi olup büyüdükçe grileşen kıvrık şapkaya sahip olan bir mantar | helvella sulcata i. |