point - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

point

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"point" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 282 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
point i. nokta
point i. puan
point i. uç
General
point i. maksat
point i. mesele
point i. namlu
point i. ana fikir
point i. derece
point i. priz
point i. borsada puan
point i. etki
point i. durum
point i. coğrafyada burun
point i. hedef
point i. anlatmak istenilen şey
point i. puan
point i. kapı
point i. anlam
point i. yarar
point i. uç
point i. noktalama işareti
point i. an
point i. konu
point i. neden
point i. gaye
point i. kapı (tavla)
point i. incelik
point i. borsa puan
point i. sivri uç
point i. ferma
point i. özellik
point i. radde
point i. nitelik
point i. pusula kertesi
point i. amaç
point i. vurgu
point i. husus
point i. oyma kalemi
point i. nokta
point i. punto
point i. işaretleme
point i. sayı
point i. virgül
point i. yer
point i. duy
point i. fikir
point i. temel konu
point i. ana husus
point i. tartışmanın en önemli noktası
point i. bakış açısı
point i. öneri
point i. görüş
point i. perspektif
point i. ipucu
point i. gösterge
point i. işaret
point i. referans noktası
point i. varsayımsal nokta
point i. bölge
point i. mahal
point i. mıntıka
point i. sınır
point i. zaman aralığı
point i. eşlik eden olaylar dizisi
point i. belirli aşama
point i. ölçü değeri
point i. belirli sayı değeri
point i. küçük leke
point i. küçük nokta
point i. benek
point i. beneğe benzer şey
point i. braille kabartması
point i. (özellikle 16 ve 17. yüzyıllarda kostüm veya kıyafetlerin bağlanması için kullanılan) ayakkabı bağcığına benzer bağcık
point i. (arma üzerinde) şerit figürün sallantılı ucu
point i. müfrez birlik
point i. müfreze
point i. tavla tahtasında boşluk
point i. avustralya'da düşen yağış miktarının ölçümünde kullanılan bir birim
point i. pırlanta ağırlık ölçüm birimi
point i. (olumlu izlenim sonucu elde edilen) kredi
point i. olumlu izlenim
point i. (go oyununda) çizgilerin kesiştiği yer
point i. düşünce
point i. sadet
point i. yan
point i. yön
point i. burun
point i. keskin taraf
point i. ondalık virgülü
point f. fermaya oturmak
point f. yöneltmek
point f. göstermek
point f. ferma etmek
point f. ucunu sivriltmek
point f. sivriltmek
point f. ferma yapmak (av köpeği)
point f. tevcih etmek
point f. çıkmak (çıban)
point f. çevirmek
point f. sayı ile kazanmak ya da kaybetmek
point f. önemine işaret etmek
point f. sivrilmek
point f. uç vermek
point f. av köpeği ferma yapmak
point f. bitirmek
point f. noktalamak
point f. doğrultmak
point f. üzerine çevirmek
point f. işaret etmek
point f. dikkatini çekmek
point f. altını çizmek
point f. dikkatlere sunmak
point f. işaret etmek
point f. (kablo veya halat) ucunu inceltmek
point f. içerisine beyaz tüy doldurmak
point f. iyi bir izlenim yaratmak
point f. olumlu enerji vermek
point f. umut vadetmek
point f. ... yönünde olmak
point f. ... yönünde gitmek
point f. ... istikametine dönmek
point f. ayağı bacak hizasında açmak
point f. ima etmek
point f. kast etmek
point f. parmağını doğrultmak
point f. parmağını uzatmak
