Geçmiş

diken

"diken" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 36 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	diken	thorn i.
General
2	Genel	diken	erecter i.
3	Genel	diken	hawthorn i.
4	Genel	diken	brier i.
5	Genel	diken	briar i.
6	Genel	diken	spicule i.
7	Genel	diken	thorny plant i.
8	Genel	diken	prick i.
9	Genel	diken	thornbush i.
10	Genel	diken	pricker i.
11	Genel	diken	chaeta i.
12	Genel	diken	barb i.
13	Genel	diken	sticker i.
14	Genel	diken	prickle i.
15	Genel	diken	erector i.
16	Genel	diken	spike i.
17	Genel	diken	rearer i.
18	Genel	diken	spikelet i.
19	Genel	diken	goad i.
20	Genel	diken	pick [obsolete] i.
21	Genel	diken	spicula i.
22	Genel	diken	spiculum i.
Technical
23	Teknik	diken	barb i.
24	Teknik	diken	thorn i.
Medical
25	Medikal	diken	spina i.
Anatomy
26	Anatomi	diken	spine i.
Biology
27	Biyoloji	diken	acicula i.
28	Biyoloji	diken	anchor i.
Marine Biology
29	Deniz Biyolojisi	diken	spine i.
30	Deniz Biyolojisi	diken	thorn i.
Zoology
31	Zooloji	diken	spike i.
Botanic
32	Botanik	diken	aculeus i.
33	Botanik	diken	awn i.
34	Botanik	diken	bindi-eye i.
35	Botanik	diken	bush [dialect] [england] i.
Hunting
36	Silah/Atıcılık	diken	beard i.

"diken" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 371 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	diken diken olmuş deri	goosebump i.
