Geçmiş

sana

"sana" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 2 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
Geography
1	Coğrafya	sana i.	san'a
2	Coğrafya	sana i.	yemen'in başkenti

"sana" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 4 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	sana	thee zm.
2	Genel	sana	you zm.
Speaking
3	Konuşma	sana	to you expr.
4	Konuşma	sana	for you expr.

"sana" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	yazıklar olsun sana	shame on you! ünl.
2	Genel	al sana	take it! ünl.
3	Genel	al sana	here! ünl.
4	Genel	aferin sana	attaboy ünl.
5	Genel	aferin sana	attagirl ünl.
6	Genel	ilahi sana	goodness! ünl.
7	Genel	ilahi sana	goodness for you! ünl.
8	Genel	ilahi sana	goodness upon you! ünl.
9	Genel	sana rağmen	in your despite expr.
10	Genel	sana iyi gelir	good for you expr.
Phrases
11	İfadeler	sana (bir şey) gerek	(one) could stand (something) f.
12	İfadeler	sana (bir şey) gerek	(one) could use (something) f.
13	İfadeler	bu sana bir hediye	this is a gift for you expr.
14	İfadeler	uç uç böceği annen sana terlik pabuç alacak	ladybug, ladybug, fly away home expr.
15	İfadeler	tam sana layık …	that's (someone or something) for you expr.
16	İfadeler	tam sana layık …	there's (someone or something) for you expr.
17	İfadeler	al sana …	there's (or that's) for you expr.
18	İfadeler	hazırlan, sana bir görev/iş daha çıktı	bend over, here it comes again expr.
19	İfadeler	, annem sana terlik pabuç alacak	ladybug, ladybug, fly away home expr.
20	İfadeler	uç, uç böceğim, yarın düğün olacak, annem sana terlik pabuç alacak	ladybug, ladybug, fly away home expr.
21	İfadeler	geleceğini bilseydim börekler açardım sana	If I knew you were coming, I'd have baked a cake expr.
22	İfadeler	bak sana söylüyorum	I can tell you expr.
23	İfadeler	gerisi sana kalmış	the rest is up to you expr.
24	İfadeler	ne mutlu sana	lucky you expr.
25	İfadeler	sana nasıl davranmalarını istiyorsan diğerlerine öyle davran	treat others as you would have them treat you expr.
26	İfadeler	sana doğru	towards you expr.
27	İfadeler	sana ve ailene mutlu yıllar	happy new year to you and your family expr.
28	İfadeler	sana da mutlu yıllar	happy new year to you too expr.
29	İfadeler	sana uygun	very you expr.
30	İfadeler	sana benzeyen biri	someone like you expr.
31	İfadeler	sana nasıl davranılmasını istiyorsan diğerlerine öyle davran	treat others as you would have them treat you expr.
32	İfadeler	tam sana göre	very you expr.
33	İfadeler	yalancı yalancı sana kimse inanmaz	liar liar pants on fire expr.
34	İfadeler	ben kefilim sana	I'll vouch for you expr.
35	İfadeler	sana katılıyorum	I am all yours expr.
36	İfadeler	sana minnettarım	you have my gratitude expr.
37	İfadeler	sana benden on puan	10 points to gryffindor expr.
38	İfadeler	sana bağlı/kalmış	the ball's in your court expr.
39	İfadeler	sana söyleneni yap	do as you are bid expr.
Proverb
40	Atasözü	sen bana yardım et ben de sana yardım edeyim	you scratch my back and I scratch yours
41	Atasözü	dağ sana gelmiyorsa, sen dağa gideceksin	if the mountain will not come to Mahomet, Mahomet must go to the mountain
42	Atasözü	bilmediğin şeyden sana zarar gelmez	what you don't know can't hurt you
43	Atasözü	bilmediğin şeyden sana zarar gelmez	what you don't know won't hurt you
44	Atasözü	eğer sana yardım edilmişse sen de onlara yardım et	one good turn deserves another
45	Atasözü	bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim	man is known by the company he keeps
46	Atasözü	sana sunulan kısmetin değerini bil	take the goods the gods provide
47	Atasözü	sana armağan getiren bir düşmana güvenme	beware of greeks bearing gifts
48	Atasözü	bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim	tell me with whom thou goest and i'll tell thee what thou doest
49	Atasözü	sana yapılan iyiliği mermere, kötülüğü toza yaz	write injuries in sand, kindness in marble
50	Atasözü	başkalarına sana davranılmasını istediğin gibi davran	do unto others as you would have them do unto you
51	Atasözü	bana arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim	tell me who you go with and I'll tell you who you are
52	Atasözü	sana yapılmasını istmediğini, bir başkasına yapma	do unto others as you would they should do unto you
53	Atasözü	yaptığın iyilik sana geri döner	nothing good gets away
54	Atasözü	sana yapılmasını istemediğini, bir başkasına yapma	do unto others as you would have them do unto you