point f. parmakla işaret etmek
point f. (duvar) örmek
Trade/Economic
point i. anlam
point i. yer
point i. abd borsasında hisse başı bir dolara tekabül eden bir fiyatlandırma birimi
point i. kredi borcunun görünür değerine ait yüzde puanı
point i. kar paylaşımı
Technical
point i. taş yüzeylerin pürüzsüzleştirilmesi için kullanılan bir alet
point i. taşlama aleti
point i. bir tür zımpara
point i. mineral/cevher sertliğini ölçmede kullanılan bir alet
point i. (tarih öncesi dönemde silah veya alet olarak kullanılan) üçgen taş parçası
point i. sivri taş parçası
point i. mızrak ucu
point i. camcı elması
point i. (matbaa makinesinde) çelik perforaj pimi
point i. (matbaa makinesinde) kağıdın delinmesine yarayan çelik pim
point i. mürekkep uygulama aparatında sivri uçlu tırtıklı metal parça
point i. delgeç pimi
point i. perfaratör pimi
point i. sondaj borusu
point i. fiş
point i. paratoner
point i. elektrikli cihazda enerjiyi dışa aktaran bölüm
point i. yaprak yayda sivri uç
point i. ardışık iki nokta arasındaki 11 1/4'lük fark
point i. pusula kartı üzerinden görülen ufuk bölümü
point f. (çimento ile) duvar aralarını doldurmak
point f. (duvar) eski sıvayı kazıyarak yeni malzeme ile doldurmak
point f. (sivri aletle) taş yüzeyini düzeltmek
point f. (heykelin bir bölümünü) delik açarak mermer yüzeye yerleştirmek
point f. çubuğun ucunu inceltmek
point f. tüpün ucunu inceltmek
point f. boru ucunu inceltmek
point s. noktasal
Computer
point i. işaret etme
point i. punto nokta
point i. pt yazıtipi boyutu birimi
point i. yazıtipi boyutu birimi
point f. imleci belirli bir noktaya sürüklemek
point f. (hafıza kartında bilgi aramak için) merkezi işlem birimini yönlendirmek
point f. alan adına gönderilen talepleri ip adresine yönlendirmek
point expr. göster
Mechanic
point i. sivri uç
Textile
point i. konik uçlu dikiş makinesi
point i. konik uçlu örgü makinesi
point i. dantel makinesinde örgü büyüklüğünün kontrolü için kullanılan iğne grubu
point i. dantel
point i. iğne oyası
point i. bobin danteli
point i. dantel ilmeği
point i. ilmek
point i. (eldivenin arkasında yer alan) pli dikiş
point i. eldivenin arka tarafındaki dikiş detayı
point i. (hudson's bay battaniyesi kenarındaki) battaniye ağırlık çizgisi
Railway
point i. makas
point i. yollar arası geçişin sağlanması için kullanılan konik eğimli ray
point i. kesişen iki ray arasındaki açının ucu
Marine
point i. kerte
point i. pusula taksimatından biri
point i. camadan
point i. yelken açısı
point i. denize açılma açısı
point i. (rüzgar yönünün hesaba katıldığı) denize açılma noktası
point f. orsa seyri yapmak
point f. yelken deliklerinden camadan halat geçirmek
point f. (sereni) pırasya etmek
point f. açevele etmek
point f. açevele tutmak
Medical
point i. akupunktur noktası
point i. aşılamada kullanılan ince, sivri uçlu aşı maddesi dolu kemik
point f. (apse) büyümek
point f. (apse) irileşmek
Anatomy
point i. çene ucu
point i. ayak ucu
point i. dil ucu
point i. boynuz dalı
point i. hayvanın uzuvları
point i. (at) bacaklar, yele ve kuyruk
Dentistry
point i. dişte geçici dolgu olarak kullanılan küçük bir materyal
point i. güta perka
Printing
point i. 1/1000 inçlik kağıt kalınlık birimi