2	Genel	tüylerin diken diken olması	piloerection i.
3	Genel	kaba diken	christ's thorn i.
4	Genel	diken diken olmuş deri	goose pimples i.
5	Genel	kaba diken	bramble i.
6	Genel	diken diken olmuş deri	cutis anserina i.
7	Genel	diken diken olmuş deri	goose flesh i.
8	Genel	tüylerin diken diken olması	horripilation i.
9	Genel	giysi biçip diken kimse	tailor i.
10	Genel	diken batması	prick i.
11	Genel	diken üzümü	barberry i.
12	Genel	diken (hayvan)	quill i.
13	Genel	ufak diken	prickle i.
14	Genel	tüyleri diken diken olmuş deri	gooseflesh i.
15	Genel	tüyleri diken diken olmuş deri	goosebumps i.
16	Genel	tüyleri diken diken olmuş deri	goosepimples i.
17	Genel	tüyleri diken diken olmuş	goose pimples i.
18	Genel	tüyleri diken diken olmuş	goose bumps i.
19	Genel	tüyleri diken diken olmuş	goose flesh i.
20	Genel	tüylerin diken diken olması	goose bumps i.
21	Genel	tüylerin diken diken olması	chill bumps i.
22	Genel	ambalaj diken kimse	needler [brit] i.
23	Genel	eldivenlerin başparmak kısımlarını diken işçi	thumber i.
24	Genel	bir giysiyi uzun ve gevşek dikişlerle diken terzi	baster i.
25	Genel	kadınlar için elbise, pelerin diken kimse	mantuamaker i.
26	Genel	eldivenlerin bilek kısımlarını diken bir makine operatörü	wrister i.
27	Genel	tüyleri diken diken olmuş deri	gooseskin i.
28	Genel	korse diken kimse	corsetier i.
29	Genel	diken üstünde tutan davranış	pantaraxia i.
30	Genel	gözlerini diken kimse	puckerer i.
31	Genel	dikiş diken kimse	seamer i.
32	Genel	tüyleri diken diken olmuş deri	chicken skin i.
33	Genel	heyecandan tüyleri diken diken olma	getting goosebumps i.
34	Genel	diken oluşumu	spiculation i.
35	Genel	gözlerini diken kimse	starer i.
36	Genel	saçları diken diken olmak	bristle f.
37	Genel	tüyleri diken diken olmak	get goose bumps f.
38	Genel	batmak (deriye batan diken vb)	prick f.
39	Genel	tüylerini diken diken etmek	make one's hair stand on f.
40	Genel	batmak (ufak diken vb)	prickle f.
41	Genel	diken üstünde olmak	be on tenterhooks f.
42	Genel	diken batırmak	prick f.
43	Genel	tüyleri diken diken olmak	stand on end f.
44	Genel	acıtmak (deriye batan diken vb)	prick f.
45	Genel	diken üstünde oturmak	be on tenterhooks f.
46	Genel	tüyleri diken diken olmak (saç)	stand on end f.
47	Genel	diken üzerindeymiş gibi hissetmek	feel restless f.
48	Genel	tüylerini diken diken etmek	horripilate f.
49	Genel	diken üstünde olmak	live on one's nerves f.
50	Genel	tüylerini diken diken etmek	make someone's blood run cold f.
51	Genel	diken üstünde tutmak	keep someone on the hop f.
52	Genel	tüylerini diken diken etmek	make one's hair stand on end f.
53	Genel	saçı diken diken olmak	bristle f.
54	Genel	diken batırmak	thorn f.
55	Genel	diken gibi batmak	quill f.
56	Genel	tüyleri diken diken olmak	rouse [obsolete] f.
57	Genel	diken oluşturmak	spike out f.
58	Genel	(saç) diken diken olmak	stare f.
59	Genel	diken diken etmek	stiver [dialect] f.
60	Genel	diken diken olmak	stiver [dialect] [uk] f.
61	Genel	diken gibi	thorny s.
62	Genel	diken gibi	spicular s.
63	Genel	diken üstünde	jumpy s.
64	Genel	diken diken	erect s.
65	Genel	diken diken	hirsute s.
66	Genel	iğne ve diken şeklinde olan	acicular s.
67	Genel	diken şeklinde	thorny s.
68	Genel	iğne ve diken şeklinde olan	aciculiform s.
69	Genel	gözünü diken	agaze s.
70	Genel	diken üstünde	overwound s.
71	Genel	tüyleri diken diken olmuş	goosey s.
72	Genel	tüyleri diken diken olmuş	goosy s.
73	Genel	gözünü diken	gazy s.
74	Genel	kulaklarını diken	prick-eared s.
75	Genel	gözünü diken	single s.
76	Genel	diken gibi	spiculate s.
77	Genel	diken gibi	spiculated s.
78	Genel	diken gibi	stingy [dialect] s.
Phrasals
79	Öbek Fiiller	tüylerini diken diken etmek	choke up f.
80	Öbek Fiiller	(çalı/diken) bir şeye takılmak	catch onto something f.
81	Öbek Fiiller	diken diken yapmak	slick up f.
Phrases
82	İfadeler	tüyleri diken diken olmak	(hair) to stand on end f.
83	İfadeler	diken diken	standing on end expr.
Colloquial
84	Konuşma Dili	diken üstünde olmak	have the jitters f.
85	Konuşma Dili	diken üstünde olmak	have kittens f.
86	Konuşma Dili	tüylerini diken diken etmek	curl (one's) hair f.
87	Konuşma Dili	tüylerini diken diken etmek	curl someone's hair f.
88	Konuşma Dili	diken üstünde	on edge s.
89	Konuşma Dili	diken üstünde	up to high doh [scotland] zf.
90	Konuşma Dili	diken üzerinde	on the hop expr.
91	Konuşma Dili	(nasıl olduğunu, ne olduğunu ) düşünmek bile tüylerimi diken diken ediyor	I dread to think (how, what) expr.
92	Konuşma Dili	(nasıl olduğunu, ne olduğunu ) düşünmek bile tüylerimi diken diken ediyor	I shudder to think (how, what) expr.
