Geçmiş

yürek

"yürek" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 18 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	yürek	heart i.
General
2	Genel	yürek	ticker i.
3	Genel	yürek	audacity i.
4	Genel	yürek	stomach i.
5	Genel	yürek	pluck i.
6	Genel	yürek	courage i.
7	Genel	yürek	guts i.
8	Genel	yürek	spunk i.
9	Genel	yürek	breast i.
10	Genel	yürek	heart i.
11	Genel	yürek	hart [obsolete] i.
12	Genel	yürek	bosom i.
13	Genel	yürek	moxie i.
14	Genel	yürek	pudding [dialect] [uk] i.
Idioms
15	Deyim	yürek	a lot of pluck i.
16	Deyim	yürek	intestinal fortitude i.
Anatomy
17	Anatomi	yürek	heart i.
Gastronomy
18	Mutfak	yürek	heart i.

"yürek" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 96 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	yürek sızısı	aching heart i.
2	Genel	cesur yürek	brave heart i.
3	Genel	yürek vuruşu	heartbeat i.
4	Genel	tek yürek	full unity i.
5	Genel	yürek gücü	backbone i.
6	Genel	taş yürek	hardheart i.
7	Genel	yürek atışı	beat i.
8	Genel	yürek biçimli kam	heart cam i.
9	Genel	yürek burkan/acıklı hikaye/öykü	harrowing story i.
10	Genel	cesur yürek	lion-heart i.
11	Genel	yürek çizgisi	love line i.
12	Genel	yürek çizgisi	heart line i.
13	Genel	yürek çizgisi	line of heart i.
14	Genel	yürek çizgisi	mensal line i.
15	Genel	çarpmak (yürek)	pulsate f.
16	Genel	yürek istemek	take a lot of nerve f.
17	Genel	yürek sızlamak	be greatly sorry (for someone) f.
18	Genel	birine yürek vermek	strengthen somebody's hand f.
19	Genel	(yürek) hızlı ve düzensizce atmak	palpitate f.
20	Genel	tek yürek olmak	band together f.
21	Genel	tek yürek olmak	be of one heart f.
22	Genel	yürek parçalayıcı	heartbreaking s.
23	Genel	yürek parçalayıcı	harrowing s.
24	Genel	yürek parçalayıcı	piteous s.
25	Genel	yürek parçalayıcı	heartrending s.
26	Genel	yürek biçiminde	cordate s.
27	Genel	yürek parçalayıcı	heart-rending s.
28	Genel	yürek parçalayan	heart-wrenching s.
29	Genel	yürek hoplatan (aktör vb)	heart-throb s.
30	Genel	yürek paralayan	heart-wrenching s.
31	Genel	yürek parçalayıcı	heart-wrenching s.
32	Genel	yürek burkan	heart-wrenching s.
33	Genel	yürek kaldırıcı	nail-biting s.
34	Genel	yürek parçalayan	tear-jerking s.
35	Genel	yürek burkucu	gut-wrenching s.
36	Genel	yürek sızlatan	gut-wrenching s.
37	Genel	yürek burkan	gut-wrenching s.
38	Genel	yürek hoplatan	heart-stopping s.
39	Genel	yürek parçalayan	lacerant s.
40	Genel	yürek burkan	lachrymal s.
41	Genel	yürek burkan	lachrymose s.
42	Genel	yürek burkan	lacrimose s.
43	Genel	yürek burkan	horrible s.
44	Genel	yürek isteyen işler yapan	derdoing s.
45	Genel	yürek parçalayıcı bir şekilde	piteously zf.
46	Genel	yürek parçalayıcı bir şekilde	heartrenderingly zf.
47	Genel	yürek parçalayıcı bir şekilde	heartbreakingly zf.
48	Genel	yürek burkarak	gut-wrenchingly zf.
Phrasals
49	Öbek Fiiller	(birine/bir şeye karşı) tek yürek olmak	band together (against someone or something) f.
Phrases
50	İfadeler	tek yürek	as one man expr.
Proverb
51	Atasözü	yürek hep umut doludur	hope springs eternal (in the human breast)
52	Atasözü	yürek hep umut doludur	hope springs eternal
Colloquial
53	Konuşma Dili	yürek yemişsin	you've got a lot of nerve expr.
Idioms
54	Deyim	mangal gibi yürek	a lot of pluck i.
55	Deyim	yere bakan yürek yakan	a dark horse i.
56	Deyim	yürek ağrısı	aching heart i.
57	Deyim	aslan gibi yürek	heart of oak i.
58	Deyim	yürek yemişlik	some neck i.
59	Deyim	altın yürek	a heart of gold i.
60	Deyim	büyük yürek	a lot of nerve i.
61	Deyim	yürek yemişlik	a lot of nerve i.
62	Deyim	taş yürek	heart of stone i.
63	Deyim	yürek yemişlik	lot of nerve i.
64	Deyim	(kalp/yürek) çarpmak/atmak	pound a beat f.
65	Deyim	yürek parçalamak	pull on the heartstrings f.
66	Deyim	yürek hoplatmak	thrill someone to bits f.
67	Deyim	yürek hoplatmak	thrill someone to death f.
68	Deyim	yürek hoplatmak	thrill someone to pieces f.
69	Deyim	(bir şeyi yapmak) yürek istemek	take a lot of nerve (to do something) f.
70	Deyim	yürek hoplatmak	thrill to pieces f.
71	Deyim	yürek daraltıcı	boring in the extreme s.
72	Deyim	kimde var o yürek	who will bell the cat expr.
73	Deyim	görelim bakalım o yürek var mı sende?	are you a man or a mouse? expr.
74	Deyim	kimde var o yürek	who will bell the cat expr.
75	Deyim	yürek yemişsin	you've got (some) nerve exclam.
Speaking
76	Konuşma	yürek yedin galiba	you've got a hell of a lot of nerve expr.
Technical
77	Teknik	yankılı yürek gösterimi	echocardiogram i.
78	Teknik	yankılı yürek akım yazımı	echocardiography i.
79	Teknik	yankılı yürek bilimi	echocardiology i.
80	Teknik	yürek akımyazarı	cardiograph i.
Textile
81	Tekstil	yürek mili	thread take-up spindle i.
Medical
82	Medikal	kara yürek	black heart i.
83	Medikal	yürek kası yangısı	myocarditis i.
84	Medikal	yürek kası yangısı	myocardial inflammation i.
85	Medikal	yürek kası	myocardium i.
86	Medikal	yürek çarpıntısı geçirmek	have heart palpitations f.
87	Medikal	yürek çarpıntısı geçirmek	have/suffer from palpitations f.
Anatomy
88	Anatomi	dış yürek zarı	pericardium i.
Pathology
89	Patoloji	yürek kurdu hastalığı	heartworm i.
Math
90	Matematik	yürek eğrisi	cardioid i.
Botanic
91	Botanik	yürek sarmaşığı	cardiospermum i.
92	Botanik	yürek sarmaşığı	heartpea i.
Literature
93	Edebiyat	mürekkep yürek	inkheart i.
Cinema
94	Sinema	cesur yürek	braveheart i.
Slang
95	Argo	yürek yemiş	ballsy s.
British Slang
96	İngiliz Argosu	yere bakan yürek yakan	dark horse i.