mutluluk - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

mutluluk



"mutluluk" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 37 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
mutluluk happiness i.
mutluluk weal i.
General
mutluluk jouissance i.
mutluluk welfare i.
mutluluk weal i.
mutluluk felicitousness i.
mutluluk elation i.
mutluluk fortunateness i.
mutluluk joy i.
mutluluk bliss i.
mutluluk heaven i.
mutluluk delightfulness i.
mutluluk nirvana i.
mutluluk eudaimonia i.
mutluluk glory i.
mutluluk blissfulness i.
mutluluk felicity i.
mutluluk happiness i.
mutluluk sense of well-being i.
mutluluk euphoria i.
mutluluk seventh heaven i.
mutluluk cloud nine i.
mutluluk walking on air i.
mutluluk gayety i.
mutluluk eudaemonia i.
mutluluk jubilancy i.
mutluluk jubilance i.
mutluluk exultance i.
mutluluk exultancy i.
mutluluk wealth [obsolete] i.
mutluluk rosiness i.
mutluluk paradise i.
mutluluk seel i.
mutluluk sele [obsolete] [scotland] i.
Idioms
mutluluk a bed of roses i.
Trade/Economic
mutluluk well-being i.
mutluluk prosperity i.

"mutluluk" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 186 sonuç

Türkçe İngilizce
General
mutluluk kaynağı joy i.
sonsuz mutluluk beatitude i.
hırslardan arınılarak ulaşılan salt mutluluk nirvana i.
mutluluk ve sağlık içinde yaşama welfare i.
mutluluk kaynağı source of happiness i.
mutluluk popüler çalışmaları happiness popular works i.
hayaller üzerine kurulmuş mutluluk fool's paradise i.
salt mutluluk beatitude i.
mutluluk dolu olma blissfulness i.
eksiksiz bir mutluluk bliss i.
büyük mutluluk bliss i.
aşırı mutluluk ecstasy i.
çok büyük mutluluk bliss i.
mutluluk oyunu glad game i.
mutluluk dileyen kimse well-wisher i.
budizme göre insanın aşırı istek ve tutkularından kurtularak eriştiği salt mutluluk durumu nirvana i.
büyük mutluluk walking on air i.
büyük mutluluk blissfulness i.
büyük mutluluk seventh heaven i.
büyük mutluluk cloud nine i.
mutluluk arayışı the pursuit of happiness i.
mutluluk arayışı/peşinde the pursuit of happiness i.
gölgelenmez mutluluk unclouded happiness i.
mutluluk dolu bir hayat a life full of happiness i.
mutluluk ve kaygısızlık blithesomeness i.
ebedi mutluluk eternal happiness i.
ebedi mutluluk eternal felicity i.
mutluluk gözyaşları happy tears i.
mutluluk veren sığınak oasis i.
lüks ve refahtan gelen mutluluk eadness i.
cehaletin mutluluk olması blissful ignorance i.
erdem, mutluluk veya mükemmel yönetimin insan varlığının sorun ve kusurlarına galip geleceği zaman dilimi millennium i.
nihai mutluluk kaynağı bonne bouche i.
beklenmedik mutluluk kaynağı bonne bouche i.
güven ve mutluluk veren ortam home i.
coşkun mutluluk hali rhapsody i.
mutluluk şarkısı hymn i.
mutluluk hali garden of eden i.
mutluluk gözyaşları tears of joy i.
büyük mutluluk heaven i.
sahip olması mutluluk veren şey goody i.
büyük mutluluk cloud i.
mutluluk kaynağı felicity i.
çok büyük mutluluk intoxication i.
mutluluk veren kendini kandırma hali flattery [obsolete] i.
yüce mutluluk beatification i.
mutluluk saçan kimse sunbeam i.
mutluluk kaynağı sunshine i.
mutluluk duymak be glad f.
mutluluk aramak seek for happiness f.
mutluluk getirmek bring happiness f.
mutluluk vermek give happiness f.
mutluluk dilemek wish happiness f.
başkasının başarısızlığından mutluluk duymak gloat f.
ayrı bir mutluluk olmak be more than happy f.
mutluluk vermek give joy/enjoyment f.
mutluluk saglamak lead to happiness f.
içsel doygunluğun verdiği mutluluk fulfillment f.
sonsuz mutluluk vermek heaven f.
memnuniyet, şaşkınlık veya mutluluk içinde haykırmak ooh f.
büyük mutluluk vermek overjoy f.
mutluluk vermek felicify f.