93	Konuşma Dili	düşününce tüylerim diken diken oluyor	I shudder/dread to think expr.
Idioms
94	Deyim	diken üstünde olma	bed of nails i.
95	Deyim	tüyleri diken diken olma	gooseflesh i.
96	Deyim	tüyleri diken diken olma	goose bumps i.
97	Deyim	tüyleri diken diken olma	goose pimples i.
98	Deyim	tüyleri diken diken olma	a shiver down (one's) spine i.
99	Deyim	üstüne tüy diken şey	cherry on top i.
100	Deyim	diken üstünde olma	looking over shoulder i.
101	Deyim	birinin tüylerini diken diken etmek	give someone the willies f.
102	Deyim	tüylerini diken diken etmek	send a shiver up/down somebody’s spine f.
103	Deyim	tüyleri diken diken olmak	a chill runs/goes down (one's) spine f.
104	Deyim	tüyleri diken diken olmak	a chill runs/goes down somebody’s spine f.
105	Deyim	tüyleri diken diken etmek	send a chill up/down somebody’s spine f.
106	Deyim	tüyleri diken diken olmak	(one's) blood runs cold f.
107	Deyim	birinin tüylerini diken diken etmek	give somebody the creeps/willies f.
108	Deyim	birisiyle konuşurken çok dikkatli olmak/diken üstünde durmak	like walking/treading on eggshells f.
109	Deyim	birinin tüylerini diken diken etmek	give somebody the shivers f.
110	Deyim	diken üzerinde olmak	sit on a powder keg f.
111	Deyim	diken üzerinde olmak	be on pins and needles f.
112	Deyim	diken üstünde oturmak	be like a cat on hot bricks f.
113	Deyim	diken diken olmak	go cold all over f.
114	Deyim	diken üstünde olmak	be on pins and needles f.
115	Deyim	diken üzerinde olmak	be sitting on a powder keg f.
116	Deyim	diken üstünde olmak	be like a cat on hot bricks f.
117	Deyim	diken üstünde olmak	be on a knife edge f.
118	Deyim	diken üstünde olmak	be like a cat on tin roof f.
119	Deyim	diken üstünde olmasına neden olmak	put one on one's guard f.
120	Deyim	diken üstünde oturmak	be on pins and needles f.
121	Deyim	diken üstünde oturmak	be keyed up f.
122	Deyim	saçlarını diken diken etmek	make someone's hair stand on end f.
123	Deyim	tüylerini diken diken etmek	make somebody's flesh creep f.
124	Deyim	tüylerini diken diken etmek	make someone's skin crawl f.
125	Deyim	tüylerini diken diken etmek	send chills down someone's spine f.
126	Deyim	tüylerini diken diken etmek	send shudders down one's spine f.
127	Deyim	tüylerini diken diken etmek	send a shudder down one's spine f.
128	Deyim	tüylerini diken diken etmek	make one's hair stand on end f.
129	Deyim	tüylerini diken diken etmek	make somebody's blood run cold f.
130	Deyim	tüylerini diken diken etmek	make someone's flesh crawl f.
131	Deyim	tüylerini diken diken etmek	send shivers up your spine f.
132	Deyim	tüylerini diken diken etmek	give someone goose bumps f.
133	Deyim	tüylerini diken diken etmek	give someone goose pimples f.
134	Deyim	tüylerini diken diken etmek	set one's teeth on the edge f.
135	Deyim	tüylerini diken diken etmek	send shivers down your spine f.
