İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | indoctrinate f. | aşılamak | ||
Even today the Vietnamese government indoctrinates its citizens with pure antireligious ideas. Bugün bile Vietnam hükümeti vatandaşlarına saf din karşıtı fikirler aşılamaktadır. More Sentences |
||||
Genel | indoctrinate f. | beynini yıkamak | ||
Genel | indoctrinate f. | öğretmek | ||
Genel | indoctrinate f. | bir düşünce sisteminin esaslarını öğretmek | ||
Genel | indoctrinate f. | telkin etmek | ||
Genel | indoctrinate f. | telkinde bulunmak | ||
Genel | indoctrinate f. | (fikir) aşılamak | ||
Politics | ||||
Siyasal | indoctrinate f. | doktrin aşılamak | ||
Military | ||||
Askeri | indoctrinate f. | esasları öğretmek | ||
Askeri | indoctrinate f. | ideoloji telkin etmek |
İngilizce | Türkçe | |
---|---|---|
Phrasals | ||
Öbek Fiiller | indoctrinate someone into something f. | birine bir şeylerin esaslarını öğretmek |
Öbek Fiiller | indoctrinate with f. | ile beynini yıkamak |
Öbek Fiiller | indoctrinate with f. | ile telkin etmek |
Öbek Fiiller | indoctrinate (someone) with (something) f. | (birine bir şey) öğretmek/aşılamak |
Öbek Fiiller | indoctrinate (someone) with (something) f. | (birini bir şeyle) eğitmek/telkin etmek |
Öbek Fiiller | indoctrinate (someone) with (something) f. | (birinin bir şeyle) beynini yıkamak |
Öbek Fiiller | indoctrinate into f. | (bir şeyin) esaslarını öğretmek |