point i. 0.013837 inçlik font büyüklük birimi
Math
point i. nokta
point i. tamsayı ile kesiri ayırmak için aralarına konulan nokta
point i. (geometride/öklid geometrisinde) tanımsız eleman
point i. sıralı dizi tarafından belirlenen küme elemanı
point i. gerçel sayı
point i. kompleks sayı
point f. (çok basamaklı sayı) virgül ekleyerek ayırmak
Zoology
point i. hayvanın fiziksel/davranışsal özellikleri
point i. siyam kedisinin yüzündeki işaretler
point i. siyam kedisinin yüzündeki maskeye benzer bölüm
point f. (at) ön ayağını parmak ucunda dinlendirmek
point f. (at) vücut ağırlığından kurtulmak için ön ayağı ileride tutmak
Fishery
point i. kısa misina
Education
point i. ders kredisi
point i. ders notu
Linguistics
point i. semitik alfabelerde belirtme işareti
point f. noktalama yapmak
point f. noktalama işareti kullanmak
point f. hareke eklemek
point f. işaret koymak
Geography
point i. burun
point i. burun
point i. sivri çıkıntı
point i. pik
point i. zirve
point i. doruk
point i. tepe
Military
point i. kişinin denizaşırı askerlik hizmeti veya kariyeri boyunca kazanılan ödüller, hizmet süresi gibi parametrelere dayalı biriktirdiği puan
point i. askerin başarı puan
point i. süngü/kılıç taliminde alınan saldırı pozisyonu
point i. bölük komutanlığı
point i. bölük komutanı
Hunting
point i. av köpeğinin avının kokusunu alarak avına kitlenmesi
point i. av köpeğinin ferma pozisyonu alması
point i. ferma pozisyonu
point i. tazının avını fark ettiğinde aldığı pozisyon
Sport
point i. sayı
point i. puan
point i. (eskrimde) hücum
point i. (eskrimde) hamle
point i. oyuncunun bulunduğu belirli pozisyon
point i. (krikette oyuncunun aktif olarak kullandığı saha bölümündeki) saha savunma pozisyonu
point i. (lakrosta) golün sağ tarafındaki pozisyon
point i. belirli bir pozisyonda oynayan oyuncu
point i. koşu
point i. direkt koşu
point i. (direkt koşuda) varış noktası
point i. (buz hokeyinde) defans oyuncusunun topu hücum alanında tutmak için golün sağ veya sol tarafında yer aldığı pozisyon
point f. (rakip için) hummalı bir hazırlık yapmak
Basketball
point i. rakip sahada potaya yakın bölümde oynanan bir pozisyon
Volleyball
point i. sayı
Boxing
point i. sayı işareti
Card
point i. (briç) elin değerini veya gücünü gösteren birim
Music
point i. (yaylı çalgıda) yayın uç bölümü
point i. kontrpuntal müzikte cümle
point i. kontrpuntal müzikte konu
point i. kontrpuntal besteye cümle girişi
point i. kontrpuntal besteye konu girişi
point i. çoğaltma noktası
point i. uzatma işareti
point i. kesinti işareti
point i. orta çağ müziğinde bir nota
point i. yalnızca uzatılan ayak ucunun zemine değdiği bir dans hareketi
point f. (dans esnasında) bacağı uzatmak
point f. (dans esnasında) parmak uçları yere değecek şekilde bacak açmak
point f. (ilahi metninde) ses değişikliğinin gerçekleştiği noktalara dikey çizgi eklemek
point f. ilahi metnine dikey çizgi çekmek
Archaic
point i. savaş çağrısı
point i. av çağrısı
point i. uyarı işareti olarak kullanılan kısa ifade
point i. kurdele
point i. bağ
point i. kordon

"point" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 1 sonuç

Türkçe İngilizce
Art
point pointe i.