55	Atasözü	sana söz getiren senden de söz götürür	a dog that'll bring a bone will carry a bone
56	Atasözü	başkasından sana laf getiren senden de başkasına laf götürür	a dog that'll bring a bone will carry a bone
57	Atasözü	sana laf getiren senden laf götürür	a dog that'll bring a bone will carry a bone
58	Atasözü	sana laf taşıyan senden de laf götürür	a dog that'll bring a bone will carry a bone
59	Atasözü	birisi hakkında sana dedikodu yapan senin hakkında da başkasına dedikodu yapar	a dog that'll bring a bone will carry a bone
60	Atasözü	sana söz getiren senden de söz götürür	a dog who brings a bone, will carry a bone
61	Atasözü	başkasından sana laf getiren senden de başkasına laf götürür	a dog who brings a bone, will carry a bone
62	Atasözü	sana laf getiren senden laf götürür	a dog who brings a bone, will carry a bone
63	Atasözü	sana laf taşıyan senden de laf götürür	a dog who brings a bone, will carry a bone
64	Atasözü	birisi hakkında sana dedikodu yapan senin hakkında da başkasına dedikodu yapar	a dog who brings a bone, will carry a bone
65	Atasözü	aman sana iş mi/adam mı yok	there are plenty more pebbles on the beach
66	Atasözü	aman sana iş mi/adam mı yok	there are plenty of (other) pebbles on the beach
67	Atasözü	aman sana iş mi/adam mı yok	there are other pebbles on the beach
68	Atasözü	sana laf taşıyan senden de laf taşır	a dog that'll bring a bone will carry a bone
69	Atasözü	sana başkalarının dedikodusunu yapan bir gün senin de dedikodunu yapar	a dog that'll bring a bone will carry a bone
70	Atasözü	sana başkasını çekiştiren seni de başkasına çekiştirir	a dog that'll bring a bone will carry a bone
71	Atasözü	kötülükten kaçınırsan o da sana bulaşmaz	avoid evil and it will avoid thee
72	Atasözü	karşılıksız bir şey istediğinde sana verilene razı olursun	beggars can't be choosers
73	Atasözü	başkalarına sana davranılmasını istediğin gibi davran	do unto others
74	Atasözü	sana yapılmasını istemediğini, bir başkasına yapma	do unto others
75	Atasözü	başkalarına sana davranılmasını istediğin gibi davran	do unto others as you would have others do unto you.
76	Atasözü	sana yapılmasını istemediğini, bir başkasına yapma	do unto others as you would have others do unto you.
77	Atasözü	başkalarına sana davranılmasını istediğin gibi davran	do unto others as you would like others (to) do unto you
78	Atasözü	sana yapılmasını istemediğini, bir başkasına yapma	do unto others as you would like others (to) do unto you
79	Atasözü	başkalarına sana davranılmasını istediğin gibi davran	do unto others as you would like them (to) do unto you
80	Atasözü	sana yapılmasını istemediğini, bir başkasına yapma	do unto others as you would like them (to) do unto you
81	Atasözü	sana sorulmadan tavsiye verme	never give advice unless asked
Colloquial
82	Konuşma Dili	sana yardım edecek doğru adam	your man i.
83	Konuşma Dili	helal sana/ona/onlara	bully for you/him/her/them ünl.
84	Konuşma Dili	sana/ona/onlara helal olsun	bully for you/him/her/them ünl.
85	Konuşma Dili	aferin sana/ona/onlara	bully for you/him/her/them ünl.
86	Konuşma Dili	bravo sana/ona/onlara	bully for you/him/her/them ünl.
87	Konuşma Dili	o sana benzer, bana değil	I know you are but what am I expr.
88	Konuşma Dili	aferin sana	fair play to you [uk] expr.
89	Konuşma Dili	bravo sana	fair play to you [uk] expr.
90	Konuşma Dili	deliyim sana	I'm mad about you expr.
91	Konuşma Dili	hastayım sana	I'm mad about you expr.
92	Konuşma Dili	helal olsun sana	fair play to you [uk] expr.
93	Konuşma Dili	gel sana kahvaltı ısmarlayayım	come on I'll buy you breakfast expr.
94	Konuşma Dili	helal olsun sana!	bully for you! expr.
95	Konuşma Dili	o zaman sana bir şey dokunmuştur	then something didn't agree with you expr.
96	Konuşma Dili	sana...	yourself expr.
97	Konuşma Dili	sana müstahak	you did it to yourself expr.
98	Konuşma Dili	sana çok ilgiliyim	I'm so into you expr.
99	Konuşma Dili	sana çok ilgi duyuyorum	I'm so into you expr.
100	Konuşma Dili	sana yakışıyor	becoming on you expr.
101	Konuşma Dili	sana ne!	none of your business! expr.
102	Konuşma Dili	söylemiştim sana	here you are expr.
103	Konuşma Dili	sadece sana	for you only expr.
104	Konuşma Dili	yazık sana	you poor thing expr.
105	Konuşma Dili	yazıklar olsun sana!	shame on you! expr.
106	Konuşma Dili	ben sana uyarım	I'm easy expr.
107	Konuşma Dili	bunun için sana teşekkür edeceğini sanıyorsan yanılıyorsun	(he, she) won't thank you for (something) expr.
