friends - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

friends

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"friends" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 2 sonuç

İngilizce Türkçe
General
friends i. arkadaşlar
Ottoman Turkish
friends i. ihvan

"friends" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 300 sonuç

İngilizce Türkçe
General
society of friends i. arkadaşlar topluluğu
visiting friends and relatives i. arkadaş ve akraba ziyareti
friends and associates i. arkadaşlar ve dostlar
circle of friends i. arkadaş çevresi
group of friends i. arkadaş çevresi
a circle of friends i. arkadaş ortamı
diving friends i. dalış arkadaşları
fast friends i. sıkı dostlar
fast friends i. yakın arkadaşlar
new friends i. yeni arkadaşlar
mutual friends i. ortak arkadaşlar
mutual friends i. ortak dostlar
hanging out with friends i. arkadaşlarla takılma
personal friends i. özel arkadaşlar
friends of the earth i. dünyanın dostları
many friends i. çok sayıda arkadaş
meeting of friends i. dostlar toplantısı
close friends i. sıkı arkadaşlar
close friends i. yakın arkadaşlar
good friends i. iyi arkadaşlar
real friends i. gerçek arkadaşlar
real friends i. gerçek dostlar
someone's close circle of friends i. (birinin) yakın arkadaş çevresi
phone friends i. telefon arkadaşları
group of friends i. arkadaş grubu
four friends i. dört arkadaş
all friends i. tüm arkadaşlar
many friends i. birçok arkadaş
make friends with f. ahbap olmak
friends with f. ahbaplık etmek
make friends with f. dostluk kurmak
be friends with f. dostluk etmek
be friends with f. ile arkadaş olmak
make friends with f. arkadaşlık etmek
be friends f. arkadaş olmak
make friends f. dost tutmak
friends with f. arkadaşlık etmek
make friends with f. arkadaş olmak
become friends f. arkadaş olmak
have friends in the right places f. torpili olmak
be friends with f. arkadaşlık etmek
make friends f. dost olmak
come between friends f. arkadaşların arasına girmek
make friends with f. ile arkadaş olmak
make friends f. arkadaş olmak
have friends who can pull strings f. torpili olmak
make friends f. arkadaşlık kurmak
spend time in the society of one's friends f. arkadaşlarıyla vakit geçirmek
become friends with f. arkadaş olmak
be friends with f. arkadaş olmak
make friends with f. dost olmak
remain true to friends f. arkadaşlarına sadık kalmak
have friends f. arkadaş edinmek
make friends f. dost edinmek
make friends f. arkadaş edinmek
come between two friends f. iki arkadaşın arasına girmek
be bosom friends f. aralarından su sızmamak
friends with f. dostluk etmek
make friends with f. arkadaşlık kurmak
be friends with f. ahbaplık etmek
acquire a circle of friends f. muhit edinmek
kiss and be friends f. barışmak
talk like friends f. ahbapça konuşmak
make friends f. arkadaşlar edinmek
make friends f. çevre edinmek
make a circle of friends f. çevre edinmek
stay friends after a break up f. ayrıldıktan sonra arkadaş kalmak
be (still) friends after break up f. ayrıldıktan sonra arkadaş kalmak
be (still) friends after break up f. ayrıldıktan sonra arkadaş olarak kalmak
stay friends after a break up f. ayrıldıktan sonra arkadaş olarak kalmak
count someone among one's closest friends f. en yakın arkadaşlarından birisi olarak saymak
be fitting in with new friends f. yeni arkadaşlara uyum sağlamak
find true friends f. gerçek arkadaşlar bulmak
make friends with all the people he/she work with f. (birlikte) çalıştığı herkesle/bütün insanlara arkadaş olmak istemek
play with friends f. arkadaşlarla oynamak
project one's anger onto one's best friends f. öfkesini en iyi arkadaşına yansıtmak
do homework with friends f. arkadaşlarla ödev yapmak
spend time with one's friends f. arkadaşları ile vakit geçirmek
stay in touch with one's friends f. arkadaşlarıyla iletişimde olmak
have no friends or relatives f. kimi kimsesi olmamak
go out with friends f. arkadaşlarla çıkmak
meet friends f. arkadaşlarla buluşmak
talk to friends f. arkadaşlarla konuşmak
make famous friends f. ünlü arkadaşlar edinmek
inseparable (friends) s. göbeği beraber kesilmiş (arkadaşlar)
having influential friends s. arkalı
Phrases
what's (something) between friends? expr. aramızda (paranın/birkaç kuruşun) lafı mı olur/ne önemi var
what's (something) between friends? expr. aramızda (paranın, birkaç kuruşun) lafı olmaz/hiç önemi yok
what's a few bucks between friends? expr. aramızda üç beş kuruşun lafı mı olur?