"point" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
point of view i. bakış açısı
turning point i. dönüm noktası
starting point i. başlangıç noktası
General
point blank i. aşikar
driver vantage point i. sürücü yol görüş açısı
more distant point i. daha uzak nokta
fusing point i. ergime noktası
full point i. durak
mcburney's point i. mcburney noktası
key point i. kilit noktası
point of view i. bakım
distributing point i. dağıtım noktası
starting point i. çıkış noktası
traffic control point i. trafik kontrol noktası
libration point i. sallantı noktası
fixation point i. tespit noktası
break point i. kesme noktası
cash point i. büyük bir satış yerinde kasa yeri
dew point apparatus i. çiy noktası aleti
mid point i. orta nokta
moot point i. belirsiz konu
cardinal point i. anayön
equivalence point i. eşdeğer sayısı
crucial point i. düğüm noktası
vital point i. bamteli
vital point i. can damarı
decimal point i. ondalık virgülü
lowering of the freezing point i. donma noktasının düşürülmesi
extreme point i. bitiş noktası
point of departure i. hareket noktası
arago point i. arago noktası
one point lessons and swiss army instruction i. bir konuya yönelik dersler ve çok yönlü eğitim
the highest point of the sky i. ayyuk
point of support i. destek noktası
vanishing point i. ufuk noktası
share point i. paylaşım noktası
point of no return i. dönüşü olmayan nokta
point of sale display i. satış noktasında sergileme
dew point analyzer i. çiy noktası analizörü
point of intersection i. kesişme noktası
the point in question i. sözkonusu
intersection point i. kesişme noktası
dew point temperature i. çiy noktası ısısı
point estimate i. nokta tahmin
holding point i. bekleme noktası
the point of no return i. dönüşü olmayan nokta
power point i. priz
flash point i. alevlenme noktası
rendezvous point i. buluşma noktası
dry point i. asitsiz kullanılan hakkak kalemi
sore point i. hassas nokta
point of view i. cihet
geographic point i. coğrafi nokta
dew point i. çiy düşmesi için gerekli ısı derecesi
pen point i. kalem ucu
the case in point i. söz konusu olan sorun
turning point i. milad
dew point i. çiy noktası
saturating point i. doyum noktası
point of honor i. şeref meselesi
vowel point i. harf vurgusu
selling point i. satış noktası
arrest point i. duraksama noktası
antipodal point i. çapucu noktası
selling point i. tatil veya başka bir düzenlemenin potansiyel müşterilerin hoşuna giden özelliği veya yanı
intercardinal point i. arayön
saturation point i. doyum noktası
point lace i. iğne oyası
bubble point i. kabarcık noktası
point of view i. açı
touchdown point i. uçakların konma noktası
inflection point i. bükülme noktası
point of view i. görüş
fare construction point i. tarife konstrüksiyon noktası
the case in point i. sözü edilen sorun
flash point i. yanma noktası
vulnerable point i. zayıf nokta
the cardinal point i. ana yön
point processes i. nokta işleme
fixed point theory i. sabit nokta teorisi
limit point i. limit noktası
vital point i. düğüm noktası
access point i. giriş noktası
critical point i. nazik nokta
topographic point i. topoğrafik nokta
boarding point i. kalkış noktası
weak point i. zayıf nokta
unique selling point i. benzersiz satış noktası
main point i. asıl mesele
terminal point i. uç nokta
transfer point i. aktarma yeri
fixed point theorems i. sabit nokta teoremleri
point of honour i. onur meselesi
boundary point i. sınır noktası
critical point i. değişim noktası
focal point i. odak noktası
point of view i. noktainazar
measuring point i. ölçü noktası
point of contact i. değme noktası
stand point i. görüş açısı
point of view i. görüş açısı
cash point i. kasa
full point i. nokta
loading point i. yükleme yeri
point of departure i. sapma noktası
point of bearing i. kerteriz noktası
access control point i. giriş kontrol noktası
kindling point i. tutuşma noktası
the point in question i. söz konusu
cash point i. para çekme makinası
the point i. sadet
ice point i. buzlanma noktası
cutoff point i. sona erme noktası
quadrantal point i. arayön
the point of the story i. hikayenin anlatmak istediği şey
inflection point i. büküm noktası
the crucial point i. can alıcı nokta