çok büyük (acı/mutluluk) exquisite s.
mutluluk veren cheerful s.
mutluluk saçan radiant s.
salt mutluluk ile ilgili nirvanic s.
mutluluk veren uplifting s.
mutluluk verici pleasing s.
mutluluk verici felicific s.
mutluluk şarkısı ile ilgili hymnic s.
mutluluk ve neşe dolu glad s.
mutluluk ve neşe saçan glad s.
mutluluk ve neşeden kaynaklı glad s.
mutluluk sergileyen golden s.
mutluluk verici favorable s.
mutluluk verici favourable s.
mutluluk ile ilgili felicific s.
mutluluk getiren fortunate s.
mutluluk verir bir biçimde blessedly zf.
bıkkınlık, hayal kırıklığı, şaşkınlık veya mutluluk belirten bir ünlem hey-ho ünl.
mutluluk anlamı veren ön ek eu ök.
Phrasals
(birine) yoğun haz/mutluluk yaşatmak bliss (one) out f.
Colloquial
bir şeyi kaybedip tekrar bulduktan sonra hissedilen mutluluk everglow i.
gün sonunda yatakta uzanırken duyulan mutluluk hissi bedgasm i.
uyuşturucuya bağlı yoğun mutluluk/coşku joyride i.
uyuşturucuya bağlı yoğun mutluluk/coşku joy ride i.
mutluluk oyunu oynamak count one's blessings f.
(bir şeyi yapmaktan) mutluluk duymak be more than glad (to do something) f.
(birini) tebrik edip mutluluk dilemek wish (one) joy f.
(birini) kutlayıp mutluluk dilemek wish (one) joy f.
(bir şeyi yapmaktan) mutluluk duymak be happy to (do something) f.
-den mutluluk duymak be happy to f.
(birinin) gitmesinden mutluluk duymak be glad to see the back of (someone) f.
(bir şeyin) bitmesinden mutluluk duymak be glad to see the back of (something) f.
birinin/bir şeyin gitmesinden mutluluk duymak be glad to see the back of someone or something [uk] f.
mutluluk bulmak vibe out f.
içi mutluluk dolu light-hearted s.
(bir şeyi yapmaktan) memnuniyet/mutluluk duymak (I'd be) happy to (do something) expr.
mutluluk satın alınmaz happiness cannot be bought expr.
burada olmaktan mutluluk duyuyorum (it's) good to be here expr.
burada olmaktan mutluluk duyuyorum (it's) nice to be here expr.
seni ağırlamak mutluluk verici delighted to have you here expr.
burada olmaktan mutluluk duyuyorum good to be here expr.
'-den memnuniyet/mutluluk duyan happy to expr.
Idioms
neşe/mutluluk kaynağı a joy to behold i.
keyif/kıvanç/mutluluk kaynağı a joy to behold i.
boş mutluluk a fool's paradise i.
geçici mutluluk a fool's paradise i.
mutluluk verici a breath of a fresh air i.
moral/nese/mutluluk kaynağı a ray of sunshine i.
uzun sürmeyen mutluluk a fool's paradise i.
hüzünle karışık mutluluk mixed emotions i.
(birinin) gözündeki mutluluk ışığı/parıltısı gleam in (one's) eye i.
toplumda sahte mutluluk/memnuniyet duygusu yaratan şey the opiate of the masses i.
toplumda sahte mutluluk/memnuniyet duygusu yaratan şey the opium of the masses i.
toplumda sahte mutluluk/memnuniyet duygusu yaratan şey the opium of the people i.
genel neşe/mutluluk the gaiety of nations i.
dünyaya/tüm insanlara yayılan mutluluk the gaiety of nations i.
başarının verdiği mutluluk the sweet smell of success i.
başarının verdiği mutluluk the sweet smell of victory i.
mutluluk saçan kimse a ray of sunshine i.
etrafına mutluluk dağıtan kimse a ray of sunshine i.
birinin hayatına mutluluk katan kimse a ray of sunshine i.
mutluluk kaynağı your pride and joy i.
(şaka yollu) evlilik kaynaklı mutluluk wedded bliss i.
(mutluluk) timsali/örneği olmak/oluşturmak be the picture of happiness f.