136	Deyim	tüylerini diken diken etmek	make somebody's blood curdle f.
137	Deyim	tüylerini diken diken etmek	make someone's hair stand on end f.
138	Deyim	tüylerini diken diken etmek	make somebody's flesh crawl f.
139	Deyim	tüylerini diken diken etmek	make somebody's flesh crawl/creep f.
140	Deyim	tüylerini diken diken etmek	send chills up someone's spine f.
141	Deyim	tüylerini diken diken etmek	send shivers down one's back f.
142	Deyim	tüylerini diken diken etmek	send shivers down one's spine f.
143	Deyim	(birisinin) tüylerini diken diken etmek	curl somebody's toes f.
144	Deyim	(birinin) tüylerini diken diken etmek	curl someone's hair f.
145	Deyim	(birisinin) tüylerini diken diken etmek	make somebody's toes curl f.
146	Deyim	(birinin) tüylerini diken diken etmek	make somebody's hair curl f.
147	Deyim	diken üstünde oturmak	be on tenterhooks f.
148	Deyim	(birinin) tüylerini diken diken etmek	make the hair stand up on the back of (one's) neck f.
149	Deyim	(birinin) tüylerini diken diken etmek	make one's hair stand up on the back of (one's) neck f.
150	Deyim	diken üstünde olmak/oturmak	be on the edge of (one's) chair f.
151	Deyim	(birinin) tüyleri diken diken olmak	(one's) hair stands on end f.
152	Deyim	diken üstünde olmak	be looking over (one's) shoulder f.
153	Deyim	diken üstünde olmak	be looking over your shoulder f.
154	Deyim	(birini kırmamak/bir durumu bozmamak) için diken üstünde olmak	be treading on eggshells f.
155	Deyim	(birini kırmamak/bir durumu bozmamak) için diken üstünde olmak	be walking on eggshells f.
156	Deyim	tüylerini diken diken etmek	curl hair f.
157	Deyim	tüyleri diken diken olmak	get goose flesh f.
158	Deyim	diken üstünde olmak	get/have the jitters f.
159	Deyim	(birinin) tüylerini diken diken etmek	give (one) the shivers f.
160	Deyim	birinin tüylerini diken diken etmek	give somebody the shivers f.
161	Deyim	tüyleri diken diken olmak	get the shivers f.
162	Deyim	tüylerini diken diken etmek	give you the willies f.
163	Deyim	tüyleri diken diken olmak	have goose bumps f.
164	Deyim	(birini) diken üstünde tutmak	keep (one) on (one's) toes f.
165	Deyim	(birini) diken üstünde tutmak	keep (one) on the hop f.
166	Deyim	diken üstünde tutmak	keep you on your toes f.
167	Deyim	diken üstünde olmak	live on your nerves [uk] f.
168	Deyim	diken üstünde olmak	look over (one's) shoulder f.
169	Deyim	diken üstünde olmak	look over your shoulder f.
170	Deyim	(birinin) tüylerini diken diken etmek	make (one's) blood curdle f.
171	Deyim	(birinin) tüylerini diken diken etmek	make (one's) flesh crawl f.
172	Deyim	(birinin) tüylerini diken diken etmek	make (one's) skin crawl f.
173	Deyim	(birinin) tüylerini diken diken etmek	make (one's) toes curl f.
174	Deyim	tüylerini diken diken etmek	make blood run cold f.
175	Deyim	tüylerini diken diken etmek	make flesh crawl f.
176	Deyim	tüylerini diken diken etmek	make hair stand on end f.