moot point i. şüpheli nokta
vowel point i. hareke
aiming point i. nişan noktası
his strong point i. onun kuvvetli tarafı
triangulation point i. nirengi noktası
weak point i. zaaf
weak point i. insanın zayıf tarafı
assembly point i. toplanma noktası
key point i. kilit nokta
culminating point i. doruk noktası
crucial point i. kritik nokta
peril point i. kritik nokta
case in point i. söz konusu edilen şeyin bir örneği
case in point i. tipik bir örnek sorun
a case in point i. tipik bir örnek
a case in point i. söz konusu edilen şeyin bir örneği
case in point i. tipik bir örnek
starting point i. hareket noktası
burning point i. yanma noktası
cutoff point i. sona eriş noktası
another point i. diğer bir nokta
vital point of a matter i. bam teli
waiting point i. bekleme yeri
exclamation point i. ünlem işareti
key point (about something) i. işin püf noktası
key point (about something) i. bir işin püf noktası
narrow point of view i. dar bakış açısı
plus point i. artı puan
point in time i. çok kısa bir süre
low point i. düşük puan
the lowest point in my life i. hayatımın en kötü anı
zero point i. ölü nokta
zero point i. nötr nokta
zero point i. sıfır noktası
point of no return i. geri dönülemeyecek nokta
point of no return i. geri dönülmez nokta
point of no return i. geri dönülemez nokta
service point i. hizmet noktası
point average i. puan ortalaması
success point i. başarı puanı
ball point pen i. tükenmezkalem
blunt point i. yuvarlak uç
blunt point i. küt uç
breakaway point i. kopma noktası
regular point i. düzenli nokta
center point i. merkez
center point i. göbek
center point i. orta
security point i. güvenlik noktası
check point i. güvenlik noktası
control point i. güvenlik noktası
datum point i. esas nokta
datum point i. referans noktası
dead point i. ölü nokta
peak point i. zirve noktası
east point i. doğu noktası
end point i. son nokta
fire point i. alev noktası
fire point i. yanma noktası
ball-point pen i. tükenmez kalem
break-even point i. ölü nokta
ball-point pen i. tükenmez
ball-point pen i. tükenmezkalem
ball-point i. tükenmez kalem
ball-point i. tükenmez
ball-point i. tükenmezkalem
point-in time i. geçmişteki her hangi bir ana geri dönüş
point-to-point air fare i. yol üzerinde bir ara noktada konaklamaya ve başka tarifelerle birleştirilmeye imkan tanımayan tarife
point-of-purchase signs i. satış noktası tabelaları
point-of-sale i. satış noktası
off-line point i. off-line noktası
point of entry-point of exit i. giriş-çıkış noktası
zero-point emergence i. sıfır noktasından doğuş
ice point i. donma noktası
distribution point i. dağıtım yeri
point of destination i. varış yeri noktası
point of quarantine i. karantina noktası
point of tangency i. teğet noktası
decimal point i. ondalık hane noktası
focal point i. merkez noktası
focal point i. ilgi merkezi
mid-point i. orta nokta
null point i. sıfır noktası
take-off point i. kalkış noktası
take-off point i. uçağın pistte burnunu kaldırdığı nokta
total point i. toplam puan
chief point i. en önemli nokta
chief point i. en mühim nokta
meeting point i. buluşma noktası
essential point i. temel nokta
essential point i. başlıca nokta
the point of no return i. geri dönülmeyecek nokta
the point of no return i. geri dönüşü olmayan evre
the point of no return i. dönüşü olmayan yol
decimal point i. ondalık nokta
rendezvous point i. randevu noktası
transit point i. geçiş noktası
contribution point i. katkı puanı
talking point i. konuşulacak konu
talking point i. konuşma konusu
low point (to be in something) i. (bir işin) gelebileceği en berbat durum
deception point i. ihanet noktası
low point (to be in something) i. (bir işin) gelebileceği en berbat nokta
percentage point i. yüzde puan
choke point i. geçit
choke point i. dargeçit
point of no escape i. kaçışın (mümkün) olmadığı nokta
point of no escape i. çıkışın (mümkün) olmadığı nokta
point of no escape i. kaçarı olmayan nokta
melting point i. erime noktası
point of interest i. ilgi alanı
base point i. taban puan
bonus point i. bonus puan
the point(s) to be considered i. üzerinde durulması gereken (nokta/husus vb.)
the point to be emphasized i. üzerinde durulması gereken (nokta/husus vb.)
