düşmanca - Turco Inglés Diccionario

düşmanca

Significados de "düşmanca" en diccionario inglés turco : 27 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
düşmanca hostile adj.
The teenager was very hostile towards his parents.
Genç, ailesine çok düşmanca davranıyordu.

More Sentences
General
düşmanca unfriendly adj.
Tom said that Mary was unfriendly.
Tom, Mary'nin düşmanca davrandığını söyledi.

More Sentences
düşmanca hostile adj.
She refused to work in a hostile environment.
Düşmanca bir ortamda çalışmayı reddediyordu.

More Sentences
düşmanca antagonistic adj.
The largest company in the field in my country, Philips, was decidedly antagonistic.
Ülkemde bu alandaki en büyük şirket olan Philips, kesinlikle düşmanca davrandı.

More Sentences
Law
düşmanca hostile adj.
It leaves the decision concerning a hostile bid to the shareholders.
Düşmanca bir teklife ilişkin kararı hissedarlara bırakmaktadır.

More Sentences
General
düşmanca virulent adj.
düşmanca jaundiced adj.
düşmanca unkind adj.
düşmanca adversarious adj.
düşmanca negative adj.
düşmanca unbenign adj.
düşmanca unbenignant adj.
düşmanca offhand adj.
düşmanca off-hand adj.
düşmanca oppugnant adj.
düşmanca counter adj.
düşmanca pugilistic adj.
düşmanca antagonistically adv.
düşmanca inimically adv.
düşmanca hostilely adv.
düşmanca virulently adv.
düşmanca inhospitably adv.
düşmanca negatively adv.
düşmanca unfriendlily adv.
düşmanca ill adv.
Phrases
düşmanca like an enemy expr.
Idioms
düşmanca blood-and-guts adj.

Significados de "düşmanca" con otros términos en diccionario inglés turco: 70 resultado(s)

Turco Inglés
Trade/Economic
düşmanca devralma hostile takeover n.
The Dutch system makes provision for protecting companies against hostile takeovers.
Hollanda sistemi, şirketleri düşmanca devralmalara karşı korumak için hükümler getirmektedir.

More Sentences
General
düşmanca bakış glare n.
düşmanca saldırganlık hostile aggressiveness n.
düşmanca davranış hostile act n.
düşmanca tavır hostile attitude n.
olumsuz veya düşmanca düşünce tarzı attitude n.
düşmanca hareketler yapma embroilment n.
iktidardaki hükümeti devirmeye çalışan veya düşmanca planlar kuran, genellikle milliyetçi olan gizli örgüt underground n.
düşmanca olma unfriendliness n.
karşılıklı söylenen düşmanca sözler word n.
büyük bir grubun düşmanca çevreden kaçtığı yolculuk hejira n.
düşmanca eylemler hostilities n.
düşmanca çarpışma hosting n.
düşmanca ve genellikle hile barındıran gizli kapaklı proje veya tertip design n.
istikrarlı düşmanca tutum dead set n.
düşmanca davranmak show hostility v.
düşmanca hareketler yapmak embroil v.
(resmi görevli olarak) sosyal veya siyasi çıkarlar için düşmanca tutum veya tehditlerle göz korkutmak mau-mau v.
düşmanca sebeplerden karşı karşıya gelmek rencounter [obsolete] v.
(bir şeye) düşmanca davranmak drive v.
düşmanca saldırıya geçmek drive v.
düşmanca saldırmak press v.
düşmanca olmayan nonhostile adj.
düşmanca olmayan unbelligerent adj.
düşmanca olmayan unhostile adj.
düşmanca olmayan unjaundiced adj.
düşmanca olmayan unwarlike adj.
soğuk ve düşmanca glacial adj.
düşmanca davranan inimicitious [obsolete] adj.
düşmanca davranan inimicous [obsolete] adj.
düşmanca eylemlere karşı yapılan preventive adj.
düşmanca bir şekilde unbenignly adv.
Phrasals
düşmanca bakmak glare at v.
(birine/bir şeye) düşmanca bakmak glare at (someone or something) v.
düşmanca bakmak glare down v.
'-e düşmanca bakmak glare down on v.
(birine/bir şeye) düşmanca bakmak glare down on (someone or something) v.
Colloquial
düşmanca tavırlar sergilemek look daggers at v.
Idioms
düşmanca davranmak make strange [dialect] v.
düşmanca davranarak toplum dışı bırakmak freeze out v.
düşmanca davranmak freeze off v.
birine düşmanca bir şey yapmak get the knife into (or in) someone v.
birine düşmanca bir şey yapmak stick the knife into (or in) someone v.
tehlikeli/düşmanca bir şeyi yumuşatmak take the teeth out of v.
tehlikeli/düşmanca bir şeyi tehlikesiz hale getirmek take the teeth out of v.
tehlikeli/düşmanca bir şeyi zararsız hale getirmek take the teeth out of v.
düşmanca davranmak have v.
tehdide düşmanca karşılık vermek buy a wolf ticket v.
tehdide düşmanca karşılık vermek buy one's wolf ticket v.
tehdide düşmanca karşılık vermek buy someone's woof ticket v.
tehdide düşmanca karşılık vermek buy wolf ticket v.
tehdide düşmanca karşılık vermek buy wolf tickets v.
(birine) düşmanca davranmak round upon (one) v.
düşmanca planlarını boşa çıkarmak spike one's guns v.
düşmanca planlarını boşa çıkarmak spike the guns v.
düşmanca (bakmak) (look on) with a jaundiced eye expr.
düşmanca eğilimleri olan on the prod [old-fashioned] [us] expr.
Speaking
bu düşmanca tavırların sebebi nedir? where's all this hostility coming from? expr.
Trade/Economic
düşmanca çalışma ortamı hostile working environment n.
Politics
hükümete karşı yapılan düşmanca gösteri morcha [india] n.
Psychology
düşmanca saldırganlık hostile aggression n.
düşmanca tutum anger-hostility n.
topluma düşmanca davranan anti-social adj.
Social Sciences
grup veya toplum üyelerinin birbirine karşıt veya düşmanca yaklaşması atomism n.
toplum içinde ezilen kimliklere karşı göze çarpmayan düşmanca çarpmayan davranışlar microaggression n.
Military
düşmanca hareketler hostile acts n.
düşmanca ateş hostile fire n.
yönlendirilmiş enerji silahlarının, cihazlarının ve karşı önlemlerinin düşmana ait teçhizat, tesis ve personele zarar vermede veya elektromanyetik spektrumun düşmanca kullanımını önlemede kullanılmasını içeren askeri harekat directed-energy warfare n.
yönlendirilmiş enerji silahlarının, cihazlarının ve karşı önlemlerinin düşmana ait teçhizat, tesis ve personele zarar vermede veya elektromanyetik spektrumun düşmanca kullanımını önlemede kullanılmasını içeren askeri harekat dew (directed-energy warfare) abrev.
Slang
düşmanca davranılmak be dirty on [australia] v.