177	Deyim	tüylerini diken diken etmek	make your blood curdle f.
178	Deyim	tüylerini diken diken etmek	make your flesh creep f.
179	Deyim	tüylerini diken diken etmek	make your flesh crawl f.
180	Deyim	tüylerini diken diken etmek	make your hair curl [uk] f.
181	Deyim	tüylerini diken diken etmek	curl your hair [us] f.
182	Deyim	tüylerini diken diken etmek	make your hair stand on end f.
183	Deyim	tüylerini diken diken etmek	make your skin crawl f.
184	Deyim	tüylerini diken diken etmek	make your toes curl f.
185	Deyim	(birinin) diken üstünde olmasına neden olmak	put (one) on guard f.
186	Deyim	(birinin) tüylerini diken diken etmek	send a chill down (one's) spine f.
187	Deyim	(birinin) tüylerini diken diken etmek	send a chill down your spine f.
188	Deyim	(birinin) tüylerini diken diken etmek	send chills down your spine f.
189	Deyim	(birinin) tüylerini diken diken etmek	send a shiver down (one's) spine f.
190	Deyim	(birinin) tüylerini diken diken etmek	send shivers up (one's) spine f.
191	Deyim	tüylerini diken diken etmek	set teeth on edge f.
192	Deyim	tüylerini diken diken etmek	set your teeth on edge f.
193	Deyim	diken üstünde oturmak	sit on the edge of (one's) chair f.
194	Deyim	tüyleri diken diken olmak	your hair stands on end f.
195	Deyim	tüyleri diken diken etmek	give goosebumps f.
196	Deyim	diken üstünde	keyed up s.
197	Deyim	tüyleri diken diken edici	hair raising s.
198	Deyim	diken üstünde	on the tenters s.
199	Deyim	diken üstünde	(as) nervous as a long-tailed cat in a room full of rocking chairs s.
200	Deyim	diken üzerinde	sitting on a powder keg s.
201	Deyim	tüylerin diken diken olması	a chill runs/goes down (one's) spine expr.
202	Deyim	tüylerin diken diken olması	a shiver ran down (one's) spine expr.
203	Deyim	tüylerin diken diken olması	a shiver runs/goes down (one's) spine expr.
204	Deyim	tüylerim diken diken oldu	a shiver went down my spine expr.
205	Deyim	tüylerim diken diken oldu	a shiver went up my spine expr.
206	Deyim	diken üstünde	on tenter-hooks expr.
207	Deyim	diken üstünde	looking over one's shoulder expr.
208	Deyim	diken üzerinde	on the edge expr.
209	Deyim	diken üstünde	on pins and needles expr.
210	Deyim	diken üstüne	on the rack expr.
211	Deyim	diken üstünde	on a knife-edge expr.
212	Deyim	diken üstünde	on the edge expr.
213	Deyim	diken üzerinde	on tenterhooks expr.
214	Deyim	diken üstünde	on tenterhooks expr.
215	Deyim	tüylerim diken diken oldu	my hair stood on end expr.
216	Deyim	diken üstünde	on the edge of your seat/chair expr.
217	Deyim	(birinin) tüyleri diken diken olmuş	(one's) hair is standing up on the back on (one's) neck expr.
218	Deyim	(birinin) tüyleri diken diken olmuş	the hair is standing up on the back on (one's) neck expr.
219	Deyim	tüyleri diken diken oldu	a shiver ran up (one's) spine expr.
220	Deyim	tüyleri diken diken oldu	a shiver went down (one's) spine expr.
