sit-in - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

sit-in

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"sit-in" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 3 sonuç

İngilizce Türkçe
General
sit-in i. bir yerde yapılan oturma eylemi (protesto amacıyla)
sit-in i. oturma grevi
Politics
sit-in i. oturma eylemi

"sit-in" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 64 sonuç

İngilizce Türkçe
General
sit in f. bakmak
sit in for f. birine vekalet etmek
sit in for f. yerini almak
sit in f. katılmak
sit in on f. dinleyici olarak bir toplantıya katılmak
sit in f. yerini almak
stage a sit-in f. oturma eylemi yapmak
sit in judgement f. karşısındakini yargılamak
sit in judgement f. karşısındaki hakkında karar vermek
sit in f. oturma eylemi yapmak
sit in f. (toplantı/ders vb'ye) konuk olarak alınmak
sit in f. bir başkasının yerine temsil elmek
sit in f. birinin yerini almak
sit in the tent f. çadırda oturmak
sit in the front passenger seat f. (arabada) ön koltukta oturmak
sit in a cross-legged position f. bağdaş kurarak oturmak
sit in front of the tv f. televizyon karşısına geçmek
sit in front of the tv f. tv karşısına geçmek
hold a sit-in f. oturma eyleminde bulunmak
sit in the garden f. bahçede oturmak
sit in the cafe f. kafede oturmak
sit in [uk] f. bakıcılık yapmak
sit in [uk] f. dadılık yapmak
sit in [uk] f. masaya oturmak
sit in [uk] f. sofraya oturmak
sit in f. (birinin) vekili olmak
sit in f. katılmak
sit in f. yer almak
sit in f. oturma eylemi yapmak
Phrasals
sit in (for somebody) f. birinin yerine bakmak
sit in (for somebody) f. birinin görevini vekaleten yapmak
sit in on (something) f. (bir şeye) dinleyici/izleyici/katılımcı/ziyaretçi olarak katılmak
Proverb
you can't sit in two chairs at once aynı anda her yere yetişemezsin
you can't sit in two chairs at once aynı anda bir çok işi yapamazsın
you can't sit in two chairs at the same time aynı anda her yere yetişemezsin
you can't sit in two chairs at the same time aynı anda bir çok işi yapamazsın
you can't sit in two chairs at the same time iki şey aynı anda yapılamaz
you can't sit in two chairs at the same time ikisinden birini seçmesi gerek
you can't sit in two chairs with one butt aynı anda her yere yetişemezsin
you can't sit in two chairs with one butt aynı anda bir çok işi yapamazsın
you can't sit in two chairs with one butt iki şey aynı anda yapılamaz
you can't sit in two chairs with one butt ikisinden birini seçmesi gerek
Idioms
sit in judgment of somebody f. biri hakkında hüküm vermek
sit in judgment upon someone f. birini yargılamak
sit in judgment on someone f. biri hakkında hüküm vermek
sit in judgment on someone f. birini yargılamak
sit in judgment upon someone f. biri hakkında hüküm vermek
sit in judgment on/over f. hüküm vermek
sit in judgment of (someone) f. (birinin) suçlu olup olmadığına karar vermek için jürilik yapmak
sit in judgment of (someone) f. (biri) hakkında hüküm vermek
sit in judgment of (something) f. (bir şeyin) doğruluğunu yargılamak
sit in judgment of (something) f. (bir şeyi) yargılamak
Speaking
can I sit in your lap? expr. kucağına oturabilir miyim?
my grandma likes to sit in the rocking chair expr. babaannem sallanan sandalyede oturmayı çok sever
my grandmother loves to sit in the rocking chair expr. babaannem sallanan sandalyede oturmayı çok sever
Trade/Economic
sit-in oturma i. oturma grevi
stage a sit-in f. oturma grevi yapmak
Law
sit-in protest i. oturma eylemi
(defendant) to sit in the dock f. sanık sandalyesine oturmak
Politics
sit in a plenary session i. genel kurul halinde toplanma
sit-in act i. oturma eylemi
Football
sit in bench f. yedek kulübesinde beklemek
Card
sit in f. (kart oyununda) el almak
sit in f. oyunu yönetmek