keep friends close and enemies closer expr. dostlarını yakın düşmanlarını daha yakın tut
keep your friends close and enemies closer expr. dostlarını yakın düşmanlarını daha yakın tut
old friends and old wine are best expr. eski dostlar ve eski şarap en iyisidir
no new friends expr. yeni arkadaşa gerek yok
no new friends expr. yeni arkadaşa hayır
no new friends expr. yeni arkadaş istemem
no new friends expr. yeni arkadaşa ne gerek var
Proverb
he who falls has no friends düşenin dostu olmaz
the best of friends must part en iyi arkadaşlar bile ayrılır
even the best of friends must part hiçbir arkadaşlık sonsuza dek sürmez
even the best of friends must part en iyi arkadaşlar bile ayrılır
the best of friends must part hiçbir arkadaşlık sonsuza dek sürmez
short reckonings make long friends yakın dostlardan alınan borçların hemen ödenmesi gerektiğini aksi halde dostlukların bozulabileceğini ifade eden bir atasözü
keep your friends close and your enemies closer su uyur düşman uyumaz
friends may meet but mountains never greet dağ dağa kavuşmaz insan insana kavuşur
false friends are worse than open enemies kötü dostlar açıkça düşman olanlardan daha kötüdür
false friends are worse than open enemies iki yüzlü dostlar açıkça düşman olanlardan daha kötüdür
false friends are worse than open enemies iki yüzlü arkadaşlardansa açıkça düşman olanlar yeğdir
false friends are worse than open enemies dost gibi görünen arkadaşlardansa açıkça düşman olanlar yeğdir
false friends are worse than open enemies dost görünen düşmanlardansa açıkça düşman olanlar yeğdir
false friends are worse than open enemies iki yüzlü insanlara dost diye güvenmek, birinin düşman olduğunu açıkça bilmekten daha kötüdür
good accounting makes good friends hesabını bilenin arkadaşlıkları iyi gider
good accounting makes good friends hesabını bilirsen arkadaşlıkların bozulmaz
good accounting makes good friends maddi anlaşmazlıklar önlenirse arkadaşlıklar bozulmaz
good accounting makes good friends araya maddiyat/hesap kitap sokmamak arkadaşlığı ayakta tutar
Colloquial
none of my friends i. arkadaşlarımdan hiçbiri
none of my friends i. arkadaşlarımın hiçbiri
these are handiworks of your friends i. bunlar arkadaşlarının marifetleri
inseparable friends i. iki ahbap çavuşlar
hostility between two friends i. iki arkadaş arasındaki düşmanlık
feathered friends i. kuşlar
our feathered friends i. kuşlar
our feathered friends i. tüylü dostlarımız
have friends over f. arkadaşları evde ağırlamak
have friends over f. arkadaşları evde ağırlamak (birlikte vakit geçirmek için)
hang out with friends f. arkadaşlarla takılmak
hang around with friends f. arkadaşlarla takılmak
make new friends f. yeni arkadaşlıklar kurmak
make new friends f. yeni arkadaşlar edinmek
be (just) good friends f. (sadece) iyi arkadaş olmak
be (just) good friends f. (sadece) arkadaş olmak
be (just) good friends f. (sadece) yakın arkadaş olmak
be good friends f. iyi arkadaş olmak
be good friends f. yakın arkadaş olmak
