Geçmiş

yaşlanmak

"yaşlanmak" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 25 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	yaşlanmak	grow old f.
General
2	Genel	yaşlanmak	grow older f.
3	Genel	yaşlanmak	age f.
4	Genel	yaşlanmak	get older f.
5	Genel	yaşlanmak	be getting on in years f.
6	Genel	yaşlanmak	get old f.
7	Genel	yaşlanmak	got old f.
8	Genel	yaşlanmak	got older f.
9	Genel	yaşlanmak	senesce f.
10	Genel	yaşlanmak	get on f.
11	Genel	yaşlanmak	grow old f.
12	Genel	yaşlanmak	gray f.
13	Genel	yaşlanmak	olden f.
14	Genel	yaşlanmak	date f.
Phrasals
15	Öbek Fiiller	yaşlanmak	wear off f.
16	Öbek Fiiller	yaşlanmak	get along f.
Colloquial
17	Konuşma Dili	yaşlanmak	be getting on f.
18	Konuşma Dili	yaşlanmak	get on in years f.
19	Konuşma Dili	yaşlanmak	get on in years f.
Idioms
20	Deyim	yaşlanmak	be getting on in years f.
21	Deyim	yaşlanmak	go to seed f.
22	Deyim	yaşlanmak	be on in years f.
23	Deyim	yaşlanmak	get along in years f.
Marine Biology
24	Deniz Biyolojisi	yaşlanmak	ageing f.
Modern Slang
25	Modern Argo	yaşlanmak	be aging out f.

"yaşlanmak" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 18 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	aşırı yaşlanmak	overage f.
Colloquial
2	Konuşma Dili	(yıllar geçtikçe) yaşlanmak	get on (in years) f.
3	Konuşma Dili	yıllar geçtikçe yaşlanmak	get on in years f.
Idioms
4	Deyim	her geçen gün (daha da) yaşlanmak	not getting any younger f.
5	Deyim	artık yaşlanmak/ihtiyarlamak	pass (one's) sell-by date f.
6	Deyim	artık yaşlanmak/ihtiyarlamak	pass your sell-by date f.
7	Deyim	yerinde yaşlanmak	age in place f.
8	Deyim	alışık olduğu çevrede/konutta yaşlanmak	age in place f.
9	Deyim	bir parça yaşlanmak	be getting on a bit f.
10	Deyim	çok yaşlanmak	be long in the tooth f.
11	Deyim	bulunduğu/olduğu yerde yaşlanmak	age in place f.
12	Deyim	bulunduğu/olduğu yerde yaşlanmak	be aging in place f.
13	Deyim	bulunduğu/olduğu yerde yaşlanmak	age in place f.
14	Deyim	bulunduğu/olduğu yerde yaşlanmak	be aging in place f.
15	Deyim	her geçen gün (daha da) yaşlanmak	not be getting any younger f.
16	Deyim	giderek yaşlanmak	not be getting any younger f.
17	Deyim	kötü yaşlanmak	age like milk f.
Modern Slang
18	Modern Argo	stres ve fazla çalışma yüzünden normalden daha hızlı yaşlanmak	be aging like a president f.