üretken

Bedeutungen von dem Begriff "üretken" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 24 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
Common Usage
1	Common Usage	üretken	productive adj.
We must consider why there is a lack of productive public and private investment. Üretken kamu ve özel sektör yatırımlarının neden eksik olduğunu düşünmeliyiz. More Sentences
General
2	General	üretken	prolific adj.
Dickens was a very prolific writer. Dickens çok üretken bir yazardı. More Sentences
3	General	üretken	productive adj.
We can change fear into productive awareness and care. Korkuyu üretken farkındalık ve bakıma dönüştürebiliriz. More Sentences
Trade/Economic
4	Trade/Economic	üretken	productive adj.
Poor water leads to disease and disability and to death and, of course, the loss of a productive workforce. Kötü su hastalıklara, sakatlıklara, ölümlere ve tabii ki üretken işgücünün kaybına yol açar. More Sentences
Linguistics
5	Linguistics	üretken	productive adj.
Projects have to be carried out more efficiently, and they have to be made more productive. Projeler daha verimli bir şekilde yürütülmeli ve daha üretken hale getirilmelidir. More Sentences
General
6	General	üretken	reproductive adj.
7	General	üretken	fertile adj.
8	General	üretken	generic adj.
9	General	üretken	proliferous adj.
10	General	üretken	copious adj.
11	General	üretken	teemful adj.
12	General	üretken	generative adj.
13	General	üretken	procreative adj.
14	General	üretken	active adj.
15	General	üretken	feracious adj.
16	General	üretken	generant adj.
17	General	üretken	battable adj.
18	General	üretken	robust adj.
19	General	üretken	conceptious [obsolete] adj.
20	General	üretken	polygraphic adj.
21	General	üretken	fecund adj.
Colloquial
22	Colloquial	üretken	bundle of energy n.
Technical
23	Technical	üretken	generator n.
Archaic
24	Archaic	üretken	genial adj.

Bedeutungen, die der Begriff "üretken" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 63 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
Trade/Economic
1	Trade/Economic	üretken kapasite	productive capacity n.
By technological capacity, I am referring, in particular, to productive capacity. Teknolojik kapasite derken, özellikle üretken kapasiteden bahsediyorum.. More Sentences
General
2	General	üretken gramer	generative grammar n.
3	General	üretken reaktör	breeder n.
4	General	üretken sistem	reproductive system n.
5	General	üretken bölge	blanket n.
6	General	üretken element	breeder element n.
7	General	üretken madde	fertile material n.
8	General	bir şeyin en faal, üretken, canlı, işlek olan kısmı	mainstream n.
9	General	üretken yazar	polygraph n.
10	General	üretken duruma geçmek	become productive v.
11	General	üretken olmayan	noncreative adj.
12	General	üretken olmayan	nonreproductive adj.
13	General	üretken olmayan	non-creative adj.
14	General	üretken olmayan	nonproducing adj.
15	General	üretken (yazar)	voluminous adj.
16	General	üretken bir şekilde	beamily adv.
17	General	üretken biçimde	teemingly adv.
18	General	üretken bakış açısıyla	operantly adv.
19	General	üretken bir şekilde	pregnantly adv.
20	General	(bir alanda) üretken olmak anlamı veren son ek	-ise suf.
21	General	(belirli bir aktivitede) üretken olmak anlamı veren son ek	-ize suf.
22	General	(belirli bir aktivitede) üretken olmak anlamı veren son ek	-ise suf.
Colloquial
23	Colloquial	hayatta üretken olmak	get a life v.
Idioms
24	Idioms	ingilizlerin yeterince üretken/verimli olamamalarına yönelik bir ifade	the british disease n.
25	Idioms	en verimli/üretken döneminde	in (one's) pomp [uk] expr.
26	Idioms	en verimli/üretken döneminde	in your pomp expr.
Trade/Economic
27	Trade/Economic	üretken sermaye	productive capital n.
28	Trade/Economic	üretken harcama	productive expenditure n.
29	Trade/Economic	üretken borç	productive debt n.
30	Trade/Economic	üretken olmayan	unproductive adj.
31	Trade/Economic	üretken olmayan	non-productive adj.
32	Trade/Economic	üretken olmayan	nonproductive adj.
33	Trade/Economic	daha üretken hale gelen	strengthening adj.
Technical
34	Technical	hızlı üretken tepkimeç	fast breeder reactor n.
35	Technical	hızlı üretken reaktörler	fast breeder reactors n.
36	Technical	toplam üretken bakım	total productive maintenance (tpm) n.
37	Technical	üretken reaktör	breeder reactor n.
38	Technical	üretken tepkimeç	breeder reactor n.
39	Technical	üretken olmayan	nonproductive adj.
40	Technical	üretken olmayan	non-productive adj.
Computer
41	Computer	üretken yapay zeka	genaI n.
42	Computer	üretken yapay zeka	generative ai n.
43	Computer	üretken yapay zeka	generative artificial intelligence n.
Informatics
44	Informatics	üretken çekişmeli ağlar	generative adversarial networks n.
Construction
45	Construction	üretken tepkiyici	breeder reactor n.
Medical
46	Medical	üretken doku	histogen n.
Psychology
47	Psychology	üretken yönelim	productive orientation n.
48	Psychology	üretken sevgi	productive love n.
Physics
49	Physics	çekirdeksel üretken reaktör	nuclear breeder n.
50	Physics	üretken reaktör	breeder n.
51	Physics	üretken reaktör	breeder reactor n.
52	Physics	hızlı üretken reaktör	fast-breeder reactor n.
Chemistry
53	Chemistry	üretken reaktörlerde nükleer yakıt olarak kullanılan plütonyum ve uranyum oksitleri karışımı	mox n.
Biology
54	Biology	süngerlerde cinsiyetsiz üretken kısım	gemmule n.
Education
55	Education	derin üretken model	deep generative model n.
56	Education	üretken çekişmeli ağlar	generative adversarial networks n.
Linguistics
57	Linguistics	üretken sınav	production test n.
58	Linguistics	üretken beceri	productive skill n.
59	Linguistics	üretken beceriler	productive skills n.
Geology
60	Geology	üretken kenar	active margin n.
61	Geology	üretken kıta kenarı	active margin n.
62	Geology	üretken levha kenarı	active margin n.
63	Geology	üretken volkan	active volcano n.