rüzgar - Türkisch Englisch Wörterbuch

rüzgar

Bedeutungen von dem Begriff "rüzgar" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 11 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
rüzgar wind n.
We simply cannot completely control its mechanisms, which include factors such as wind and insect movements.
Rüzgar ve böcek hareketleri gibi faktörleri içeren mekanizmalarını tamamen kontrol edemiyoruz.

More Sentences
General
rüzgar gust n.
A gust of wind blew Curdken's hat away, and he had to chase it over hill and dale.
Bir rüzgâr Curdken'in şapkasını uçurdu ve Curdken şapkayı tepeden tırnağa kovalamak zorunda kaldı.

More Sentences
rüzgar wind n.
We simply cannot completely control its mechanisms, which include factors such as wind and insect movements.
Rüzgar ve böcek hareketleri gibi faktörleri içeren mekanizmalarını tamamen kontrol edemiyoruz.

More Sentences
Technical
rüzgar wind n.
We simply cannot completely control its mechanisms, which include factors such as wind and insect movements.
Rüzgar ve böcek hareketleri gibi faktörleri içeren mekanizmalarını tamamen kontrol edemiyoruz.

More Sentences
Geography
rüzgar air current n.
Avoid opening the window; I have no great desire to feel air currents on my back.
Pencereyi açma; sırtımdan rüzgar almak istemem.

More Sentences
rüzgar wind n.
We simply cannot completely control its mechanisms, which include factors such as wind and insect movements.
Rüzgar ve böcek hareketleri gibi faktörleri içeren mekanizmalarını tamamen kontrol edemiyoruz.

More Sentences
General
rüzgar breeze n.
rüzgar blow n.
rüzgar winn [scotland] n.
rüzgar heavy adj.
rüzgar wd (wind) abrev.

Bedeutungen, die der Begriff "rüzgar" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 500 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
hafif rüzgar breeze n.
Sweet scents are borne on soft breezes.
Hoş kokular hafif rüzgârlarla yayılır.

More Sentences
General
rüzgar sörfü windsurfing n.
Apart from bathing, there are now activities such as surfing, windsurfing and sailing.
Yüzme dışında artık sörf, rüzgâr sörfü, yelken gibi aktiviteler de var.

More Sentences
şiddetli rüzgar blast n.
And weary winter comin' fast and cozy here beneath the blast.
Yorucu kış, şiddetli rüzgârla birlikte hızla ve rahat bir şekilde geliyor.

More Sentences
rüzgar hızı wind speed n.
A storm turns into a hurricane when the wind speed reaches a hundred nineteen kilometers an hour.
Rüzgar hızı saatte yüz on dokuz kilometreye ulaştığında fırtına kasırgaya dönüşür.

More Sentences
şiddetli rüzgar strong wind n.
He had his hat blown off by the strong wind.
Şiddetli rüzgar şapkasını uçurdu.

More Sentences
rüzgar gülü vane n.
They resembled political weather vanes to some extent.
Bir ölçüde siyasetin rüzgar güllerine benziyorlardı.

More Sentences
rüzgar sörfü windsurf n.
Tom said he wanted to learn how to windsurf.
Tom rüzgar sörfü öğrenmek istediğini söyledi.

More Sentences
rüzgar türbinleri wind turbines n.
Why do wind turbines have three blades?
Rüzgar türbinlerinin neden üç kanadı vardır?

More Sentences
rüzgar çiftliği wind farm n.
Dong Energy will build the world's largest offshore wind farm off the coast of Britain.
Dong Enerji, İngiltere açıklarında dünyanın en büyük açık deniz rüzgar çiftliğini inşa edecek.

More Sentences
rüzgar enerjisi wind energy n.
These islands are very windy and there were devices which convert wind energy into electricity.
Bu adalar çok rüzgarlıdır ve rüzgar enerjisini elektriğe dönüştüren cihazlar vardı.

More Sentences
rüzgar çanları wind chimes n.
Tom hates the sound of wind chimes.
Tom rüzgar çanlarının sesinden nefret ediyor.

More Sentences
rüzgar gülü pinwheel n.
Children enjoy playing with pinwheels on a windy day.
Çocuklar rüzgarlı günlerde, rüzgar gülleriyle oynamayı severler.

More Sentences
karşıdan esen rüzgar headwind n.
The headwind blew against the sail.
Karşıdan esen rüzgar yelkenliye karşı patladı.

More Sentences
hafif rüzgar breeze n.
Sweet scents are borne on soft breezes.
Hoş kokular hafif rüzgârlarla yayılır.

More Sentences
rüzgar uğultusu wind howling n.
The wind howled.
Rüzgar uğuldadı.

More Sentences
rüzgar esmek (wind) blow v.
We should, however, recognise that the time is coming when the wind of freedom will blow through Vietnam.
Bununla birlikte, Vietnam'da özgürlük rüzgarının eseceği zamanın yaklaşmakta olduğunu kabul etmeliyiz.

