şaşırtıcı - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

şaşırtıcı



"şaşırtıcı" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 61 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
şaşırtıcı surprising s.
şaşırtıcı amazing s.
General
şaşırtıcı nonplusing f.
şaşırtıcı nonplussing f.
şaşırtıcı stumping s.
şaşırtıcı spectacular s.
şaşırtıcı striking s.
şaşırtıcı confounding s.
şaşırtıcı confused s.
şaşırtıcı confusing s.
şaşırtıcı perplexing s.
şaşırtıcı amazing s.
şaşırtıcı staggering s.
şaşırtıcı twisty s.
şaşırtıcı distractive s.
şaşırtıcı disconcerting s.
şaşırtıcı shocking s.
şaşırtıcı spiny s.
şaşırtıcı incredible s.
şaşırtıcı startling s.
şaşırtıcı astounding s.
şaşırtıcı bewildering s.
şaşırtıcı rum s.
şaşırtıcı dumbfounding s.
şaşırtıcı baffling s.
şaşırtıcı enigmata s.
şaşırtıcı puzzling s.
şaşırtıcı mindbending s.
şaşırtıcı astonishing s.
şaşırtıcı intriguing s.
şaşırtıcı unaccountable s.
şaşırtıcı unbelievable s.
şaşırtıcı dazzling s.
şaşırtıcı eye-opening s.
şaşırtıcı quite a sight s.
şaşırtıcı riddling s.
şaşırtıcı remarkable s.
şaşırtıcı unexpectant s.
şaşırtıcı épatant s.
şaşırtıcı hair-raising s.
şaşırtıcı queer s.
şaşırtıcı whapping s.
şaşırtıcı wondred s.
şaşırtıcı happening s.
şaşırtıcı horrifying s.
şaşırtıcı rich s.
şaşırtıcı odd s.
şaşırtıcı colossal s.
şaşırtıcı crabby [obsolete] s.
şaşırtıcı fearful s.
şaşırtıcı phantastic s.
şaşırtıcı phantastical s.
şaşırtıcı precipitant s.
Idioms
şaşırtıcı hair raising s.
şaşırtıcı eye-brow raising s.
Speaking
şaşırtıcı it is incredible expr.
Food Engineering
şaşırtıcı baffle i.
Archaic
şaşırtıcı amazeful s.
şaşırtıcı mazeful s.
Slang
şaşırtıcı hellacious s.
şaşırtıcı va-va-voom expr.

"şaşırtıcı" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 175 sonuç

Türkçe İngilizce
General
şaşırtıcı soru poser i.
şaşırtıcı soru loaded question i.
şaşırtıcı şey puzzlement i.
şaşırtıcı bir şey a new one on me i.
şaşırtıcı kimse corker i.
şaşırtıcı şey twister i.
şaşırtıcı (durum) eye-opener i.
şaşırtıcı (haber) eye-opener i.
şaşırtıcı şey mind-bender i.
şaşırtıcı benzerlik striking resemblance i.
şaşırtıcı şey zinger i.
şaşırtıcı şeyleri keşfetme/merak duygusu sense of wonder i.
ani ve şaşırtıcı değişim switcheroo i.
şaşırtıcı tarih amazing history i.
şaşırtıcı fazlalık embarras de richesses i.
şaşırtıcı şey thunderbolt i.
şaşırtıcı şey thunderclap i.
şaşırtıcı soru twister i.
şaşırtıcı kimse unco i.
şaşırtıcı haber unco i.
şaşırtıcı bolluk embarras de richesses i.
şaşırtıcı haber zinger i.
tuhaf, şaşırtıcı ve yabancı olan çeşitli kişi veya objelerden oluşan grup veya derleme menagerie i.
şaşırtıcı zorluk booby trap i.
şaşırtıcı şey mindblower i.
aniden şaşırtıcı şekilde belirme descent i.
şaşırtıcı olay coup de foudre i.
şaşırtıcı şey puzzler i.
şaşırtıcı olay start i.
şaşırtıcı olay surprisal [obsolete] i.
şaşırtıcı şey surprise party i.
inanmak (şaşırtıcı bir olaya) get over f.
şaşırtıcı bulmak find something surprising f.
şaşırtıcı derecede benzemek bear a striking resemblance to f.
şaşırtıcı bir miktar veya derecede ortaya çıkmak bloom f.
şaşırtıcı veya heyecanlı bir ziyarette bulunmak descend f.
çok şaşırtıcı startling s.
aşırı şaşırtıcı astounding s.
şaşırtıcı olmayan nonstriking s.
şaşırtıcı olmayan unmiraculous s.