221	Deyim	tüyleri diken diken oldu	a shiver went up (one's) spine expr.
222	Deyim	diken üstünde	the sword of damocles hangs over someone's head expr.
223	Deyim	diken üstünde	damocles' sword hangs over (one) expr.
224	Deyim	diken üstünde	damocles' sword hangs over (one's) head expr.
225	Deyim	diken üstünde	like a cat on hot bricks expr.
226	Deyim	diken üstünde	on the edge of (one's) chair expr.
227	Deyim	diken üstünde	on the edge of (one's) seat expr.
228	Deyim	diken üstünde	on the edge of seat expr.
229	Deyim	diken üstünde	on thorns expr.
230	Deyim	diken üstünde	on toes expr.
231	Deyim	diken üstünde	on your toes expr.
Speaking
232	Konuşma	düşününce tüylerim diken diken oluyor	I shudder to think expr.
233	Konuşma	düşününce tüylerim diken diken oluyor	I dread to think expr.
234	Konuşma	tüylerim diken diken oldu	the hair stood up on my neck expr.
Industry
235	Sanayi	kıyafetlere bant diken dikiş makinesi operatörü	bander i.
236	Sanayi	ilmekleri elbiselere diken kimse	looper i.
237	Sanayi	ağın dış kenarlarını iplere diken kimse	rigger i.
238	Sanayi	elektrik ve telefon hatları için çukur açan ve direk diken işçi	groundman i.
239	Sanayi	deri veya kumaş parçalarını zikzak dikişle diken işçi	beader i.
240	Sanayi	kıyafetlere vatka diken işçi	padder i.
241	Sanayi	kıyafetlere dolgu malzemesi diken işçi	padder i.
Technical
242	Teknik	maden içindeki direkleri diken kimse	cogman i.
243	Teknik	çıkıntılı diken	beard i.
244	Teknik	diken diken yapmak	porcupine f.
245	Teknik	diken diken olmak	shoot f.
Textile
246	Tekstil	eldivenlere parmak diken kimse	fingerer i.
247	Tekstil	kol diken tekstil çalışanı	sleever i.
248	Tekstil	eldiven üzerine pli diken kimse	pointer i.
Mining
249	Maden	maden içindeki direkleri diken kimse	cogger [uk] i.
Medical
250	Medikal	diken-dalga deşarjları	spike and wave discharges i.
251	Medikal	periodik diken-dalga kompleksleri	periodic spike and wave complexes i.
252	Medikal	tüylerin diken diken olması	gooseflesh i.
253	Medikal	tüylerin diken diken olması	horripilation i.
254	Medikal	tüylerin diken diken olması	pilomotor reflex i.
255	Medikal	tüylerin diken diken olması	goose skin i.
256	Medikal	tüylerin diken diken olması	goose bump i.
257	Medikal	tüylerin diken diken olması	goose pimple i.
Anatomy
258	Anatomi	diken üstü kası	supraspinal muscle i.
259	Anatomi	diken benzeri organ	spicule i.
260	Anatomi	diken benzeri küçük organ	spicule i.
261	Anatomi	diken altı	infraspinous s.
Parasitology
262	Parazitbilim	özellikle halkalı solucanlarda görülen küçük kıl ya da diken	chaeta i.
263	Parazitbilim	küçük kıl ya da diken gibi	chaetal s.
Marine Biology
264	Deniz Biyolojisi	hemal diken	haemal spine i.
265	Deniz Biyolojisi	sırt yüzgecinde diken olmayan çeşitli köpekbalıklarına verilen ad	blue dog i.
266	Deniz Biyolojisi	avrupa ve kuzey amerika'ya özgü tatlı sularda yaşayan birçok küçük diken yüzgeçli iskorpite verilen ad	miller's thumb i.