108	Konuşma Dili	aşk olsun sana	horsefeathers to you expr.
109	Konuşma Dili	ne diyeyim sana	horsefeathers to you expr.
110	Konuşma Dili	ne diyeyim ki sana	horsefeathers to you expr.
111	Konuşma Dili	yuh sana	horsefeathers to you expr.
112	Konuşma Dili	sana diyecek bir şeyim/sözüm yok	horsefeathers to you expr.
113	Konuşma Dili	sana söyleyecek kelime bulamıyorum	horsefeathers to you expr.
114	Konuşma Dili	sana diyecek laf bulamıyorum	horsefeathers to you expr.
115	Konuşma Dili	helal sana kızım	attagal expr.
116	Konuşma Dili	(sana) her şeyi tane tane anlatmak mı gerekiyor?	do I have to draw (you) a picture? expr.
117	Konuşma Dili	(sana) her şeyi açık açık söylemek mi gerekiyor?	do I have to draw (you) a picture? expr.
118	Konuşma Dili	resimli açıklama mı lazım (sana)?	do I have to draw (you) a picture? expr.
119	Konuşma Dili	yaparsam yaparım, sana ne?	so what if I do? expr.
120	Konuşma Dili	yaparsam yaparım, sana ne?	what if I do? expr.
121	Konuşma Dili	hayat ona/bana/sana iyi davrandı	life has been good expr.
122	Konuşma Dili	sana patladığım için özür dilerim	sorry I snapped at you expr.
123	Konuşma Dili	hemen sana döneceğim	with you in a moment expr.
124	Konuşma Dili	(bir şey) sana çok yakışıyor/yakışmış	(something) is you expr.
125	Konuşma Dili	(bir şey) tam sana göre	(something) is you expr.
126	Konuşma Dili	(bir şey) tam sana uygun	(something) is you expr.
127	Konuşma Dili	(bir şey) sana gidiyor/gitmiş	(something) is you expr.
128	Konuşma Dili	sana çok yakışıyor/yakışmış	it's you expr.
129	Konuşma Dili	tam sana göre	it's you expr.
130	Konuşma Dili	tam sana uygun	it's you expr.
131	Konuşma Dili	sana gidiyor/gitmiş	it's you expr.
132	Konuşma Dili	sana katılıyorum	the same with me expr.
133	Konuşma Dili	birazdan sana/size katılacağım	with you in a minute expr.
134	Konuşma Dili	birazdan sana/size katılacağım	with you in a moment expr.
135	Konuşma Dili	sana içki alabilir miyim?	(can I) buy you a drink? expr.
136	Konuşma Dili	hadi sana hayatta başarılar	(I'll) see you in another life expr.
137	Konuşma Dili	(sana) tamamen katılıyorum	I couldn't agree (with you) more expr.
138	Konuşma Dili	(sana) tamamen katılıyorum	I couldn't agree (with you) more expr.
139	Konuşma Dili	dur sana bir bakayım	ark at ee [bristol] [uk] expr.
140	Konuşma Dili	sana da	back at you expr.
141	Konuşma Dili	aynı şekilde sen de/sana da/senin de	back at you expr.
142	Konuşma Dili	sana da	back atcha expr.
143	Konuşma Dili	aynı şekilde sen de/sana da/senin de	back atcha expr.
144	Konuşma Dili	sana/size içki alabilir miyim?	buy you a drink? expr.
145	Konuşma Dili	sana/size bir içki ısmarlayabilir miyim?	buy you a drink? expr.
146	Konuşma Dili	sana ne soracağım	come here (to me) expr.
147	Konuşma Dili	bunu sana açıklamam mı gerekiyor mu?	do I have to spell it out (for you) expr.
148	Konuşma Dili	sana göre	for your liking expr.
149	Konuşma Dili	haydi sana güle güle	good day [old-fashioned] expr.
150	Konuşma Dili	aferin sana!	good on you! expr.
151	Konuşma Dili	sana güle güle	good-bye and good riddance expr.
152	Konuşma Dili	sana uğurlar olsun	good-bye and good riddance expr.
153	Konuşma Dili	tam sana/size göre (bir şeyim) var!	have I got for you! expr.
154	Konuşma Dili	sana haberlerim/bir haberim var!	have I got for you! expr.
155	Konuşma Dili	sana haberlerim var	have I got news for you expr.
156	Konuşma Dili	sana garanti edebilirim	I (can) promise you expr.
157	Konuşma Dili	sana söz verebilirim	I (can) promise you expr.
158	Konuşma Dili	sana yemin edebilirim	I (can) promise you expr.
159	Konuşma Dili	sana kim inanır	I believe you, (but) thousands wouldn't [uk] expr.
160	Konuşma Dili	sana kimse inanmaz	I believe you, (but) thousands wouldn't [uk] expr.
161	Konuşma Dili	sana söylemekte (bir) sakınca görmüyorum	I don't mind telling you expr.
162	Konuşma Dili	(bir şey) eksikliğinden dolayı sana yazık	I find your lack of (something) disturbing expr.
163	Konuşma Dili	sana doyum olmaz ama benim gitmem lazım	I have to love you and leave you expr.
164	Konuşma Dili	sana söylemeliyim ki	I tell you expr.
165	Konuşma Dili	sana diyorum	I tell you expr.
166	Konuşma Dili	sana geri döneceğim	I'll get back to you expr.
167	Konuşma Dili	sana döneceğim	I'll get back to you expr.
168	Konuşma Dili	sana geri dönüş yapacağım	I'll get back to you expr.
169	Konuşma Dili	sana dönüş yapacağım	I'll get back to you expr.
170	Konuşma Dili	alçakların/serserilerin sana zorbalık etmesine izin verme	illegitimi non carborundum expr.
171	Konuşma Dili	(yapılan bir iyilik sonunda söylenir) sana borçluyum/bu iyiliğini unutmam	iou (I owe you) expr.