supply point i. tedarik noktası
strategic support point i. stratejik destek noktası
fundamental point i. esas nokta
fundamental point i. ana nokta
nine on a ten point scale i. on üzerinden dokuz
9 on a 10 point scale i. on üzerinden dokuz
nine on a ten point scale i. 10 üzerinden dokuz
9 on a 10 point scale i. 10 üzerinden dokuz
tour point i. gezi noktası
journey point i. gezi noktası
coffee point i. kahve noktası
shifting point of view i. değişen görüş açısı
dividing point i. dönüm noktası
point of contention i. çekişme noktası
point of contention i. çekişme konusu
final point i. son nokta
the lowest point i. en düşük puan
deepest point i. en derin nokta
fourteen point speech i. on dört maddelik konuşma
starting point i. başlama noktası
the point arrived at i. gelinen nokta
stagnation point i. durma noktası
point at issue i. tartışma konusu/söz konusu mesele/konu
price-point retailer i. her şey bir milyoncu
price-point retailer i. bir milyoncu
cultural contact point i. kültürel irtibat noktası
the most critical point i. en kritik nokta
talking point i. (belge, istatistiksel bilgi, resim, gazete haberi gibi) bir tartışmada tarafların kullandığı inandırıcı veya ikna edici ya da destekleyici noktalar, konular
point of junction i. birleşim noktası
point of time i. çağ
point of time i. dönem
distance from the starting point i. başlangıç noktasından uzaklık
point of use i. kullanım noktası
vantage point i. bakış açısı
main point i. ana fikir
emergency assembly point i. acil durum toplanma noktası
interrogation point i. soru işareti
question point i. soru işareti
exclamation point i. !
minimum point i. minimum nokta
historical turning point i. tarihi dönemeç
recovery point objective i. kurtarma noktası hedefi
turning point i. kırılma anı
collar point i. yaka ucu
starting point for trend reversals i. iyileştirmeye başlama noktası
gathering point i. toplanma bölgesi
key point i. anahtar noktası
attraction point i. cazibe noktası
pain point i. sorunsal
pain point i. sorun
moot point i. ne kadar tartışılırsa tartışılsın bir önemi olmayan, sonuca varılamayan durum
the common point everyone agrees i. herkesin kabul ettiği ortak nokta
theoretical point of view i. teorik bakış açısı
target critical damage point i. en hayati hedef bileşeni
target stress point i. hedefin en zayıf noktası
navel point i. bir şeyin merkez veya orta noktası
navel point i. arma rozetinin alt yarısının merkez noktası
seraglio point i. sarayburnu
trois point i. (tavlada) her bir oyuncunun sahasındaki dıştan üçüncü kapı
accidental point i. ufuk noktası
10-point numerical rating scale i. 10'luk nümerik derecelendirme ölçeği
end point i. son hedef
knife-point i. bıçağın sivri ucu
jumping-off point [us] i. çok uzak yer
jumping-off point i. son durum
jumping-off point i. son radde
jumping-off point [canada] i. inziva yeri
biting point i. başarıya ulaşılan nokta
median point i. bir düzleme dağılmış belirli sayıdaki noktanın veya cismin her birine uzaklığının toplamı minimum olacak şekilde yerleştirilmiş nokta
wp (working point) i. çalışma noktası
high point i. doruk
high point i. zirve
detainee collecting point i. tutsak toplama noktası
detainee collecting point i. tutsakların işlem istasyonuna götürülene kadar toplandığı yer
heart point i. arma orta noktası
junction point i. birleşme noktası
inflection point i. firmanın işlerinde meydana gelen ani değişiklik
inflection point i. köklü değişiklik noktası
information point i. bilgi noktası
information point i. danışma
dust-point i. eski bir kırsal bölge oyunu
pinch point i. sürecin çok yavaş ilerleyip gecikme yaratan kısmı
pinch point i. darboğaz
pistol point i. silah zoru
pistol point i. silahla vurma tehdidi
pov (point of view) i. bakış açısı
flash point i. patlak verme noktası
focal point i. temel odak