267	Deniz Biyolojisi	sert deniz kestanesi kabuğundaki yumrucuklardan çıkan diken	secondary i.
268	Deniz Biyolojisi	(kabuklu hayvanlarda) kabuk üzerinde yer alan ince diken	seta i.
Zoology
269	Zooloji	diken kelebeği	vanessa cardui i.
270	Zooloji	diken kelebeği	painted lady i.
271	Zooloji	diken kuyruklu büyük bir kertenkele	dabb i.
272	Zooloji	diken tüylü devekuşları	casuariiformes i.
273	Zooloji	diken kanatlı kız kuşu	vanellus spinosus i.
274	Zooloji	(süngerlerde) ucunda ufak dişleri olan dairemsi yapılı ufak diken	amphidisc i.
275	Zooloji	(süngerlerde) ucunda ufak dişleri olan dairemsi yapılı ufak diken	amphidisk i.
276	Zooloji	küçük diken halkası	coronet i.
277	Zooloji	diken başlı solucanları içeren bir şube	phylum acanthocephala i.
278	Zooloji	diken kafalı	thorn-headed s.
279	Zooloji	diken kuyruklu	spine-tailed s.
280	Zooloji	diken biçimli	spiculiform s.
281	Zooloji	diken üreten	spiculigenous s.
Botanic
282	Botanik	gümüş diken	stemless carline thistle (carlina acaulis) i.
283	Botanik	diken kabağı bitkisinin (sechium edule) sebze olarak yenen meyvesi	chayote i.
284	Botanik	dört köşeli diken	tetraxon i.
285	Botanik	ufak diken	thornlet i.
286	Botanik	dikey yetişen bir tür japon diken üzümü	truehedge columnberry (berberis thunbergii erecta) i.
287	Botanik	amerikan diken üzümü	allegheny barberry (berberis canadensis) i.
288	Botanik	amerikan diken üzümü	american barberry i.
289	Botanik	ak diken	yellow berry i.
290	Botanik	beyaz diken	haw i.
291	Botanik	beyaz diken	hawthorn i.
292	Botanik	diken birleşmesi	briar entwinement i.
293	Botanik	kızıl diken	crown of thorns i.
294	Botanik	kör diken	rhamnus oleoides i.
295	Botanik	sarı diken	spanish oyster plant i.
296	Botanik	sarı diken	golden thistle i.
297	Botanik	şayot (diken) kabağı	christophene i.
298	Botanik	şayot (diken) kabağı	echos i.
299	Botanik	şayot (diken) kabağı	chocho i.
300	Botanik	şayot (diken) kabağı	citrayota i.
301	Botanik	şayot (diken) kabağı	vegetable pear i.
302	Botanik	şayot (diken) kabağı	mirliton i.
303	Botanik	şayot (diken) kabağı	citrayote i.
304	Botanik	şayot (diken) kabağı	chow-chow i.
305	Botanik	şayot (diken) kabağı	chuchu i.
306	Botanik	şayot (diken) kabağı	chorva i.
307	Botanik	şayot (diken) kabağı	sayote i.
308	Botanik	şayot (diken) kabağı	sechium edule i.
309	Botanik	şayot (diken) kabağı	choko i.
310	Botanik	şayot (diken) kabağı	starprecianté i.
311	Botanik	şayot (diken) kabağı	chowchow i.
312	Botanik	şayot (diken) kabağı	tayota i.
313	Botanik	şayot (diken) kabağı	chayote i.
314	Botanik	kuzey amerika'da yetişen zehirli köksapı olan diken üzümü familyasından bir ot	american mandrake (podophyllum peltatum) i.
315	Botanik	kuzey amerika'da yetişen zehirli köksapı olan diken üzümü familyasından bir ot	mayapple i.
316	Botanik	kuzey amerika'da yetişen zehirli köksapı olan diken üzümü familyasından bir ot	wild mandrake i.
317	Botanik	kuzey amerika'da yetişen zehirli köksapı olan diken üzümü familyasından bir ot	ground lemon i.
318	Botanik	sıcak bölgelerde yetişen diken gibi çiçek salkımları olan çok yıllık bir bitki cinsi	andropogon i.
319	Botanik	sıcak bölgelerde yetişen diken gibi çiçek salkımları olan çok yıllık bir bitki cinsi	genus andropogon i.
320	Botanik	kaktüs üzerinde tüy, diken, dal veya çiçeklerin çıktığı küçük, yastığımsı gözenek	areole i.
321	Botanik	astophythum cinsine ait, yıldıza benzeyen diken kümeleri olan yuvarlak bir kaktüs	sand dollar i.
322	Botanik	kuzey amerika'ya özgü diken gibi beyaz saçaklı çiçekleri olan bir orkide	white fringed orchid i.
323	Botanik	kuzey amerika'ya özgü diken gibi beyaz saçaklı çiçekleri olan bir orkide	habenaria albiflora i.
324	Botanik	kuzey amerika'ya özgü diken gibi beyaz saçaklı çiçekleri olan bir orkide	white fringed orchis i.
325	Botanik	kuzey amerika'da yetişen zehirli köksapı olan diken üzümü familyasından bir ot	mayapple (podophyllum peltatum) i.