172	Konuşma Dili	sana borçluyum	iou (I owe you) expr.
173	Konuşma Dili	(yapılan bir iyilik sonunda söylenir) sana borçluyum/bu iyiliğini unutmam	iou1 (I owe you one) expr.
174	Konuşma Dili	sana borçluyum	iou1 (I owe you one) expr.
175	Konuşma Dili	bu sana bir ders/hatırlatma olsun	it (only/just) goes to show (you) expr.
176	Konuşma Dili	telefon sana	it's for you expr.
177	Konuşma Dili	köprü satayım sana	I've got a bridge to sell you expr.
178	Konuşma Dili	sana doyum olmaz ama gitmeliyim	love you and leave you expr.
179	Konuşma Dili	(bir şeyi) sana hatırlatmama gerek var mı?	need I remind you of (something) expr.
180	Konuşma Dili	(bir şeyi) sana hatırlatmama gerek yok/yoktur herhalde?	need I remind you of (something) expr.
181	Konuşma Dili	aferin sana	that's my guy expr.
182	Konuşma Dili	sana/size nasıl yardımcı olabilirim?	what can I do you for? expr.
183	Konuşma Dili	bunun için sana ödül mü verelim?	what do you want, a biscuit? [uk] expr.
184	Konuşma Dili	bunun için sana ödül mü verelim?	what do you want, a medal? expr.
185	Konuşma Dili	bunu sana söyleten ne?	what makes you say so? expr.
186	Konuşma Dili	bilmediğin şey sana zarar veremez	what you don't know won't hurt you expr.
187	Konuşma Dili	(biri) sana nasıl ulaşabilir?	where can (one) find you? expr.
188	Konuşma Dili	daima/her zaman sana ait olan	yours ever [old-fashioned] expr.
189	Konuşma Dili	sana arkadaş demeye bin şahit lazım	call yourself a friend? expr.
190	Konuşma Dili	sana kalmamış	its not up to you expr.
191	Konuşma Dili	sana soruyorum	I ask you exclam.
192	Konuşma Dili	sorarım sana	I ask you exclam.
193	Konuşma Dili	sana soruyorum!	I ask you! exclam.
194	Konuşma Dili	sorarım sana!	I ask you! exclam.
195	Konuşma Dili	bak sana ne diyeceğim	I tell you what exclam.
196	Konuşma Dili	bak sana ne diyeceğim	I'll tell you what exclam.
197	Konuşma Dili	hadi sana hayatta başarılar	cuial (see you in another life) kısalt.
Idioms
198	Deyim	birinin/bir şeyin sana bakmakla yükümlü olduğunu düşünmek	think something/someone owes you a living f.
199	Deyim	birinin/bir şeyin sana bakmak zorunda olduğunu düşünmek	think something/someone owes you a living f.
200	Deyim	(tam) sana göre olmak	be (right) up your street f.
201	Deyim	(tam) sana uygun olmak	be (right) up your street f.
202	Deyim	sana hitap eden	close to your heart [uk] s.
203	Deyim	sana hitap eden	dear to your heart s.
204	Deyim	bana yardım edersen ben de sana yardım ederim	claw me, claw thee expr.
205	Deyim	arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim	man is known by the company he keeps expr.
206	Deyim	bunu kabul edemem (sana inanmıyorum)	I can't accept that expr.
207	Deyim	bu konuda her şey sana karşı	odds are against you there expr.
208	Deyim	bu sana bir ders/hatırlatma olsun	it just goes to show you something expr.
209	Deyim	denizdeki tek balık o değil (sana kız mı yok?)	she is not the only fish in the sea expr.
210	Deyim	ondan sana hayır yok	get no change out of somebody expr.
211	Deyim	ondan sana hayır gelmez	get no change out of somebody expr.
212	Deyim	ondan sana fayda yok	get no change out of somebody expr.
213	Deyim	kapım sana her zaman açık	latch string is always out expr.
214	Deyim	sana garanti ediyorum!	can take it to the bank! expr.
215	Deyim	sana kalsa	if you had your druthers expr.
216	Deyim	sana güle güle	good-bye and good riddance to you expr.
217	Deyim	sana ne	mind your own beeswax expr.
218	Deyim	sana göre eş mi yok	there are plenty more fish in the sea expr.
219	Deyim	sana göre eş mi yok	there are plenty of other fish in the sea expr.
220	Deyim	sana ne	none of your beeswax expr.
221	Deyim	sana bunu söylemekte (bir) sakınca görmüyorum	I don't mind telling you (something) expr.
222	Deyim	tam sana/size göre bir şeyim var	have I got something for you expr.
223	Deyim	tanrı sana güç versin	all power to someone's elbow expr.
224	Deyim	tanrı sana güç versin	more power to someone's elbow expr.
225	Deyim	(bu) oyunda ben de varım. yaptığını sana ödeteceğim. ben de sana aynını yapacağım	two can play at that game expr.
226	Deyim	(yapılan bir iyilik sonunda söylenir) sana borçluyum/bu iyiliğini unutmam	I owe you one expr.
227	Deyim	sana bu yetkiyi kim verdi?	who died and left you in charge? expr.
228	Deyim	sana bu yetkiyi kim verdi?	who died and made you boss? expr.
229	Deyim	sen bana yardım et, ben de sana yardım edeyim	ka me, ka thee [scotland] expr.
230	Deyim	bugün sen bana iyilik yap yarın ben sana iyilik yapayım	ka me, ka thee [scotland] expr.
231	Deyim	ayın ilk günü için sana bir cimcik bir yumruk	a pinch and a punch for the first of the month [uk/australia/ireland] expr.