text friends f. arkadaşlarla yazışmak
friends with (someone) s. (biriyle) arkadaş
friends with (someone) s. (biriyle) ahbap
friends with (someone) s. (biriyle) dost
be nice to your friends expr. arkadaşlarınla iyi geçin
to my friends expr. arkadaşlarıma
be nice to your friends expr. arkadaşlarına iyi davran
to my friends expr. dostlarıma
none of my friends expr. hiçbir arkadaşım
what's ... between friends? expr. aramızda (paranın, birkaç kuruşun) lafı olmaz/hiç önemi yok
what's ... between friends? expr. aramızda (paranın/birkaç kuruşun) lafı mı olur/ne önemi var
who needs enemies with friends like (someone) expr. insanın (biri) gibi dostları/arkadaşları varken düşmana ne gerek var
Idioms
fast friends i. sıkı/yakın dostlar
bosom friends i. yakın arkadaşlar
bosom friends i. bitler
friends in high places i. yüksek yerlerde tanıdık
friends in high places i. torpil
make friends f. ahbap edinmek
make friends f. arkadaş olmak
make friends f. arkadaşlık kurmak
make friends f. dost kazanmak
have friends in high places f. yüksek yerlerde tanıdıkları olmak
have friends in high places f. yüksek mevkilerde tanıdıkları olmak
have friends in high places f. yüksek yerlerde dostları olmak
be friends with (someone) f. (biriyle) arkadaş olmak
be friends with (someone) f. (biriyle) arkadaşlık etmek
be friends with (someone) f. (biriyle) ahbap olmak
be friends with (someone) f. (biriyle) ahbaplık etmek
be friends with (someone) f. (biriyle) dost olmak
be friends with (someone) f. (biriyle) dostluk etmek
become friends with (someone) f. (biriyle) arkadaş olmak
become friends with (someone) f. (biriyle) yakın ilişki kurmak
become friends with (someone) f. (biriyle) arkadaşça/dostça bir ilişki kurmak
make friends (with one) f. (biriyle) ahbap olmak
make friends (with one) f. (biriyle) arkadaş olmak
make friends (with one) f. (biriyle) dostluk kurmak
make friends (with one) f. (biriyle) dost olmak
make friends (with one) f. (biriyle) arkadaşlık kurmak
eat and drink with your friends but do not trade with them expr. dostluk başka alışveriş başka
there are friends and friends expr. her gördüğün sakallıyı baban sanma
of everything the newest, of friends the oldest expr. her şeyin yenisi dostun eskisi
among friends expr. dost meclisinde
among friends expr. dostlar arasında
with friends like (someone), who needs enemies expr. (biri) gibi dostlarım varken düşmana ne gerek var
with friends like these, who needs enemies? expr. böyle dostlarım varken düşmana ne gerek var?
Speaking
my friends i. arkadaşlarım
that's what my friends call me expr. arkadaşlarım bana böyle der
how often does he go swimming with her friends? expr. arkadaşlarıyla ne sıklıkta yüzmeye gider?
how often does she go swimming with her friends? expr. arkadaşlarıyla ne sıklıkla yüzmeye gider?
how often does he go swimming with her friends? expr. arkadaşlarıyla ne sıklıkla yüzmeye gider?
how often does she go swimming with her friends? expr. arkadaşlarıyla ne sıklıkta yüzmeye gider?
