bulantı - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

bulantı



"bulantı" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 10 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
bulantı nausea i.
General
bulantı sickness i.
bulantı queasiness i.
bulantı qualm i.
bulantı nauseation i.
bulantı squeasiness i.
Medical
bulantı trichinelliasis i.
bulantı nausea i.
bulantı trichiniasis i.
Slang
bulantı sicks i.

"bulantı" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 28 sonuç

Türkçe İngilizce
General
şiddetli bulantı ve kusma severe nausea and vomiting i.
bulantı vermek nauseate f.
bulantı hissetmek feel nausea f.
Medical
bulantı ve kusma nausea and vomiting i.
bulantı-kusma nausea-vomiting i.
bulantı hissi a feeling/sensation of nausea i.
bulantı ve kusma nausea i.
bulantı ve kusmanın önlenmesi prevention of nausea and vomiting i.
bulantı ve kusmanın önlenmesi preventing nausea and vomiting i.
gebeliğe bağlı bulantı ve kusma pregnancy induced nausea and vomiting i.
hipotiroidi seyrinde gelişen hiponatremiye bağlı bulantı/kusma nausea/vomiting due to hyponatremia in the course of hypothyroidism i.
morfine bağlı bulantı ve kusma morphine related nausea and vomiting i.
postoperatif bulantı ve kusma postoperative nausea and vomiting i.
postoperatif bulantı-kusma postoperative nausea- vomiting i.
postoperatif bulantı ve kusma postoperative nausea-vomiting i.
postoperatif bulantı-kusma postoperative nausea and vomiting i.
postoperatif bulantı-kusma postoperative nausea-vomiting i.
Pathology
bağırsaklarda karın ağrısı, bulantı, kusma, kilo kaybı gibi rahatsızlıklara neden olan yuvarlak kurt istilası ascariasis i.
sanal gerçeklik ve video oyunlarının yarattığı baş dönmesi ve bulantı barfogenesis i.
okul, iş yeri veya askerlik gibi aynı sosyal ortamı paylaşan bir grup insanda görülen, genellikle bulantı, baş dönmesi, bayılma, baş ağrısı ve cilt döküntüsü gibi belirtilerle karakterize edilen bir hastalık mass sociogenic illness i.
sağırlık, çınlama, baş dönmesi ve bulantı ile karakterize edilen bir içkulak hastalığı ménières disease i.
yerçekimsiz ortamda hissedilen bulantı space shuttle i.
Pharmaceutics
kanser ve aids hastalarında bulantı ve kusmaya karşı kullanılan bir tür sentetik kannabinoid nabilone i.
bulantı ve kusmayı önleyen ilaçlar antiemetics i.
bulantı ve kusmayı önleyen ilaçlar antinauseants i.
bulantı ve kusmayı önleyen veya hafifleten antiemetik bir ilaç emetrol® i.
kemoterapi veya cerrahi operasyon sonrası oluşan bulantı ve kusmayı önleyen antiemetik bir ilaç ondansetron i.
Astronomy
yerçekimsiz ortamda hissedilen bulantı space sickness i.