232	Deyim	vah yazık sana	my heart bleeds for you expr.
233	Deyim	tanrı sana güç versin	all power to your elbow [old-fashioned] [uk] expr.
234	Deyim	tanrı sana güç versin	all power to your elbow [old-fashioned] [uk] expr.
235	Deyim	sana müstahak	it serves you right expr.
236	Deyim	sana ne	a wigwam for a goose's bridle expr.
237	Deyim	sana garanti ediyorum	can take (something) to the bank expr.
238	Deyim	sana garanti ediyorum	can take it to the bank expr.
239	Deyim	sana kolay gelsin	glwt (good luck with that) expr.
240	Deyim	sana kötü haber vermek istemem (ama)	I hate to break it to you expr.
241	Deyim	bunu sana söylemek istemezdim (ama)	I hate to break it to you expr.
242	Deyim	bunu sana söyleyeceğim için üzgünüm (ama)	I hate to break it to you expr.
243	Deyim	bunu sana söylemek hoşuma gitmiyor/çok zor (ama)	I hate to break it to you expr.
244	Deyim	köprü satayım sana	I have a bridge to sell you expr.
245	Deyim	sana benzer	I'm rubber, you're glue [childish] expr.
246	Deyim	hayat ona/bana/sana iyi davrandı	life's been good expr.
247	Deyim	sana şans dileyemeyeceğim	may the force be without you expr.
248	Deyim	sana şans dileyemeyeceğim	may the force not be with you expr.
249	Deyim	sana katlıyorum	I’ll second that expr.
250	Deyim	sana katlıyorum	I second this expr.
251	Deyim	sana ne	not your circus, not your monkeys expr.
252	Deyim	tam sana göre	right up your street expr.
253	Deyim	tam sana hitap eden	right up your street expr.
254	Deyim	tam sana göre	just up your street [uk] expr.
255	Deyim	tam sana hitap eden	just up your street [uk] expr.
256	Deyim	bir şey tam sana göre	something has your name on it expr.
257	Deyim	bu iş sana uygun değil	your face doesn't fit expr.
258	Deyim	bu da sana kapak olsun	in-your-face expr.
Speaking
259	Konuşma	benden sana bir arkadaş nasihatı	just a little friendly advice from me i.
260	Konuşma	benden sana bir dost nasihatı	just a little friendly advice from me i.
261	Konuşma	aferin sana	that's my boy expr.
262	Konuşma	aferin sana	good stuff expr.
263	Konuşma	aferin sana	bully for you expr.
264	Konuşma	aferin sana	good for you expr.
265	Konuşma	aklın sana oyun oynamış olmalı	your mind must have played tricks on you expr.
266	Konuşma	aferin sana	good on you expr.
267	Konuşma	allah aşkına sana ne oldu?	what on earth happened to you? expr.
268	Konuşma	aferin sana	nicely done expr.
269	Konuşma	ayıp sana	what a shame expr.
270	Konuşma	ayıp sana	shame on you expr.
271	Konuşma	aynısını ben de sana söyleyebilirdim	I could say the same to you expr.
272	Konuşma	artık sana güvenemiyorum	I can't trust you anymore expr.
273	Konuşma	artık sana inanmıyorum	I am done believing you expr.
274	Konuşma	artık sana inanmıyorum	I don't believe you anymore expr.
275	Konuşma	aynı şeyi ben de sana soracaktım	I was going to ask you the same thing expr.
276	Konuşma	aferin sana delikanlı	good for you little man expr.
277	Konuşma	ama biri sana etme/yapma demiş	it's just someone told you not to expr.
278	Konuşma	aynı şey sana yapılsa nasıl hissederdin?	how'd you like it if somebody did the same to you? expr.
279	Konuşma	ben de sana türkçe öğretirim	I would teach you Turkish expr.
280	Konuşma	benden sana bir dost tavsiyesi	just a little friendly advice from me expr.
281	Konuşma	bir süredir sana yazamadığım için özür dilerim	I'm sorry i haven't written for awhile expr.
282	Konuşma	bak ne diyeceğim sana	tell you what expr.
283	Konuşma	bir şey duyarsam sana haber veririm	I'll let you know if i hear anything expr.
284	Konuşma	bunun için sana teşekkür edemeyeceğim	no thanks to you expr.
285	Konuşma	bu sana/ona ders olsun	that'll teach (someone) expr.
286	Konuşma	bu sana yakıştı	it fits you well expr.
287	Konuşma	bunu sana kim yaptı?	who did this to you? expr.
288	Konuşma	benim için ne düşünüyorsan allah sana iki katını versin	the same to you with brass knobs on expr.
289	Konuşma	bu isim sana tanıdık geldi mi?	is the name familiar to you at all? expr.
290	Konuşma	bunu sana söyleten ne?	what makes you say that? expr.
291	Konuşma	bu sana kalmış	it's up to you expr.
292	Konuşma	birisi sana zarar mı verdi?	did somebody hurt you? expr.
293	Konuşma	bu renk sana çok yakışıyor	this color is very becoming on you expr.
294	Konuşma	bir içki ısmarlayabilir miyim sana?	can I buy you a drink? expr.
295	Konuşma	benden sana hayır yok	I am no good to you expr.
296	Konuşma	bu sorunları kabullenip kabullenmemek sana kalmış	your take on these issues is your own opinion expr.
297	Konuşma	bu sana yakıştı	it fits you expr.
298	Konuşma	bu sana biraz zaman kazandıracaktır	it'll really buy you some time expr.
299	Konuşma	ben sana demedim mi?	didn't I tell you? expr.
300	Konuşma	bu sana mantıklı geliyor mu?	does that make sense to you? expr.
301	Konuşma	bu sana mantıklı geliyor mu?	does it make sense to you? expr.
302	Konuşma	bu sana mantıklı geliyor mu?	does this make sense to you? expr.