focal point i. esas odak
focal point i. ana odak
focal point i. bir aktivite veya uğraşın merkezi
percentage point i. yüzde noktası
physical point i. fiziksel nokta
physical point i. maddenin sonsuz küçüklükteki parçası
seaward launch point i. özel harekat kuvvetlerinin sahile ilerleyip operasyon düzenlemek üzere intikal edeceği kıyı açıklarında belirlenmiş konum
seaward recovery point i. özel harekat kuvvetlerinin hücum sonrası müdafaa yerine geri dönmek üzere kullanacağı kıyı açıklarında belirlenmiş konum
shaver point [us] i. tıraş makinesinin takılabildiği duvar prizi
vantage point i. gözlem noktası
low point i. dibe vurma anı
pressure point i. yatalak hastada statik pozisyon ve sıkışma nedeniyle dolaşım sorunu yaşanabilen bölge
pressure point i. basınç noktası
pressure point i. (akupunktur uygulamalarda) vücutta tedavi amaçlı baskı uygulanan nokta
pressure point i. kan akışını yavaşlatıp kanamayı durdurabilmek için kan damarının altındaki kemiğe doğru sıkıştırılabildiği nokta
pressure point i. kişinin kendi çıkarı için sömürebileceği hassas ve kritik mesele
pressure point i. sorun çıkma ihtimali yüksek nokta
pressure point i. potansiyel problem kaynağı
spawn point i. canlanma noktası (video oyunlarında)
point [obsolete] i. belirli bir (fiziksel) durumda olma
point [obsolete] i. sonuç
point [obsolete] i. bitiş
point [obsolete] i. sona erme
point [obsolete] i. karar
point [obsolete] i. çözüm
point applique i. dantel aplike
point applique i. iğne işi tasarımlı dantel
point d'appui i. destek
point d'appui i. dayanak
point man i. kovboy
point man i. sığır çobanı
point net i. makine işi dantel
point net i. brüksel danteline benzer dantel
point person i. kilit isim
point person i. önemli kimse
point rider i. kovboy
point rider i. sığır çobanı
start point i. başlangıç noktası
point out f. belirtmek
point to a precedent f. emsal göstermek
give point to f. vurgulamak
point up f. düzlemek
point at f. göstermek
come to a point f. özen göstermek
point something out f. dikkatini çekmek
gain a point f. bir puan kazanmak
make a point of f. özen göstermek
point at f. parmakla göstermek
make a point of f. bir şey yapmayı ihmal etmemek
point out f. göstermek
make a point of f. bir şey yapmaya dikkat etmek
come to the point f. sadete gelmek
point to f. göstermek
carry one's point f. istediğini elde etmek
point out f. işaret etmek
point a moral f. kıssadan hisse çıkarmak
make a point of f. dikkat etmek
make a point f. mim koymak
be at the point of death f. ölmek üzere olmak
come to a point f. fermaya oturmak
get to the point f. sadede gelmek
miss the point f. anlayamamak
point to f. işaret etmek
make a point of f. önem vermek
make a point f. cevabı yapıştırmak
come to the point f. sadede gelmek
come to a point f. özenmek
point out f. dikkat çekmek
make a point of f. özenmek
carry one's point f. amacına ulaşmak
point at f. işaret etmek
come to a point f. av köpeği ferma yapmak
point on f. çevirmek
stray from the point f. konu dışına çıkmak
point a gun f. silah doğrultmak
point something out to somebody f. dikkatini çekmek
not to put too fine a point on it f. tam anlamıyla ifade etmek
point out f. ifade etmek
point a gun at f. üzerine silah doğrultmak
make one's point f. ne demek istediğini yeterince anlatmak
make one's point f. fikrini açıkça anlatmak
point to f. delalet etmek
point to f. dikkat çekmek
point to f. özellikle belirtmek
be on the point of finishing f. bitmek üzere olmak
be on the point of exhausting f. tükenmek üzere olmak
pass a critical point f. dönemeçten geçmek
pass a turning point f. dönemeçten geçmek
come to a stopping point f. durma noktasına gelmek
look from different point of view f. başka yönden bakmak
make a point f. taşı gediğine koymak
point somebody in direction f. yön göstermek
