İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
Computer | ||||
Bilgisayar | javascript i. | javascript | ||
Tom thought Mary knew how to program in Python, JavaScript and Perl. Tom, Mary'nin Python, JavaScript ve Perl'de nasıl programlanacağını bildiğini düşündü. More Sentences |
Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
Computer | ||||
Bilgisayar | javascript | javascript i. | ||
Java and Javascript are like India and Indonesia, they aren't the same thing. Java ve Javascript, Hindistan ve Endonezya gibidir, aynı şey değillerdir. More Sentences |
İngilizce | Türkçe | |
---|---|---|
Computer | ||
Bilgisayar | javascript enabled expr. | javascript etkin/devrede/etkinleştirildi |
Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
Computer | ||
Bilgisayar | JavaScript dili kütüphanesi | jquery i. |
Bilgisayar | javascript'te true'ya denk olan ve falsy olmayan her değer | truthy i. |
Bilgisayar | yardımcı bilgiler içeren küçük bilgi kutuları yapan bir javascript kütüphanesi | overlib i. |
Bilgisayar | javascript etkin/devrede/etkinleştirildi | javascript enabled expr. |
Bilgisayar | (javascript yerine kullanılan bir programlama dili olan) webassembly | wa kısalt. |
Bilgisayar | javascript tabanlı web uygulamalarını geliştirmek için kullanılan bir dizi sistem yazılımı | mean (mongodb, express, angularjs, node.js) kısalt. |
Informatics | ||
Bilişim | açık kaynaklı bir javascript kütüphanesi | dojo i. |