doyurucu

"doyurucu" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 14 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	doyurucu	satisfying s.
It was a satisfying meal. Doyurucu bir yemekti. More Sentences
General
2	Genel	doyurucu	filling s.
This pulao is so filling that I'm full after just two spoonfuls. Bu pulao o kadar doyurucu ki sadece iki kaşıkla doyuyorum. More Sentences
3	Genel	doyurucu	hearty s.
He began the day with a hearty breakfast. Güne doyurucu bir kahvaltıyla başladı. More Sentences
4	Genel	doyurucu	competent s.
The carpenter did a competent job. Marangoz doyurucu bir iş çıkardı. More Sentences
5	Genel	doyurucu	saturator i.
6	Genel	doyurucu	saturater i.
7	Genel	doyurucu	fulfilling s.
8	Genel	doyurucu	saturating s.
9	Genel	doyurucu	satisfactory s.
10	Genel	doyurucu	meaty s.
11	Genel	doyurucu	repletive s.
12	Genel	doyurucu	repletory s.
Speaking
13	Konuşma	doyurucu	all right expr.
Gastronomy
14	Mutfak	doyurucu	robust s.

"doyurucu" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 36 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Idioms
1	Deyim	doyurucu bir yemek/öğün	a square meal i.
Could you tell me where I could go to get a square meal? Bana, doyurucu bir yemek yiyebileceğim bir yer söyleyebilir misin? More Sentences
General
2	Genel	doyurucu kişi ya da şey	saturater i.
3	Genel	doyurucu cevap	satisfactory answer i.
4	Genel	doyurucu yanıt	satisfactory answer i.
5	Genel	göz doyurucu miktar	gutful i.
6	Genel	doyurucu madde	impregnation i.
7	Genel	doyurucu özdek	impregnation i.
8	Genel	(bir şeyden) en zevkli veya doyurucu deneyimi elde etmek	make f.
9	Genel	iç bayacak kadar doyurucu olmak	cloy f.
10	Genel	çok doyurucu (yemek)	substantial s.
11	Genel	göz doyurucu	harmonic s.
12	Genel	en doyurucu	optimal s.
Phrases
13	İfadeler	kendi başına doyurucu olan yemek	a meal in itself i.
Proverb
14	Atasözü	güzel bir belirtiyle doyurucu sonuca ulaşılmaz	one swallow does not a summer make
Colloquial
15	Konuşma Dili	doyurucu öğün	square meal i.
16	Konuşma Dili	doyurucu yemek	binder [new zealand] i.
17	Konuşma Dili	dengeli ve doyurucu yemek	squares i.
18	Konuşma Dili	doyurucu öğün	squares i.
19	Konuşma Dili	doyurucu yemek	squares i.
20	Konuşma Dili	doyurucu yemek	square meal f.
21	Konuşma Dili	hiç doyurucu olmamak	leave a great deal to be desired f.
22	Konuşma Dili	hiç doyurucu olmamak	leave much to be desired f.
23	Konuşma Dili	hiç doyurucu olmamak	leave a lot to be desired f.
24	Konuşma Dili	hiç doyurucu olmamak	leave something to be desired f.
Idioms
25	Deyim	doyurucu olmak	stick to ribs f.
26	Deyim	doyurucu olmak	stick to the ribs f.
27	Deyim	doyurucu olmak	stick to your ribs f.
Technical
28	Teknik	doyurucu (buhar/yağ)	saturator i.
29	Teknik	doyurucu madde	impregnant i.
30	Teknik	doyurucu özdek	impregnant i.
Gastronomy
31	Mutfak	doyurucu (yemek)	filling i.
32	Mutfak	doyurucu yemek	marrow i.
33	Mutfak	ingiltere'ye özgü, doyurucu bir etli börek	melton mowbray i.
34	Mutfak	bademle süslenen doyurucu bir meyveli kek	dundee cake [uk] i.
35	Mutfak	doyurucu (gıda)	filling s.
36	Mutfak	çok doyurucu (yemek veya gıda)	solid s.