(birine) mutluluk/neşe vermek brighten up (the) day f.
havada(mutluluk vb. kokusu) olmak be in the air f.
mutluluk gözyaşları dökmek shed tears of happiness f.
mutluluk gözyaşları dökmek weep for joy f.
mutluluk gözyaşı dökmek shed tears of happiness f.
mutluluk gözyaşları dökmek shed tears of joy f.
mutluluk gözyaşı dökmek shed tears of joy f.
mutluluk abidesi olmak be the picture of happiness f.
alkol/uyuşturucu etkisi altındaki mutluluk hali be rolling high f.
bir şeyi mutluluk verici olarak düşünmek mark something with a white stone f.
mutluluk/neşe veren biri olmak be a (good) sport f.
(bir şeyi yapmaktan) mutluluk duymak be/feel honoured (to do something) f.
sağlık, mutluluk göstergesi olmak be the picture of health, happiness f.
sağlık, mutluluk timsali olmak be the picture of health, happiness f.
sağlık, mutluluk abidesi olmak be the picture of health, happiness f.
her zaman mutluluk veren şey beer and skittles s.
mutluluk dolu of good cheer s.
hayat her zaman mutluluk vermez life isn't all beer and skittles expr.
Speaking
cehalet mutluluk mudur? is ignorance bliss? expr.
mutluluk satın alınmaz you cannot buy happiness expr.
mutluluk duyarız we will be glad expr.
sizleri aramızda görmekten mutluluk duyarız we would be pleased to see you among us expr.
seni orada görmekten mutluluk duyarım I'd be happy to see you there expr.
sadece mutluluk istiyorum I just want happiness expr.
size yardımcı olmaktan mutluluk duyarım I'd be glad to help you expr.
Trade/Economic
mutluluk müdürü happiness manager i.
ülkelerin ekonomik anlamda gelişmişlik düzeyleri ile ülkede yaşayan insanların mutluluk seviyeleri arasında bir ilişki olmadığını savunan ekonomik kuram easterlin paradox i.
Medical
mutlak mutluluk absolute bliss i.
Psychology
mutluluk hormonu serotonin i.
mutluluk hormonu happiness hormone i.
mutluluk hormonu hormone of happiness i.
temelsiz ve aşırı mutluluk hali euphory i.
Botanic
kat çalısının mutluluk verici etkisi olan, tütün gibi çiğnenebilen veya çay yapmakta kullanılan yaprakları arabian tea i.
kat çalısının mutluluk verici etkisi olan, tütün gibi çiğnenebilen veya çay yapmakta kullanılan yaprakları cat i.
kat çalısının mutluluk verici etkisi olan, tütün gibi çiğnenebilen veya çay yapmakta kullanılan yaprakları african tea i.
kat çalısının mutluluk verici etkisi olan, tütün gibi çiğnenebilen veya çay yapmakta kullanılan yaprakları quat i.
kat çalısının mutluluk verici etkisi olan, tütün gibi çiğnenebilen veya çay yapmakta kullanılan yaprakları qat i.
kat çalısının mutluluk verici etkisi olan, tütün gibi çiğnenebilen veya çay yapmakta kullanılan yaprakları khat i.
kat çalısının mutluluk verici etkisi olan, tütün gibi çiğnenebilen veya çay yapmakta kullanılan yaprakları kat i.
Social Sciences
nordik mutluluk felsefesi hygge i.
yaşamdaki büyük değişikliklere rağmen insanların nispeten istikrarlı bir mutluluk düzeyine hızla geri dönme eğiliminde olması hedonic treadmill i.
yaşamdaki büyük değişikliklere rağmen insanların nispeten istikrarlı bir mutluluk düzeyine hızla geri dönme eğiliminde olması hedonic adaptation i.
Religious
gerçek mutluluk beatitudes i.
ebedi mutluluk heaven i.
sonsuz mutluluk veren beatifical s.
Philosophy
çoğunluğun mutluluk ve çıkarı utility i.
mutluluk teorisi eudaemonics i.
mutluluk kuramı eudaemonics i.
(aristoteles felsefesinde) mutluluk eudemonia i.
mutluluk teorisi eudemonics i.
mutluluk sanatı eudemonics i.
mutluluk kuramı eudemonics i.
en yüksek mutluluk ilkesi greatest happiness principle i.
en yüksek mutluluk ilkesi utility principle i.
mutluluk üreten eudaemonic s.
mutluluk üreten eudemonic s.
Mythology
ideal mutluluk yeri elysium i.
ideal mutluluk elysium i.
Archaic
mutluluk vermek felicitate f.
Slang
mutluluk veren deneyim upper i.