|
- I, at least, can no longer get enthusiastic about ordering merely amusing images for my cell phone.
- En azından ben, cep telefonum için sadece eğlenceli görüntüler sipariş etme konusunda artık hevesli olamayacağım.
- Now, for some real peace, turn off your cell phone.
- Şimdi, gerçek bir huzur için cep telefonunuzu kapatın.
- Now, for some real peace, turn off your cell phone.
- Şimdi, gerçek huzur için, cep telefonunuzu kapayın.
- Poor signal strength can also have an effect in the cell phone's performance.
- Zayıf sinyal gücü de cep telefonunun performansını etkileyebilir.
- Poor signal strength can also have an effect in the cell phone's performance.
- Zayıf sinyal gücü, cep telefonunun performansını da etkileyebilir.
- Now, for some real peace, turn off your cell phone.
- Şimdi, gerçek huzur için, cep telefonunu kapat.
- My wife and I have one cell phone between us.
- Eşim ve benim aramızda bir cep telefonu var.
- I lost my cell phone and I can't find it.
- Cep telefonumu kaybettim ve bulamıyorum.
- Don't forget to charge your cell phone.
- Cep telefonunu şarj etmeyi unutma.
- I'm calling from my cell phone.
- Cep telefonumdan arıyorum.
- I'm calling from Tom's cell phone.
- Ben Tom'un cep telefonundan arıyorum.
- I've lost even my cell phone!
- Cep telefonumu bile kaybettim!
- I lost my cell phone and I can't find it.
- Cep telefonumu kaybettim ve onu bulamıyorum.
- Tom felt his cell phone vibrate in the inside pocket of his jacket.
- Tom ceketinin iç cebinde cep telefonunun titrediğini hissetti.
- His cell phone was turned off.
- Onun cep telefonu kapalıydı.
- Tom doesn't have a cell phone.
- Tom'un bir cep telefonu yok.
- I wonder when they'll come out with a cell phone in a wrist watch.
- Kol saati içinde cep telefonunu ne zaman çıkaracaklar merak ediyorum.
- May I use your cell phone again?
- Cep telefonunuzu tekrar kullanabilir miyim?
- Why doesn't Tom have a cell phone?
- Tom'un neden cep telefonu yok?
- Tom answered his cell phone.
- Tom cep telefonunu yanıtladı.
- May I use your cell phone again?
- Cep telefonunu tekrar kullanabilir miyim?
- Tom can't use his cell phone here because he has very expensive roaming charges.
- Tom çok pahalı dolaşım ücretleri olduğu için burada cep telefonunu kullanamıyor.
- Tom left a detailed message on Mary's cell phone.
- Tom, Mary'nin cep telefonuna ayrıntılı bir mesaj bıraktı.
- My cell phone has a built-in digital camera.
- Benim cep telefonum dahili bir dijital kameraya sahip.
- Please turn off your cell phones.
- Lütfen cep telefonlarınızı kapatın.
- Mary took a picture of her mother with her cell phone.
- Mary cep telefonuyla annesinin bir fotoğrafını çekti.
- I'm going to buy a cell phone tomorrow.
- Yarın bir cep telefonu alacağım.
- You should turn off your cell phone.
- Cep telefonunu kapatmalısın.
- We've tried calling Tom's cell phone.
- Tom'un cep telefonunu aramayı denedik.
- Tom can't use his cell phone here because he has very expensive roaming charges.
- Tom cep telefonunu burada kullanamıyor çünkü çok pahalı dolaşım ücretleri var.
- Could you please tell me what your cell phone number is?
- Lütfen cep telefonu numaranın ne olduğunu bana söyler misin?
- Do you have a cell phone with you?
- Yanınızda cep telefonu var mı?
- I left my cell phone at home.
- Ben cep telefonumu evde bıraktım.
- Tom wants a new cell phone.
- Tom yeni bir cep telefonu istiyor.
- She still hasn't gotten used to cell phones.
- O, cep telefonlarına hâlâ alışmadı.
- I don't have a cell phone.
- Cep telefonum yok.
- Tom flipped open his cell phone and made a call.
- Tom cep telefonunu açtı ve bir arama yaptı.
- I've lost even my cell phone!
- Cep telefonumu bile yitirdim!
- Turn off your cell phone, please.
- Lütfen cep telefonunuzu kapatın.
- Your cell phone rang a minute ago.
- Bir dakika önce cep telefonunuz çaldı.
- I don't have a cell phone.
- Benim bir cep telefonum yok.
- My cell phone has a built-in digital camera.
- Cep telefonumda dahili bir dijital kamera var.
- My cell phone was off.
- Cep telefonum kapalıydı.
- This cell phone costs a fortune.
- Bu cep telefonu bir servet değerinde.
- Whose cell phone is this?
- Kimin cep telefonu bu?
- I need to charge my cell phone.
- Cep telefonumu şarj etmem lazım.
- We've tried calling Tom's cell phone.
- Biz Tom'un cep telefonunu aramayı denedik.
- Tom muted his cell phone.
- Tom cep telefonunun sesini kapattı.
- Tom put his cell phone on his desk.
- Tom cep telefonunu masasına koydu.
- Tom left a detailed message on Mary's cell phone.
- Tom, Mary'nin cep telefonuna detaylı bir mesaj bıraktı.
- My cell phone doesn't work.
- Cep telefonum çalışmıyor.