I thought we were friends expr. arkadaş olduğumuzu sanıyordum
are we friends? expr. arkadaş mıyız?
can we be friends? expr. arkadaş olabilir miyiz?
could we be friends? expr. arkadaş olabilir miyiz?
would we be friends? expr. arkadaş olabilir miyiz?
be friends expr. arkadaş olalım
you want to be friends? expr. arkadaş olmak ister misin?
do you want to be friends? expr. arkadaş olmak ister misin?
that's what friends do for one another expr. arkadaşlar birbirleri için böyle yapar
that's what my friends call me expr. arkadaşlarım bana böyle derler
that's what my friends call me expr. arkadaşlarım beni şöyle çağırır
that's what my friends call me expr. arkadaşlarım beni şöyle çağırırlar
I met with my friends expr. arkadaşlarımla buluştum
I get along with my friends expr. arkadaşlarımla iyi anlaşıyorum
you can bring your friends expr. arkadaşlarını getirebilirsin
how often does he go swimming with her friends? expr. arkadaşlarıyla ne sıklıkla yüzmeye gidiyor?
how often does she go swimming with her friends? expr. arkadaşlarıyla ne sıklıkla yüzmeye gidiyor?
how often does he go swimming with her friends? expr. arkadaşlarıyla ne sıklıkta yüzmeye gidiyor?
how often does she go swimming with her friends? expr. arkadaşlarıyla ne sıklıkta yüzmeye gidiyor?
can we be friends now? expr. artık arkadaş olabilir miyiz?
he doesn't have friends anymore expr. artık arkadaşı yok
with friends like that who needs enemies? expr. böyle dostlarım varken düşmana ne gerek var
we aren't friends expr. biz arkadaş değiliz
you can make a lot of friends expr. birçok arkadaş edinebilirsin
we have no friends in common expr. bizim ortak arkadaşımız yok
we're old friends expr. biz eski dostuz
we are good friends expr. biz iyi arkadaşız
these are my friends expr. bunlar benim arkadaşlarım
we are not friends expr. biz arkadaş değiliz
I have no friends expr. benim hiç arkadaşım yok
I have my friends here expr. burada arkadaşlarım var
some friends of mine expr. bazı arkadaşlarım
my dear friends expr. değerli arkadaşlarım
I celebrated my birthday with my friends expr. doğum günümü arkadaşlarımla kutladım
I celebrated my birthday with my friends expr. doğum günümü arkadaşlarımla kutladık
let us part friends expr. dost olarak ayrılalım
I went out with my friends for a drink on friday expr. cuma günü arkadaşlarla içmeye gittim
let us part friends expr. dost kalalım
my close friends expr. çok yakın dostlarım
I thought we were friends expr. dost olduğumuzu sanıyordum
dear friends expr. değerli arkadaşlarım
my friends expr. dostlarım
we were pretty decent friends expr. çok iyi anlaşan iki arkadaştık
are we friends or enemies expr. dost muyuz düşman mıyız
my closest friends expr. en yakın arkadaşlarım
my best friends expr. en iyi dostlarım
my best friends expr. en iyi arkadaşlarım
you don't have any friends expr. hiç arkadaşın yok
my closest friends expr. en yakın dostlarım
animals are my friends and i don’t wear my friends expr. hayvanlar arkadaşlarımdır ve ben arkadaşlarımı giymem
we have no friends in common expr. hiç ortak arkadaşımız yok
we are friends on facebook expr. facebook'ta arkadaşız
they are friends on facebook expr. facebook'ta arkadaşlar
he has no friends expr. hiç arkadaşı yok
it's hard to make female friends expr. kadın arkadaş edinmek zor
how many friends do you have? expr. kaç tane arkadaşın var?
how many friends do you have? expr. kaç arkadaşın var?
how many friends do you have? expr. kaç arkadaşınız var?
how many friends do you have? expr. kaç tane arkadaşınız var?
they are childhood friends expr. onlar çocukluk arkadaşları
I have a lot of friends at school expr. okulda bir sürü arkadaşım var
they are childhood friends expr. onlar çocukluk arkadaşıdır
I made friends in the line expr. kuyrukta birkaç arkadaş edindim
they are childhood friends expr. onlar çocukluk arkadaşı
why don't you hang out with your friends? expr. neden arkadaşlarınla takılmıyorsun?
she and i are friends expr. onunla arkadaşız
you're one of my best friends expr. sen en iyi arkadaşlarımdan birisin
she has lots of friends expr. pek çok dostu var
we're just friends expr. sadece arkadaşız
I would like to be friends with you expr. seninle arkadaş olmak istiyorum
do you and your friends get together a lot? expr. sen ve arkadaşların çok (sık) bir araya gelir misiniz?
