Geçmiş

in house

"in house" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 1 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
General
1	Genel	in house s.	kurumun içinde

"in house" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 133 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
General
1	Genel	house plants in interior decoration i.	iç dekorasyonda ev bitkileri
2	Genel	son-in-law living in his wife's parents' house i.	içgüveyisi
3	Genel	house in forest i.	orman içinde ev
4	Genel	in-house publication i.	bir şirketin özellikle çalışanları için yayınladığı dergi
5	Genel	in-house magazine i.	firma dergisi
6	Genel	in-house publication i.	firma dergisi
7	Genel	in-house magazine i.	bir şirketin özellikle çalışanları için yayınladığı dergi
8	Genel	living quarters (in a house) i.	yaşama alanı
9	Genel	live in a rented house f.	kirada oturmak
10	Genel	lock oneself in the house f.	eve kapanmak
11	Genel	envelop the house in dense vapor f.	(sis) evi yoğun bir duman ile sarmak
12	Genel	be found dead in her/his house f.	evinde ölü bulunmak
13	Genel	settle in a house f.	eve yerleşmek
14	Genel	open an umbrella in the house f.	kapalı yerde şemsiye açmak
15	Genel	open an umbrella in the house f.	evin içinde şemsiye açmak
16	Genel	open an umbrella in the house f.	evde şemsiye açmak
17	Genel	in-house developed s.	kurum içi geliştirilen
18	Genel	in-house developed s.	kurum içi geliştirilmiş
19	Genel	in-house s.	organizasyon içi
20	Genel	in-house s.	grup içi
21	Genel	in the adjacent house zf.	yan evde
22	Genel	in-house zf.	organizasyon içi
23	Genel	in-house zf.	grup içi
Colloquial
24	Konuşma Dili	in the house expr.	(spiker/programcı) sizinle/sizinleyim
Idioms
25	Deyim	smallest room in the house i.	tuvalet
26	Deyim	smallest room in the house i.	banyo
27	Deyim	angel in the house i.	evdeki melek
28	Deyim	angel in the house i.	saf, hizmet eden ve kendini kocasına ve ailesine adamış ev hanımı
29	Deyim	angel in the house i.	fedakar ev hanımı
30	Deyim	angel in the house i.	tüm hayatını ailesine adamış ev hanımı
31	Deyim	angel in the house i.	saçını süpürge etmiş ev hanımı
32	Deyim	bow down in the house of rimmon f.	uyum sağlamak adına inançlarından ya da ilkelerinden vazgeçmek
33	Deyim	set one's house in order f.	işlerini düzenlemek
34	Deyim	put one's house in order f.	işlerini düzenlemek
35	Deyim	set one's house in order f.	işlerini yoluna koymak
36	Deyim	put one's house in order f.	işlerini yoluna koymak
37	Deyim	put one's house in order f.	işlerini kontrol altına almak
38	Deyim	set one's house in order f.	işlerini kontrol altına almak
39	Deyim	put one's house in order f.	işleri hal yoluna koymak
40	Deyim	set one's house in order f.	işleri hal yoluna koymak
41	Deyim	get one's own house in order f.	kendi sorunlarını kendi çözmek
42	Deyim	put one's own house in order f.	kendi sorunlarını kendi çözmek
43	Deyim	put one's own house in order f.	sorunlarını çözmek
44	Deyim	get one's own house in order f.	sorunlarını kendi kendine çözmek
45	Deyim	get one's own house in order f.	sorunlarını çözmek
46	Deyim	put one's own house in order f.	sorunlarını kendi başına çözmek
47	Deyim	put one's own house in order f.	sorunlarını kendi kendine çözmek
48	Deyim	get one's own house in order f.	sorunlarını kendi başına çözmek
49	Deyim	bow down in the house of rimmon f.	bir ilkeye bağlıymış gibi yapmak
50	Deyim	bow down in the house of rimmon f.	bir ilkeye sözde bağlılık göstermek
51	Deyim	bow down in the house of rimmon f.	bir ilkeyi destekler gibi görünmek
52	Deyim	live in a glass house f.	eleştirilerin hedefi olmak
53	Deyim	live in a glass house f.	eleştirilerin odağı olmak
54	Deyim	live in a glass house f.	eleştirilere karşı hassas olmak
55	Deyim	live in a glass house f.	eleştirilere karşı duyarlı olmak
56	Deyim	put house in order f.	işlerini yoluna koymak
57	Deyim	put house in order f.	işlerini düzenlemek
58	Deyim	put house in order f.	işleri hal yoluna koymak
59	Deyim	put house in order f.	işlerini kontrol altına almak
60	Deyim	put own house in order f.	sorunlarını çözmek
61	Deyim	put own house in order f.	kendi sorunlarını kendi çözmek
62	Deyim	put your house in order f.	işleri hal yoluna koymak
63	Deyim	put your house in order f.	işlerini düzenlemek
64	Deyim	put your house in order f.	işlerini kontrol altına almak
65	Deyim	put your house in order f.	işlerini yoluna koymak
66	Deyim	get your house in order f.	işleri hal yoluna koymak
67	Deyim	get your house in order f.	işlerini düzenlemek
68	Deyim	get your house in order f.	işlerini kontrol altına almak