303	Konuşma	bırak da sana yardım edeyim	let me help you expr.
304	Konuşma	burada sana yardım etmek için bulunuyorum	I'm here to help you expr.
305	Konuşma	bu sefer sana yardımcı olamam	I can't help you this time expr.
306	Konuşma	bunu sana tek tek açıklamalı mıyım?	do I need to paint you a picture? expr.
307	Konuşma	bu sana son yazışım	this is my final correspondence to you expr.
308	Konuşma	bunu sana bu şekilde söylemek istemiyordum	I didn't want to tell you this way expr.
309	Konuşma	bunun hesabını sana sorarım	well I ask you expr.
310	Konuşma	bu da battı mı sana?	that bother you? expr.
311	Konuşma	burada sana ihtiyacımız var	we need you here expr.
312	Konuşma	bak sana ne diyeceğim	tell you what expr.
313	Konuşma	bu elbise çok yakışmış sana	this dress suits you very well expr.
314	Konuşma	bunu sana telafi edeceğim	I'll make it up to you expr.
315	Konuşma	bunu sana kanıtlayacağım	I'm gonna prove it to you expr.
316	Konuşma	bak sana daha önce de söylemiştim	look i told you before expr.
317	Konuşma	bu sana son yazışım	this is my last correspondence to you expr.
318	Konuşma	ben sana yardım ederim	I will help you expr.
319	Konuşma	burada sana ihtiyaçları var	they need you here expr.
320	Konuşma	biraz sana benziyor	looks kind of like you expr.
321	Konuşma	bunu daha önce sana söylemiştim	I have told you this expr.
322	Konuşma	bak sana ne getirdim	look what I've brought you expr.
323	Konuşma	buraya sana zarar vermeye gelmedik	we didn't come here to hurt you expr.
324	Konuşma	bu işi sana vermemeliydik	we should not have given you this job expr.
325	Konuşma	bu sana bir şey ifade ediyor mu?	does this ring a bell? expr.
326	Konuşma	bak sana ne diyeceğim	I'll tell you what expr.
327	Konuşma	bunu sana o yaptırıyor değil mi?	she's making you do it, isn't she? expr.
328	Konuşma	bu elbise sana çok yakışmış	this dress suits you very well expr.
329	Konuşma	bunu sana kanıtlayabilirim	I can prove it to you expr.
330	Konuşma	bunu sana söylemem gerekirdi	I should have told you that expr.
331	Konuşma	bu şarkı sana gelsin	this song goes out to you expr.
332	Konuşma	bunu sana söyleten ne?	what makes you say this? expr.
333	Konuşma	ben sana sorarım	well I ask you expr.
334	Konuşma	bu sana bağlı	it's up to you expr.
335	Konuşma	bunu sana kim öğretti?	who taught you that? expr.
336	Konuşma	bunu kimse söyledi mi sana?	did anybody ever tell you that? expr.
337	Konuşma	benim sana tavsiyem	my friendly advice to you expr.
338	Konuşma	ben sana bakmıyorum	I'm not staring at you expr.
339	Konuşma	bunu sana tek tek açıklamalı mıyım?	do I have to paint you a picture? expr.
340	Konuşma	ben sana dememiş miydim	didn't I tell you expr.
341	Konuşma	bunun sana olmasına izin vermeyeceğim	I'm not gonna let that happen to you expr.
342	Konuşma	ben sana fazla gelirim	I am way out of your league expr.
343	Konuşma	ben sana yalan söyledim	I lied to you expr.
344	Konuşma	bu konuda sana yardımcı olamam	I can't help you with that expr.
345	Konuşma	bunun için sana imreniyorum	I envy you for it expr.
346	Konuşma	bunları sana o mu söyletiyor?	did he tell you to say that? expr.
347	Konuşma	bunu sana açıklamalı mıyım?	do I have to spell it out for you? expr.
348	Konuşma	bir ilişki istemediğimi sana söylemiştim	I told you I didn't want a relationship expr.
349	Konuşma	bu sana bir şey ifade ediyor mu?	does this ring any bells? expr.
350	Konuşma	ben sana ne demiştim?	what did I say to you? expr.
351	Konuşma	bunu sana açıklayamam	I can't explain it to you expr.
352	Konuşma	benden sana bir arkadaş tavsiyesi	just a little friendly advice from me expr.
353	Konuşma	bak sana ne diyeceğim	let me tell you something expr.
354	Konuşma	bak sana ne anlatacağım	you know what expr.
355	Konuşma	ben sana haber veririm	I'll let you know expr.
356	Konuşma	böyle yapmak sana yakışmıyor	this is not you expr.
357	Konuşma	bu, sana aileni mi hatırlatır?	does it make you think of your family? expr.
358	Konuşma	benim de sana karşı hislerim var	I have feelings for you too expr.
359	Konuşma	bundan sana ne?	what of it? expr.
360	Konuşma	bırak sana yardım edeyim	let me help you expr.
361	Konuşma	benden sana	from me to you expr.
362	Konuşma	bak sana bir şey diyeyim	let me tell you something expr.
363	Konuşma	bu zevki sana tattırmayacağım	I won't give you the satisfaction expr.
364	Konuşma	ben sana ne yaptım?	what did I do to you? expr.
365	Konuşma	bundan sana ne?	what's it to you? expr.
366	Konuşma	bırak sana yardım edeyim	let me give you a hand expr.
367	Konuşma	bu sana bir şey ifade ediyor mu?	does that make any sense to you? expr.
368	Konuşma	dedim sana	I told you expr.
369	Konuşma	dur sana bir bakayım şöyle	let me get a look at you expr.
370	Konuşma	daha ileri gitmeden önce sana söylemek istediğim bir şey var	before we go any further there's something that I want to tell you expr.