I want to be friends with you expr. seninle arkadaş olmak istiyorum
we're going to be great friends expr. senle ben çok iyi arkadaş olacağız
are you good friends? expr. siz iyi arkadaş mısınız?
of course, I have a few friends here, but I don't have a true friend expr. tabi ki, burada birkaç arkadaşım var, ancak gerçek bir arkadaşım yok
he attended the meeting despite the risk of facing opposition of all his friends expr. tüm arkadaşlarını karşısına almak pahasına o toplantıya katıldı
all your friends expr. tüm arkadaşların
I have friends in high places expr. yüksek yerlerde dostlarım var
I have friends in high places expr. yüksek yerlerde tanıdıklarım var
I accidentally removed you from my friends expr. yanlışlıkla seni arkadaşlarımından çıkardım
I accidentally removed you from my friends expr. yanlışlıkla seni arkadaşlarımdan/arkadaş listemden çıkardım
make friends through friends expr. arkadaşlar aracılığıyla arkadaş edin
it was told it would be better for me to be in a class with my friends expr. arkadaşlarımla aynı sınıfta olmamın benim için daha iyi olacağı söylendi
I'm going to have lunch with my friends expr. arkadaşlarımla öğle yemeği yiyeceğim
I spent time with my friends expr. arkadaşlarımla vakit geçirdim
I have friends who are not in this photo expr. bu fotoğrafta olmayan arkadaşlarım var
that's what friends are for expr. arkadaşlar bunun için var
Chat Usage
can we be friends? expr. arkadaş olabilir miyiz?
shall we be friends? expr. arkadaş olabilir miyiz?
should we be friends? expr. arkadaş olabilir miyiz?
should we be friends? expr. tanışabilir miyiz?
can we be friends? expr. tanışabilir miyiz?
shall we be friends? expr. tanışabilir miyiz?
Institutes
friends of the earth international (foei) i. uluslararası dünya dostları derneği
foe (friends of the earth) kısalt. dünya dostları
Computer
real friends i. gerçek arkadaşlar
Linguistics
false friends i. (ayrı iki dilde) telaffuzları benzer fakat farklı anlamlara sahip sözcükler
Religious
religious society of friends i. 1660 yılında george fox tarafından kurulan bir protestan tarikatı
society of friends i. kuveykırlar
society of friends i. bir hristiyan tarikatı
Environment
friends of the earth i. dünya dostları
Abbreviation
bff (best friends forever) expr. hayat boyu en iyi arkadaş
Ottoman Turkish
close friends i. ihvan
Slang
fwb (friends with benefits) i. aralarında duygusal birliktelik olmayıp sadece cinsel ilişki olan iki kişi
friends with benefits i. aralarında duygusal birliktelik olmayıp sadece cinsel ilişki olan iki kişi
have friends in high place f. arkası sağlam/taşaklı olmak
British Slang
les-be friends i. lezbiyen veya lezbiyenler
lez-be friends i. lezbiyen veya lezbiyenler
Modern Slang
a date with pam and her five friends i. otuzbir çekme
a date with pam and her five friends i. mastürbasyon
a date with pam and her five friends i. çavuşu tokatlama
absent friends i. ölmüşler
affectionate friends i. birbirine bağlanmadan uzun süredir flört eden, randevuya çıkan, cinsel ilişki yaşayan arkadaşlar
absent friends i. aramızda olmayanlar
absent friends i. ölmüş arkadaşlar
absent friends i. aramızda olmayan arkadaşlar