69	Deyim	get your house in order f.	işlerini yoluna koymak
70	Deyim	put/set your (own) house in order f.	işlerini hal yoluna koymak
71	Deyim	put/set your (own) house in order f.	işlerini düzenlemek
72	Deyim	put/set your (own) house in order f.	işlerini kontrol altına almak
73	Deyim	put/set your (own) house in order f.	işlerini yoluna koymak
74	Deyim	set (one's) (own) house in order f.	(kendi) işlerini (kendi) yoluna koymak
75	Deyim	set (one's) (own) house in order f.	(kendi) işlerini (kendi) kontrol altına almak
76	Deyim	set (one's) (own) house in order f.	(kendi) sorunlarını (kendi) çözmek
77	Deyim	set house in order f.	işleri hal yoluna koymak
78	Deyim	set house in order f.	işleri düzenlemek
79	Deyim	set house in order f.	işleri kontrol altına almak
80	Deyim	wear the pants (in the house) f.	(evde) sözü geçen kişi olmak
81	Deyim	wear the pants (in the house) f.	(evi) çekip çevirmek/idare etmek
82	Deyim	wear the pants (in the house) f.	(evin) sorumluluğunu üstlenmek
83	Deyim	wear the pants (in the house) f.	(evin) reisi olmak
84	Deyim	wear the pants in the house f.	evinde sözü geçen kişi olmak
85	Deyim	wear the pants in the house f.	evi çekip çevirmek/idare etmek
86	Deyim	wear the pants in the house f.	evinin sorumluluğunu üstlenmek
87	Deyim	wear the pants in the house f.	evinin reisi olmak
88	Deyim	wear the pants in one's house f.	evinde sözü geçen kişi olmak
89	Deyim	wear the pants in one's house f.	evi çekip çevirmek/idare etmek
90	Deyim	wear the pants in one's house f.	evinin sorumluluğunu üstlenmek
91	Deyim	wear the pants in one's house f.	evinin reisi olmak
92	Deyim	there wasn't a dry eye in the house expr.	herkes gözyaşlarına boğulmuştu
93	Deyim	there wasn't a dry eye in the house expr.	herkes iki gözü iki çeşme ağlıyordu
94	Deyim	everybody in the house expr.	(disko vb'de) ortamdaki herkes
Speaking
95	Konuşma	not a dry eye in the house expr.	ağlamayan kalmadı
96	Konuşma	there wasn't a dry eye in the house expr.	ağlamayan kalmadı
97	Konuşma	this house was built with children in mind expr.	bu ev çocuklar da hesaba katılarak inşa edildi
98	Konuşma	that is not how we talk to each other in this house expr.	bu evde birbirimizle bu şekilde konuşmayız
99	Konuşma	not a dry eye in the house expr.	herkes ağladı
100	Konuşma	there wasn't a dry eye in the house expr.	herkes ağladı
101	Konuşma	how many rooms are there in your house? expr.	evin kaç odalı?
102	Konuşma	don't raise your voice in my house expr.	evimde sesini yükseltme
103	Konuşma	what color are the chairs in the house? expr.	evdeki sandalyeler ne renk?
104	Konuşma	there's been a murder in the house expr.	evde bir cinayet işlendi
105	Konuşma	how many rooms are there in your house? expr.	eviniz kaç odalı?
106	Konuşma	how many rooms are there in your house? expr.	evinde kaç oda?
107	Konuşma	the house in your mother's name expr.	ev annenin ismine kayıtlı
108	Konuşma	in the house expr.	evde
109	Konuşma	not a living soul in the house expr.	evde kimsecikler yok
110	Konuşma	in the house expr.	evin içinde
111	Konuşma	the house in your mother's name expr.	ev annenin adına kayıtlı
112	Konuşma	how many rooms are there in your house? expr.	evinizde kaç oda var?
113	Konuşma	what kind of house do you live in? expr.	nasıl bir evde yaşıyorsun?
114	Konuşma	what kind of house do you live in? expr.	nasıl bir evde yaşıyorsunuz?
115	Konuşma	my dream house is in a quiet place expr.	hayalimdeki ev sessiz bir yerde
116	Konuşma	there's a house in the trees expr.	ağaçların içinde bir ev var
Trade/Economic
117	Ticaret/Ekonomi	in-house production depth i.	firmadaki/firma içi üretim derinliği
118	Ticaret/Ekonomi	in-house testing i.	kurum içi test
119	Ticaret/Ekonomi	in-house f.	bir ortaklığın içinde olmak
120	Ticaret/Ekonomi	in-house s.	kurum içi
Law
121	Hukuk	in-house counsel i.	kurum avukatı/danışmanı
122	Hukuk	escape from prison or detention house or assisting in an escape i.	tevkifhane ve hapishaneden firar ve firara vesatat
Politics
123	Siyasal	in-house training i.	dahilde eğitim
124	Siyasal	deaths in house and workshop raids i.	ev ve işyeri baskınlarında ölenler
125	Siyasal	in-house training i.	hizmet içi eğitim
Tourism
126	Turizm	in-house guests i.	(otelde) kalan/konaklayan misafirler
Advertising
127	Reklam	in-house ad i.	kurum içi reklam
Technical
128	Teknik	in-house manufacture i.	kendi olanaklarıyla üretim
129	Teknik	in-house manufacture i.	şahsi üretim
Telecom
130	Telekom	in house network i.	abone şebekesi
131	Telekom	in house network i.	bina içi şebeke
132	Telekom	in-house system i.	ev içi sistem
Medical
133	Medikal	in-house standard i.	dahili standart