371	Konuşma	çünkü sana inanıyorum	because I believe in you expr.
372	Konuşma	gel sana etrafı gezdireyim	let me give you the grand tour expr.
373	Konuşma	helal sana	well done expr.
374	Konuşma	helal olsun sana!	well done! expr.
375	Konuşma	helal sana	you rock expr.
376	Konuşma	hayatımı kurtardığın için sana ne kadar borçluyum?	how much do i owe you for saving my life? expr.
377	Konuşma	hayal dünyanda iyi eğlenceler sana	have fun playing make-believe expr.
378	Konuşma	gerisi sana kalmış	I'm giving you the ball expr.
379	Konuşma	hafızan sana oyun oynuyor	your memory's playing tricks on you expr.
380	Konuşma	günlerdir sana ulaşmaya çalışıyorduk	we have been trying to reach you for days expr.
381	Konuşma	hayatımı sana adadım	I dedicate my life to you expr.
382	Konuşma	eğer bir parça bile sana benziyorlarsa	if they're anything like you expr.
383	Konuşma	inanamıyorum sana	I can't believe you expr.
384	Konuşma	izin ver sana bir şey sorayım	let me ask you something expr.
385	Konuşma	işte sana kahvaltı	here's a breakfast for you expr.
386	Konuşma	lütfen izin ver de yardım edeyim sana	please let me help you expr.
387	Konuşma	ne oldu sana?	what happened to you? expr.
388	Konuşma	onun sana yaptıkları için özür dilerim	I'm sorry for what he did to you expr.
389	Konuşma	o sana ne anlattı?	what did she tell you? expr.
390	Konuşma	madem sen anlattın sana bir şey söylemek istiyorum	since you told me i want to tell you something expr.
391	Konuşma	kutlamak için sana bunu getirdim	I brought you this to celebrate expr.
392	Konuşma	o sana okumamanı söylediğim kitap mı?	is that the book that i told you not to read? expr.
393	Konuşma	o konuda sana (geri) döneceğim	I'll get back to you on that expr.
394	Konuşma	neler oluyor sana böyle?	what's going on with you? expr.
395	Konuşma	karşına sana uygun bir şey çıkacaktır	I'm sure something worthwhile will come along expr.
396	Konuşma	onun sana söylemiş olması gerekirdi	he should have told you expr.
397	Konuşma	keşke sana söyleyebilsem	I wish I could tell you expr.
398	Konuşma	ne yapacağını bilmiyorsan sana yardımcı olamam	if you don't know what to do i can't help you expr.
399	Konuşma	o konuda sana (geri) döneceğim	let me get back to you on that expr.
400	Konuşma	ödediğin para karşılığında sana iyi mal verir	he gives you good value for your money expr.
401	Konuşma	kapıyı çalmadan evime girme yetkisini sana kim verdi?	who granted you license to enter my house without knocking? expr.
402	Konuşma	kim olduğumdan sana ne	who I am is none of your business expr.
403	Konuşma	neler olmuş sana böyle?	what's gotten into you? expr.
404	Konuşma	ne demiştim sana?	what did I tell you? expr.
405	Konuşma	kapımı çalmadan evime girme hakkını sana kim verdi?	who granted you license to enter my house without knocking? expr.