şaşırtıcı olmayan unstartling s.
şaşırtıcı olmayan unsurprising s.
ne kadar şaşırtıcı what s.
ne kadar şaşırtıcı what s.
tasarım, işlev veya uygulama açısından şaşırtıcı derecede muhteşem olan wizardly s.
yön şaşırtıcı disorientating s.
şaşırtıcı bir şekilde stunningly zf.
şaşırtıcı bir şekilde flummoxedly zf.
şaşırtıcı derecede impressively zf.
şaşırtıcı bir şekilde surprisingly zf.
şaşırtıcı bir biçimde startlingly zf.
şaşırtıcı bir şekilde disconcertingly zf.
şaşırtıcı bir biçimde strikingly zf.
şaşırtıcı bir şekilde witheringly zf.
aşırı şaşırtıcı bir şekilde astoundingly zf.
şaşırtıcı bir şekilde bewilderingly zf.
şaşırtıcı şekilde enigmatically zf.
şaşırtıcı bir şekilde distractingly zf.
şaşırtıcı bir süratle by leaps and bounds zf.
şaşırtıcı bir biçimde scandalously zf.
şaşırtıcı bir şekilde amazingly zf.
şaşırtıcı olarak disconcertingly zf.
şaşırtıcı derecede smashingly zf.
şaşırtıcı biçimde phenomenally zf.
daha da şaşırtıcı olarak more surprisingly zf.
daha da şaşırtıcı olan more surprisingly zf.
şaşırtıcı bir şekilde bafflingly zf.
çok şaşırtıcı şekilde shockingly zf.
şaşırtıcı bir biçimde surprisingly zf.
şaşırtıcı bir şekilde surprisingly zf.
şaşırtıcı biçimde surprisingly zf.
şaşırtıcı derecede imposingly zf.
şaşırtıcı bir şekilde strange zf.
ani ve şaşırtıcı bir eylemi, değişimi, farkındalığı belirtmek için kullanılan bir ünlem whammo ünl.
Phrasals
şaşırtıcı düzeyde iyileşmek turn around f.
biri hakkında şaşırtıcı bir şey keşfetmek find someone out f.
Phrases
şaşırtıcı şekilde funnily enough zf.
şaşırtıcı ve etkileyici (ironik bir şekilde kullanılır) no less expr.
şaşırtıcı gelmemek make it no surprise expr.
yeterince şaşırtıcı surprisingly enough expr.
şaşırtıcı olmayan bir şekilde in the ordinary way expr.
çarpıcı/şaşırtıcı to shout about expr.
Colloquial
can alıcı/şaşırtıcı nokta button i.
pek şaşırtıcı olmayan bir olay standard fare i.
sürpriz, şaşırtıcı şey curve ball i.
şaşırtıcı şey eyepopper i.
şaşırtıcı şey eye-popper i.
sürpriz, şaşırtıcı şey curveball i.
şaşırtıcı bir haber hell of a note i.
şaşırtıcı bir şey yapmak punt f.
şaşırtıcı olmak beat all f.
çarpıcı/şaşırtıcı bir şey olmak be something to shout about f.
oldukça şaşırtıcı pretty amazing s.
şaşırtıcı/ilginç değil mi? can you beat it/that? expr.
işin daha da şaşırtıcı yanı all the more amazing expr.
şaşırtıcı değil (it's) no wonder expr.
şaşırtıcı değil (it's) no wonder expr.
şaşırtıcı değil (it's) small wonder expr.
şaşırtıcı değil (it's) small wonder expr.
şaşırtıcı şekilde as it happens expr.
şaşırtıcı şekilde as it just so happens expr.
şaşırtıcı şekilde as it so happens expr.
şaşırtıcı/beklenmedik bir şekilde as it turned out expr.
şaşırtıcı/beklenmedik bir şekilde as things turned out expr.
… (olması) şaşırtıcı değil it's no wonder (that)... expr.
… (olması) şaşırtıcı değil it's small wonder (that)... expr.
… (olması) şaşırtıcı değil it's little wonder (that)... expr.
işte bu şaşırtıcı bir olay that's one for the (record) book expr.
işte bu şaşırtıcı bir olay that's one for the (record) books expr.
(aynı hata eleştiriyi yapan kişide de olduğu için) şaşırtıcı bir eleştiri that's rich [uk] expr.
(aynı hata eleştiriyi yapan kişide de olduğu için) şaşırtıcı bir eleştiri! that's rich! expr.
çok şaşırtıcı how about that, then exclam.
çok şaşırtıcı/ilginç değil mi? how about that? exclam.
aman ne şaşırtıcı surprise, surprise exclam.