- Do you have a cell phone?
- Senin bir cep telefonun var mı?
- Do you have a cell phone?
- Cep telefonunuz var mı?
- I'm gonna get a cell phone tomorrow!
- Yarın bir cep telefonu alacağım!
- My cell phone is easy to use.
- Cep telefonumu kullanmak kolaydır.
- Tom took out his cell phone and called for help.
- Tom cep telefonunu çıkardı ve yardım çağırdı.
- Why didn't you answer your cell phone?
- Neden cep telefonuna cevap vermedin?
- Whose cell phone is this?
- Bu cep telefonu kimin?
- The iPhone is an extraordinary cell phone.
- iPhone olağanüstü bir cep telefonu.
- He called her cell phone.
- Cep telefonunu aradı.
- Tom muted his cell phone.
- Tom cep telefonunu sessize aldı.
- I left my cell phone at home.
- Cep telefonumu evde unutmuşum.
- Tom put his cell phone away.
- Tom cep telefonunu kaldırdı.
- Tom pulled out his cell phone and made a call.
- Tom cep telefonunu çıkardı ve bir arama yaptı.
- His cell phone was turned off.
- Cep telefonu kapalıydı.
- I was talking on my cell phone.
- Cep telefonumla konuşuyordum.
- Cell phones are convenient, but I want them to be used responsibly.
- Cep telefonları kullanışlı ancak sorumlu bir şekilde kullanılmalarını istiyorum.
- I'm calling from Tom's cell phone.
- Tom'un cep telefonundan arıyorum.
- Give me your cell phone.
- Cep telefonunu ver.
- Tom said he was calling from his cell phone.
- Tom cep telefonundan aradığını söyledi.
- Tom doesn't have a cell phone.
- Tom'un cep telefonu yok.
- His cell phone is off.
- Cep telefonu kapalı.
- Mary took a picture of her mother with her cell phone.
- Mary cep telefonuyla annesinin fotoğrafını çekti.
- Could you give me your cell phone number?
- Bana cep telefonu numaranı verir misin?
- I don't know where I put my cell phone.
- Cep telefonumu nereye koyduğumu bilmiyorum.
- My cell phone is easy to use.
- Cep telefonumu kullanmak çok kolay.
- Tom handed Mary his cell phone.
- Tom cep telefonunu Mary'ye verdi.
- Tom took out his cell phone so that he could take a selfie.
- Tom selfie çekmek için cep telefonunu çıkardı.
- Tom took out his cell phone and called for help.
- Tom cep telefonunu çıkarıp yardım çağırdı.
- Do you have a cell phone with you?
- Yanında cep telefonun var mı?
- Whose cell phone is this?
- Bu kimin cep telefonu?
- She still hasn't gotten used to cell phones.
- Hâlâ cep telefonlarına alışamadı.
- Give me your cell phone.
- Bana cep telefonunu ver.
- Tom took out his cell phone so that he could take a selfie.
- Tom bir özçekim çekebilmek için cep telefonunu çıkardı.
- Do you have a cell phone, Tom?
- Cep telefonun var mı, Tom?
- Your cell phone's not working.
- Senin cep telefonun çalışmıyor.
- Tom is on his cell phone.
- Tom cep telefonuyla konuşuyor.
- You wouldn't have a cell phone, would you?
- Cep telefonun olmazdı, değil mi?
- How do I change my cell phone's ringtone?
- Cep telefonumun zil sesini nasıl değiştirebilirim?
- I'm calling from a cell phone.
- Ben bir cep telefonundan arıyorum.
- Tom didn't have his cell phone with him, so he couldn't call Mary to tell her he'd be late.
- Tom'un cep telefonu yanında olmadığı için Mary'yi arayıp geç kalacağını söyleyemedi.
- I was talking on my cell phone.
- Cep telefonumda konuşuyordum.
- Tom handed Mary his cell phone.
- Tom Mary'ye cep telefonunu verdi.
- Your cell phone's not working.
- Cep telefonun çalışmıyor.
- Can I borrow your cell phone today?
- Bugün cep telefonunu ödünç alabilir miyim?
- Tom put his cell phone on his desk.
- Tom cep telefonunu masasının üzerine koydu.
- The silence in the library was disturbed by the ringing of a cell phone.
- Kütüphanedeki sessizlik bir cep telefonunun çalmasıyla bozuldu.
- Turn off your cell phone, please.
- Cep telefonunuzu kapatın lütfen.
- This cell phone costs a fortune.
- Bu cep telefonu, bir servete mal olur.
- Could you give me your cell phone number?
- Bana cep telefonu numaranı verebilir misin?
- I'm calling from a cell phone.
- Cep telefonundan arıyorum.
- Tom forgot where he put his cell phone.
- Tom cep telefonunu nereye koyduğunu unuttu.
- Why doesn't Tom have a cell phone?
- Neden Tom'un bir cep telefonu yok.
- I also lost my cell phone!
- Ben de cep telefonumu kaybettim!
- Your cell phone rang a minute ago.
- Bir dakika önce cep telefonun çaldı.
- How do I change my cell phone's ringtone?
- Cep telefonumun zil sesini nasıl değiştiririm?
- Could you please tell me what your cell phone number is?
- Lütfen bana cep telefonu numaranızı söyler misiniz?
- Tom answered his cell phone.
- Tom cep telefonuna cevap verdi.
Show More (105)
|