326	Botanik	kuzey amerika'da yetişen zehirli köksapı olan diken üzümü familyasından bir ot	may apple i.
327	Botanik	kuzey amerika'da yetişen zehirli köksapı olan diken üzümü familyasından bir ot	podophyllum peltatum i.
328	Botanik	yapışkan diken	hackelia i.
329	Botanik	yapışkan diken	lappula i.
330	Botanik	yapışkan diken	genus hackelia i.
331	Botanik	yapışkan diken	genus lappula i.
332	Botanik	beyaz diken	quickthorn i.
333	Botanik	tahıllara ve diken üzümüne zarar veren bir pasmantarı	wheat rust (puccinia graminis) i.
334	Botanik	kuzey amerika'da yetişen zehirli köksapı olan diken üzümü familyasından bir bitkinin yenilebilir fakat genellikle tatsız olan yumurta biçimli sarı meyveleri	mayapple i.
335	Botanik	sarı diken	horse nettle i.
336	Botanik	sarı diken	ball nettle i.
337	Botanik	sarı diken	ball nightshade i.
338	Botanik	sarı diken	bull nettle i.
339	Botanik	sarı diken	solanum carolinense i.
340	Botanik	kalın diken kenarlı yaprakları ve kırmızı meyveleri olan bir avrasya bitkisi	christmas holly i.
341	Botanik	kalın diken kenarlı yaprakları ve kırmızı meyveleri olan bir avrasya bitkisi	english holly i.
342	Botanik	kalın diken kenarlı yaprakları ve kırmızı meyveleri olan bir avrasya bitkisi	ilex aquifolium i.
343	Botanik	diken kabağı	christophine [caribbean] i.
344	Botanik	diken kabağı meyvesi	christophine [caribbean] i.
345	Botanik	diken kabağı meyvesi	mirliton i.
346	Botanik	kara diken	ono i.
347	Botanik	diken üzümü	pepperidge [dialect] [uk] i.
348	Botanik	diken üzümü	pepperidge bush i.
349	Botanik	sıcak bölgelerde yetişen diken gibi çiçek salkımları olan çok yıllık bir bitki cinsi	schizachyrium i.
350	Botanik	sıcak bölgelerde yetişen diken gibi çiçek salkımları olan çok yıllık bir bitki cinsi	genus schizachyrium i.
351	Botanik	diken kabağı bitkisinin yenebilir meyvesi	sechium (sechium edule) i.
352	Botanik	(bitki) diken veya tüyle kaplı	barbellate s.
353	Botanik	diken yapraklı	prickly-leafed s.
354	Botanik	diken yapraklı	prickly-leaved s.
Agriculture
355	Tarım	bitkileri yeni yerlere eken/diken bahçıvan	transplanter i.
356	Tarım	diken çıkarma makinesi	debearder i.
357	Tarım	diken sökücü	debearder i.
358	Tarım	diken ayıklayıcı	debearder i.
359	Tarım	diken ayırma makinesi	debearder i.
Archaeology
360	Arkeoloji	megalitleri diken topluluklara veya bu toplulukların kültürüne ait	megalithic s.
361	Arkeoloji	megalitleri diken topluluklarla veya bu toplulukların kültürü ile ilişkili	megalithic s.
Archaic
362	Eski Kullanım	diken gibi olmuş	horrent s.
363	Eski Kullanım	diken diken	horrent s.
364	Eski Kullanım	diken gibi havaya kalkmış	horrent s.
365	Eski Kullanım	diken gibi batan	horrid s.
Ornithology
366	Kuşbilim	diken tüylü devekuşları takımına mensup bir cins	dromaius i.
367	Kuşbilim	diken tüylü devekuşları takımına mensup bir cins	genus dromaius i.
Entomology
368	Böcek Bilimi	diken kelebeği	thistle butterfly (vanessa cardui) i.
369	Böcek Bilimi	elma ağacı veya diken çalıların üzerinde yaşayan bir ağaç çekirgesi	thorn hopper (thelia crataegi) i.
370	Böcek Bilimi	diken kelebeği	cosmopolite i.
Star Wars
371	Star Wars	ubese diken-sırtlı savaş ejderi	ubese thorn-back war dragon i.