goodbye - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

goodbye

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"goodbye" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 11 sonuç

İngilizce Türkçe
General
goodbye i. güle güle
goodbye i. hoşçakal
goodbye i. elveda
goodbye ünl. allahaısmarladık!
goodbye ünl. güle güle!
goodbye ünl. hoşça kal
Colloquial
goodbye ünl. hoşçakal
goodbye expr. güle güle
Speaking
goodbye ünl. allahaısmarladık
goodbye expr. allaha emanet ol
Computer
goodbye ünl. hoşçakalın

"goodbye" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 98 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
say goodbye f. veda etmek
say goodbye f. vedalaşmak
General
goodbye kiss i. veda busesi
time to say goodbye i. güle güle deme zamanı
one last goodbye i. son bir elveda
a last goodbye i. son bir veda
a last goodbye i. son bir elveda
one last goodbye i. son bir veda
the long goodbye i. uzun veda
goodbye letter i. veda mektubu
french goodbye i. (toplantıdan veda etmeden ayrılma
irish goodbye i. (toplantıdan veda etmeden ayrılma
kiss something goodbye f. üzerine bir bardak su içmek
kiss something goodbye f. üzerine bir bardak soğuk su içmek
say goodbye f. veda etmek
wave goodbye f. arkasından el sallamak
goodbye! ünl. hoşça kalın!
goodbye! ünl. elveda
goodbye! ünl. hoşça kal!
Phrases
goodbye, cruel world expr. hoşça kal kahpe/zalim dünya
Colloquial
kiss goodbye f. elveda demek
kiss each other goodbye in the mornings f. sabahları birbirlerini öpüp vedalaşmak
say goodbye f. vedalaşmak
without saying goodbye expr. güle güle demeden
without saying goodbye expr. elveda demeden
without saying goodbye expr. hoşça kal demeden
goodbye, cruel world expr. elveda, zalim dünya
goodbye, cruel world expr. elveda, acımasız dünya
(goodbye) till later expr. şimdilik hoşça kal
(goodbye) till later expr. şimdilik hoşça kalın
(goodbye) till later expr. sonra görüşürüz
(goodbye) till then expr. şimdilik hoşça kal
(goodbye) till then expr. şimdilik hoşça kalın
(goodbye) until later expr. şimdilik hoşça kal
(goodbye) until later expr. şimdilik hoşça kalın
(goodbye) until later expr. sonra görüşürüz
(goodbye) until next time expr. şimdilik hoşça kal
(goodbye) until next time expr. şimdilik hoşça kalın
(goodbye) until next time expr. bir dahaki sefere kadar hoşça kal/hoşça kalın
goodbye for now expr. şimdilik hoşça kal/hoşça kalın
goodbye for now expr. sonra görüşürüz
goodbye for now expr. şimdilik güle güle
Idioms
kiss something goodbye f. bir şeye güle güle demek
wave goodbye to something f. bir şeye elveda demek
kiss goodbye to something f. bir şeye elveda demek
wave goodbye to something f. bir şeye güle güle demek
say goodbye to something f. bir şeye elveda demek
kiss goodbye to something f. bir şeye güle güle demek
kiss something goodbye f. bir şeyin üstüne bir bardak soğuk su içmek
say goodbye to something f. bir şeye güle güle demek
kiss something goodbye f. üstüne bir bardak su içmek
kiss goodbye f. veda etmek
wave goodbye to something f. üzerine bir bardak su içmek
say goodbye to something f. üzerine bir bardak su içmek
kiss goodbye to something f. üzerine bir bardak su içmek
can kiss (something) goodbye f. (bir şeyin) üzerine bir bardak soğuk su içmek
can kiss (something) goodbye f. (bir şeye) güle güle demek
can kiss (something) goodbye f. (bir şeye) elveda demek
can kiss (something) goodbye f. (bir şeyi) unutsa iyi olmak
kiss (someone) goodbye f. (biriyle) öpüşüp ayrılmak
kiss (someone) goodbye f. giderken (birini) öpmek
kiss (someone) goodbye f. gitmeden (birini) öpmek
kiss (someone) goodbye f. (biriyle) öpüşüp vedalaşmak
kiss (someone) goodbye f. (birine) veda öpücüğü/busesi vermek
kiss (someone) goodbye f. (birini) öpüp hoşça kal demek
kiss (something) goodbye f. (bir şeye) hoşça kal demek
kiss (something) goodbye f. (bir şeye) güle güle demek
kiss (something) goodbye f. (bir şeyi) unutmak (kaybetmek, elinden kaçırmak)
kiss (something) goodbye f. (bir şeye) veda etmek
kiss (something) goodbye f. (bir şeyi) kaybettiğini kabullenmek
kiss (something) goodbye f. (bir şeyin) bittiğini kabullenmek
kiss (something) goodbye f. (bir şeye) elveda demek
kiss (something) goodbye f. (bir şeyin) üstüne bir bardak soğuk su içmek
kiss goodbye to (someone) f. (biriyle) öpüşüp ayrılmak
kiss goodbye to (someone) f. giderken (birini) öpmek
kiss goodbye to (someone) f. gitmeden (birini) öpmek
kiss goodbye to (someone) f. (biriyle) öpüşüp vedalaşmak
kiss goodbye to (someone) f. (birine) veda öpücüğü/busesi vermek
kiss goodbye to (someone) f. (birini) öpüp hoşça kal demek
kiss goodbye to (something) f. (bir şeye) hoşça kal demek
kiss goodbye to (something) f. (bir şeye) güle güle demek
kiss goodbye to (something) f. (bir şeyi) unutmak (kaybetmek, elinden kaçırmak)
kiss goodbye to (something) f. (bir şeye) veda etmek
kiss goodbye to (something) f. (bir şeyi) kaybettiğini kabullenmek
kiss goodbye to (something) f. (bir şeyin) bittiğini kabullenmek
kiss goodbye to (something) f. (bir şeye) elveda demek
kiss goodbye to (something) f. (bir şeyin) üstüne bir bardak soğuk su içmek
say goodbye to (someone) f. (birine) güle güle demek
say goodbye to (someone) f. (birine) hoşça kal demek
wave goodbye to (someone) f. (birine) el sallamak
wave goodbye to (someone) f. (birine) el sallayarak veda etmek
wave goodbye to (someone) f. giderken (birine) el sallamak
Speaking
they didn't even say goodbye expr. bir hoşça kal bile demediler
you can say goodbye to expr. güle güle/elveda diyebilirsin
you can kiss goodbye expr. güle güle/elveda diyebilirsin
saying goodbye to her sucked expr. onunla vedalaşmak çok koydu
I want to say goodbye expr. vedalaşmak istiyorum
I came to say goodbye expr. veda etmeye geldim