More Sentences
uğuldamak (rüzgar) howl v.
The wind was howling.
Rüzgar uğulduyordu.

More Sentences
yön değiştirmek (rüzgar) shift v.
The wind is shifting.
Rüzgar yön değiştiriyor.

More Sentences
rüzgar sörfü yapmak windsurf v.
Come and windsurf with me.
Gel ve benimle rüzgar sörfü yap.

More Sentences
(rüzgar) çıkmak rise v.
The wind rose, clearing the fog.
Rüzgar çıktı, sisi temizledi.

More Sentences
(rüzgar, su vb.) -ile taşınmak bear v.
The rafting was borne along by the wild river.
Rafting çılgın nehir tarafından taşınıyordu.

More Sentences
kuvvetli (yağmur/rüzgar/fırtına) heavy adj.
The heavy rain prevented me from going out.
Kuvvetli yağış dışarı çıkmama engel oldu.

More Sentences
şiddetli (rüzgar) keen adj.
Suddenly, a keen wind blew through the windows.
Birdenbire pencerelerden şiddetli bir rüzgâr esti.

More Sentences
rüzgar yönünde windward adj.
The sailors adjusted the sails to catch the windward breeze.
Yelkenciler rüzgâr yönünde gitmek üzere yelkenleri ayarladılar.

More Sentences
rüzgar yönünde windward adv.
The sailors adjusted the sails to catch the windward breeze.
Yelkenciler rüzgâr yönünde gitmek üzere yelkenleri ayarladılar.

More Sentences
Technical
rüzgar hız ölçeri anemometer n.
Anemometer is a weather instrument that measures the wind speed.
Anemometre, rüzgar hızını ölçen bir hava durumu aletidir.

More Sentences
rüzgar türbinleri wind turbines n.
Why do wind turbines have three blades?
Rüzgar türbinlerinin neden üç kanadı vardır?

More Sentences
rüzgar türbini wind turbine n.
Tens of wind turbines have recently been built.
Yakın zamanda onlarca rüzgar türbini inşa edildi.