406	Konuşma	ne dedim ben sana?	what did I tell you? expr.
407	Konuşma	ne yaptım ben sana?	what did I do to you? expr.
408	Konuşma	kaderim sana bağlı	my fate is up to you expr.
409	Konuşma	o sana ne verdi?	what did she/he give you? expr.
410	Konuşma	mutlu yıllar sana	happy birthday to you expr.
411	Konuşma	kafanı toplaman için 2 gün veriyorum sana	I will give you two days to get your head straight expr.
412	Konuşma	küsüm sana	I am cross expr.
413	Konuşma	o zevki sana tattırmayacağım	I won't give you the satisfaction expr.
414	Konuşma	kızgınım sana	I'm angry with you expr.
415	Konuşma	küstüm sana	I am cross expr.
416	Konuşma	onun sana anlattığı her şey yalandı	everything he told you was a lie expr.
417	Konuşma	ne bildiğimi söyleyeyim sana	I'll tell you what i know expr.
418	Konuşma	neden sana bunları anlatıyorum ki?	why am I telling you all this? expr.
419	Konuşma	küstüm sana	I am cross with you expr.
420	Konuşma	kendimi sana çok yakın hissediyorum	I feel very close to you expr.
421	Konuşma	kapım sana/size her zaman açık	my door is always open to you expr.
422	Konuşma	özür dilerim sana yardımcı olamayacağım	sorry I can't help you expr.
423	Konuşma	kimse sana bundan bahsetmedi mi?	didn't anybody tell you that? expr.
424	Konuşma	onun sana ne söylediği umurumda değil	I don't care what he told you expr.
425	Konuşma	sana yolumuzdan çekil dedik	we told you to stay out of the way expr.
426	Konuşma	sana katılabilir miyim?	could I join you? expr.
427	Konuşma	sana değer veriyorum	I care about you expr.
428	Konuşma	sana göre olmadığımı düşünüyor	he doesn't think I'm good enough for you expr.
429	Konuşma	sana bağlı	up to you expr.
430	Konuşma	sana yardım edeceğim	I will help you expr.
431	Konuşma	sana bir şans vereceğim	I'm going to give you a chance expr.
432	Konuşma	sana söylemesi gerekiyordu	he should have told you expr.
433	Konuşma	sana bunu kaç kez söylemeliyim?	how many times do I have to tell you? expr.
434	Konuşma	sanırım sana bir şey söylemeliyim	I think I should tell you something expr.
435	Konuşma	sana ne?	what's that to you? expr.
436	Konuşma	sana saçma geldiğini biliyorum	I know it sounds crazy expr.
437	Konuşma	sana söylememem gerekiyor	I'm not supposed to tell you expr.
438	Konuşma	sana ne dediğimi duydun mu?	did you hear what I said to you? expr.
439	Konuşma	sana söyleneni yap	do what you're told expr.
440	Konuşma	sana söylemiştim	I told you so expr.
441	Konuşma	sana anlattığım gibi	as I told you expr.
442	Konuşma	sana söylemem	I won't tell you expr.
443	Konuşma	sana katılabilir miyim?	do you mind if I join you? expr.
444	Konuşma	sana bir şey söylemem lazım	I need to tell you something expr.
445	Konuşma	sana ne yaptım	what did I do to you expr.
446	Konuşma	sana bahsettiğim arkadaş	the friend I told you about expr.
447	Konuşma	sana bunları getirmemi istedi	she asked me to bring you these expr.
448	Konuşma	sana nasıl hitap etmemi istersin?	what do you want me to call you? expr.
449	Konuşma	sana da	you too expr.
450	Konuşma	sana bir tavsiye vereyim	let me give you some advice expr.
451	Konuşma	sana bunların olmasına daha fazla izin veremem	I can't keep letting this happen to you expr.
452	Konuşma	sana söyleyeyim	I promise you expr.
453	Konuşma	sana bu izlenimi verdiysem çok özür dilerim	if I gave you that impression I'm so sorry expr.
454	Konuşma	sana öyle geliyor	that's your idea expr.
455	Konuşma	sana kim söyledi?	who told you? expr.
456	Konuşma	sana böyle düşündüren ne?	what makes you think so? expr.
457	Konuşma	sana ne benden	I am none of your concern expr.
458	Konuşma	sana ne dedi?	what did she say to you? expr.
459	Konuşma	sana bu sabah telefon açtı mı?	did he call you this morning? expr.
460	Konuşma	sana ne oluyor?	what's it to you? expr.
461	Konuşma	sana bin defa söyledim	if I've told you once I've told you a thousand times expr.
462	Konuşma	sana güzel bir şey yollarız	we’ll send you something nice expr.
463	Konuşma	sana söylediğimde	when I tell you to expr.
464	Konuşma	sana yalan söylemiyorum	I am not lying to you expr.
465	Konuşma	sana kesinlikle katılıyorum	I absolutely agree with you expr.
466	Konuşma	sana söylemeyi unuttum	I forgot to tell you expr.
467	Konuşma	sana bir şey söylemem gerekiyor	I need to tell you something expr.
468	Konuşma	sanırım her şeyi anlattım sana	I think I've told you everything expr.
469	Konuşma	size/sana ne verebilirim?	what can I get you? expr.
470	Konuşma	sana yiyecek birşeyler hazırlayayım	I'll fix you something to eat expr.
471	Konuşma	sana çok borçluyum	I owe you big time expr.
472	Konuşma	sana yardım edebilecek kişi ben değilim	I'm not the one that can help you expr.
473	Konuşma	sana bir kere daha soracağım	so I'm going to ask you one more time expr.
474	Konuşma	sana ne	mind your own business expr.
475	Konuşma	sana bu kadarını söylüyorum	I'll tell you that much expr.
476	Konuşma	sana yaptıklarıma rağmen	after all I've done to you expr.
477	Konuşma	sana kocamı arama demiştim	I told you not to call my husband expr.
478	Konuşma	sana bir şey anlatacağım	I'll tell you something expr.
479	Konuşma	sana bağlı	it's up to you expr.
480	Konuşma	sana haberlerim var	I have news for you expr.
481	Konuşma	sana bunu kim söyledi?	who told you that? expr.
482	Konuşma	sana dikkat et demiştim	I told you to be careful expr.
483	Konuşma	sana içiyorum	I drink to you expr.
484	Konuşma	sana öyle geliyor	that's your opinion expr.
485	Konuşma	sana küçük bir hediyem var	I have a little present for you expr.
486	Konuşma	sana güvenebileceğimi biliyordum	I knew I could count on you expr.
487	Konuşma	sana kızgınım	I'm angry with you expr.
488	Konuşma	sana göre değil	not your cup of tea expr.
489	Konuşma	sana tavsiyem	word to the wise expr.
490	Konuşma	sana da selam	hi yourself expr.
491	Konuşma	sana ne oldu?	what happened to you? expr.
492	Konuşma	size/sana ne kadar teşekkür etsem az	can't thank you enough expr.
493	Konuşma	sana nasıl baktığını gördün mü?	did you see the way she was looking at you? expr.
494	Konuşma	sana kaç kere söylemek zorundayım?	how many times do I have to tell you? expr.
495	Konuşma	sana söz veriyorum	I give you my word expr.
496	Konuşma	sana da zahmet oldu	I'm sorry to trouble you expr.
497	Konuşma	sana hiç söylemedim	I never told you expr.
498	Konuşma	sana ne kadar teşekkür etsem azdır	I don't know how to thank you enough expr.
499	Konuşma	sana söylediğimi hatırla	remember what I told you expr.
500	Konuşma	sana dedim	I told you expr.