see from different point of view f. başka yönden bakmak
see the point f. konuyu anlamak
point out above f. yukarıda belirtmek
point one's gun f. silahını doğrultmak
point gun f. silah doğrultmak
adopt as a point of view f. felsefe edinmek
lose point f. puan kaybetmek
be to the point f. yerinde olmak
be on the point of being f. olmak üzere
bring (someone) round (to another's point of view) f. yola getirmek
come round (to another's point of view) f. yola gelmek
point a reed pen f. kalem yontmak
point a reed (for use as a pen) f. kalem açmak
draw attention to (a point) f. parmak basmak
come to the point f. asıl konuya gelmek
touch a sore point f. bam teline basmak
make a point of f. ilke edinmek
make a point of f. taşı gediğine koymak
make a point of f. (bir şey yapmaya) dikkat etmek
make a point of f. cevabı yapıştırmak
make a point of f. (bir şey yapmayı) ihmal etmemek
drive the point home f. ikna edici bir şekilde anlatmak
drive the point home f. inandırıcı bir biçimde açıklamak
be on the point of f. -mek üzere olmak
be at the point of f. -mek üzere olmak
point at f. -e doğrultmak
point out f. -e dikkati çekmek
point the finger at f. -i suçlamak
point at f. -e çevirmek
get to the point f. ana noktaya gelmek
get to the point f. can alıcı noktaya gelmek
make a point of f. bilhassa yapmak
come to a point f. bilhassa yapmak
point out (something) f. -e dikkat çekmek
point the finger at f. suçlamak
straight to the point f. hemen konuya girmek
get straight to the point f. hemen konuya girmek
get straight to the point f. sadede gelmek
straight to the point f. sadede gelmek
develop a point of view f. bakış açısı geliştirmek
be on the point of doing f. yapmak üzere olmak
become a transhipment point f. bir aktarma noktası haline gelmek
point a gun on someone f. birisine silah doğrultmak
make a point of f. üzerinde durmak
make similar point f. aynı noktaya değinmek
gain a different point of view f. farklı bir bakış açısı kazanmak
can not go beyond a certain point f. belli bir noktadan öteye gidememek
be unable to go beyond a certain point f. belli bir noktadan öteye gidememek
point as a target f. hedef göstermek
lose the point f. sayı kaybetmek
lose the point f. dikkatini yitirmek
mention an important point f. önemli bir noktaya temas etmek
point out an important matter f. önemli bir noktaya temas etmek
go cold at one point f. bir yerden sonra soğumak
point the penalty spot f. penaltı noktasını işaret etmek
have a six-point lead over his opponents f. rakiplerine karşı altı puan önde olmak
have a three-point lead over his opponents f. rakiplerine karşı üç puan önde olmak
stick to the point f. konuya odaklanmak
look his/her point of view f. kendi açısından bakmak
get a point f. puan almak
be on the point of finishing f. bitirmek üzere olmak
give point of view f. bakış açısı kazandırmak
be pressed up to the point of action f. harekete geçmek zorunda bırakılmak
be pressed up to the point of action f. harekete geçmeye mecbur kalacak şekilde baskı altında kalmak
reach a low point f. düşük seviyeye ulaşmak
be intoxicated to the point of stupefaction f. kör kütük sarhoş olmak
weather a point f. karşı çıkanlara rağmen muvaffak olmak
point the finger at f. (suçluyu) işaret etmek
point jam f. dar frekans bandını sıkıştırmak
point jam f. frekans bandını daraltmak
beside the point s. yanında
beside the point s. konu dışı
in point s. isabetli
short and to the point s. açık
at point s. hazır
point blank s. dolaysız
without a point s. uçsuz
point blank s. yakından
in point s. yerinde
beside the point s. yersiz
brief but to the point s. kısa ve özlü
point blank s. açık
in point s. münasip
three point s. üç noktalı
at gun point s. vurulma tehdidi ile karşı karşıya
beside the point s. konunun dışında
point-blank s. kesin
point-device s. mükemmel