Idioms
şaşırtıcı/garip olay a rum go [dated] [uk] i.
şaşırtıcı bir haber a surprising news i.
şaşırtıcı bir haber a hell of a note i.
şaşırtıcı sır skeletons in the closet i.
şaşırtıcı sır skeleton in the closet i.
şaşırtıcı bir gelişme/olay a turn-up for the books i.
şaşırtıcı bir haber a shocking news i.
şaşırtıcı şey eighth wonder i.
şaşırtıcı olay eighth wonder i.
çok şaşırtıcı kimse a piece of work [us] i.
şaşırtıcı bir gelişme/olay a turn-up for the book i.
şaşırtıcı bir sürat leaps and bounds i.
hepsinden daha inanılmaz/şaşırtıcı olmak tear the rag off the bush [old-fashioned] f.
şaşırtıcı bir öneri, soru, olay olmak come from left field [us] f.
şaşırtıcı bir öneri, soru, olay olmak come out of left field [us] f.
şaşırtıcı derecede dostane/sıcak davranmak be as nice as pie f.
(birine) şaşırtıcı bir soru sormak, bilgi vermek throw (someone) a googly [uk] f.
birine şaşırtıcı sırlar vermek give someone an earful f.
şaşırtıcı bir şekilde odağını değiştirmek jump the rails f.
sarsıcı/şaşırtıcı şeyler yaşayacağı kesin olmak be in for a shock f.
sarsıcı/şaşırtıcı şeyler yaşayacağı kesin olmak be in for a surprise f.
hiç şaşırtıcı olmamak be par for the course f.
hiç şaşırtıcı olmamak be (about) par for the course f.
şaşırtıcı hikayeler anlatmak beat banagher [obsolete] f.
şaşırtıcı şekilde gelişmek/ilerlemek buck the trend f.
tv programcılığında dikkat çekmek/izleyiciyi tutmak için hileye, şaşırtıcı/akılalmaz bir şeye yer vermek jump the shark f.
tv programcılığında dikkat çekmek/izleyiciyi tutmak için hileye, şaşırtıcı/akılalmaz bir şeye baş vurmak jump the shark f.
(birine) şaşırtıcı sırlar vermek give (one) an earful f.
(bir şeye) şaşırtıcı şekilde benzemek look suspiciously like (something) f.
(bir şeye) şaşırtıcı şekilde benzemek look/sound suspiciously like something f.
şaşırtıcı derecede dostane/sıcak nice as pie s.
şaşırtıcı biçimde as if by magic zf.
şaşırtıcı bir süratle leaps and bounds zf.
şaşırtıcı değişiklikler twists and turns expr.
şaşırtıcı değil (it's) little wonder expr.
şaşırtıcı bir şekilde oddly enough expr.
(birinin) ... yapması şaşırtıcı/sürpriz olmaz/beni şaşırtmaz wouldn’t put it past someone (to do something) expr.
şaşırtıcı bir yerden from left field expr.
şaşırtıcı bir süratle by/in leaps and bounds expr.
şaşırtıcı olarak for a wonder expr.
işte bu şaşırtıcı there's one for (record) the book [us] expr.
işte bu şaşırtıcı there's one for (record) the books [us] expr.
Speaking
çok şaşırtıcı how about that? expr.
işte bu şaşırtıcı! there's a turn-up for the books! expr.
işte bu şaşırtıcı! that's one for the books! expr.
işte bu şaşırtıcı! there's one for the books! expr.
işte bu şaşırtıcı! that's a turn-up for the books! expr.
ne kadar şaşırtıcı! how amazing! expr.
şaşırtıcı! what do you know about that expr.
Textile
kontrast/şaşırtıcı renkleri olan (giysi) thunder-and-lightning s.
Military
şaşırtıcı füze diversionary missile i.
Theatre
şaşırtıcı ve gösterişli prodüksiyonların olduğu tiyatro event theatre i.
Archaic
şaşırtıcı bir şekilde wonder zf.
şaşırtıcı bir şekilde strangely zf.
Slang
ani ve şaşırtıcı değişim the old switcheroo i.
şaşırtıcı derecede başarılı, çekici vb. kimse veya şey wow i.
şaşırtıcı şekilde sırayla artma ve düşme dipsy doodle i.
şaşırtıcı şekilde sırayla artma ve düşme dipsy doo i.
olabilecek en şaşırtıcı şey olarak görülmek take the biscuit f.
şaşırtıcı ve ani sesi, eylemi veya olayı belirtmek için kullanılan bir ünlem whammo ünl.
(bu) şaşırtıcı bir haber (that's) a hell of a note expr.