More Sentences
Common Usage
ani ve şiddetli rüzgar squall n.
General
bir yüksek basınç alanından dışa doğru dairesel esen ve genellikle güzel hava getiren rüzgar sistemi anticyclone n.
rüzgar gülü cock n.
rüzgar uğultusu boom n.
rüzgar çiti windbreak n.
mutedil rüzgar gentle wind n.
rüzgar tarafı windward n.
rüzgar fırıldağı weather vane n.
rüzgar yığıntısı aeolian deposit n.
şiddetli ve sert rüzgar tempest n.
rüzgar vb nedenlerle ısının farklı algılanması chill factor n.
rüzgar yönünün seyir halindeki araçla aynı olması tail wind n.
rüzgar gülü weathercock n.
rüzgar yığıntısı toprak aeolian soil n.
hafif rüzgar flurry n.
yönünü değiştirme (rüzgar için) shift n.
uğuldama (rüzgar) wuthering n.
rüzgar değişimi change of wind n.
rüzgar tulumu windsock n.
rüzgar estiren winder n.
rüzgar kırıcı windbreaker n.
rüzgar tarafından karın bir yerde yığın oluşturması snowdrift n.
ani rüzgar gust n.
rüzgar feneri hurricane lamp n.
şiddetli rüzgar gale n.
karadan denize doğru esen rüzgar land breeze n.
rüzgar sörfü yapan windsurfer n.
hafif rüzgar light breeze n.
rüzgar almayan yer lee n.
kuvvetli rüzgar whole gale n.
rüzgar fırıldağı weathercock n.
karşı rüzgar counterwind n.
ani rüzgar flurry n.
rüzgar yanığı windburn n.
denizden esen rüzgar sea breeze n.
rüzgar hızını ölçen alet anemometer n.
ani rüzgar blast n.
kuvvetli rüzgar gust n.
rüzgar esintisi wafture n.
ani ve kısa süren bir rüzgar flurry n.
etkin rüzgar dominant wind n.
geminin veya uçağın rotasına aykırı esen (rüzgar) cross n.
rüzgar gülü windmill n.
yerel rüzgar local wind n.
güney amerika'da and dağları'ndan atlas okyanusu'na doğru esen sert, soğuk rüzgar pampero n.
rüzgar flaması waft n.
rüzgar ölçer wind gauge n.
hafif rüzgar zephyr n.
rüzgar hortumu windsock n.
arkadan esen rüzgar tail wind n.
sert esen rüzgar stiff breeze n.
kısa süren şiddetli rüzgar scud n.
rüzgar çiçeği pasqueflower n.
şiddetli rüzgar fresh breeze n.
rüzgar siperi windbreak n.
ılımlı rüzgar gentle breeze n.
sert rüzgar gale n.
rüzgar üstü windward n.
sert rüzgar williwaw n.
ani rüzgar williwaw n.
rüzgar tarafı windward side n.
kuvvetli rüzgar gale n.
rüzgar jenaratörü wind generator n.
uygun rüzgar fair wind n.
rüzgar gülü rose n.
aşağı esen rüzgar windfall n.
rüzgar değirmeni wind mill n.
ana rüzgar cardinal wind n.
rüzgar esintisi waft n.
hafif rüzgar air n.
rüzgar siperi wind belt n.
rüzgar tarafı lee side n.
bina nedenli rüzgar building induced wind n.
tek yönlü rüzgar trade wind n.
rüzgar gücü wind force n.
rüzgar fırıldağı vane n.
rüzgar basıncı merkezi center of wind pressure n.
rüzgar jenaratörü windmill n.
rüzgar tarafı upwind n.
doğudan esen rüzgar three o'clock wind n.
hafif rüzgar cat's paw n.
rüzgar gücü wind power n.
rüzgar erozyonu wind erosion n.
rüzgar fırıldağı weathervane n.
kuzeyden esen rüzgar north wind n.
rüzgar perdesi shelterbelt n.
rüzgar siperi shelterbelt n.
rüzgar esmesi wind blowing n.
ortalama rüzgar average wind n.
hafif rüzgar breath n.
doğudan esen rüzgar east wind n.
rüzgar siperi abat-vent n.
rüzgar basıncı wind-pressure n.
kayalık dağları'nın doğusunda esen sıcak ve kuru rüzgar chinook n.
rüzgar sörfü sailboard n.
rüzgar santrali wind energy facility n.
rüzgar santrali wind park n.
rüzgar santrali wind farm n.
rüzgar santrali wind plant n.
rüzgar enerji sistemleri wind energy systems n.
hafif rüzgar light wind n.
rüzgar çanları aeolian chimes n.
rüzgar makinesi wind machine n.
sağanak rüzgar gust n.
çatıdaki rüzgar wind on the roof n.
çatıdaki rüzgar roof wind n.
rüzgar gülü wind vane n.
rüzgar harpı aeolian harp n.
rüzgar gülü compass rose n.
deniz rüzgar çiftliği race bank n.
rüzgar almayan yer wind shadow n.
ani rüzgar a capful of wind n.
aniden esen rüzgar a capful of wind n.
kuzey doğudan esen rüzgar caecias n.
rüzgar jeneratörü aerogenerator n.
rüzgar yönünün saat yönünün tersine değişmesi backing n.
rüzgar tulumu air sock n.
rüzgar hortumu air sock n.
rüzgar tulumu air-sleeve n.
rüzgar hortumu air-sleeve n.
rüzgar yardımı ile çiseleyen yağmur veya kar flurry of n.
aniden esen rüzgar tift [scottish] n.
rüzgar falı austromancy n.
kuvvetli rüzgar waff n.
rüzgar esintisi waff n.
rüzgar gülünün kolu whip n.
üzerindeki ağaçların rüzgar nedeniyle devrildiği arazi windfall n.
rüzgar nedeniyle devrilme windfall n.
rüzgar nedeniyle yıkılmış olma windfall n.
görünüşü ve işlevi açısından rüzgar gülüne benzeyen bir şey windmill n.
rüzgar tarafı wind side n.
rüzgar fırıldağının kanadı wing n.
(su, hava, rüzgar ile) şişme bloatedness n.
rüzgar yönünde kat edilen mesafe headreach n.
rüzgar gibi gelen şey breeze n.
yangın veya rüzgar hasarından sağ çıkan ağaç holdover n.
(rüzgar) vınlama hoosh n.
rüzgar iniltisi moan n.
rüzgar uğultusu moan n.
rüzgar sesi hush [dialect] [uk] n.
(soğuk, rüzgar) sertlik bite n.
ani ve şiddetli rüzgar drow n.
şekli rüzgar gülüne benzeyen şey pinwheel n.
oyuncak rüzgar gülü pinwheel wind collector n.
yangın veya rüzgar hasarından sağ çıkan ağaç holdover n.
rüzgar gücüyle harekete dayalı bir tür paraşütçülük aktivitesi power kiting n.
kum taşıyan şiddetli rüzgar sandblast n.
rüzgar yönü corner [obsolete] n.
aniden esme (rüzgar) flaff [scotland] n.
patlak verme (rüzgar) flaff [scotland] n.
birden şiddetlenme (rüzgar) flaff [scotland] n.
rüzgar esintisi flatus n.
rüzgar gülünün rüzgarın hangi yönden estiğini gösteren bölümü fly n.
denizden esen rüzgar outwind n.
sıcak ve kuru bir rüzgar çeşidi siroc n.
rüzgar gülü weathervane n.
ani ve şiddetli rüzgar fret [obsolete] n.
ani rüzgar slant n.
geçici rüzgar slatch n.
yelkenlinin rüzgar nedeniyle yön değiştirmesi tack n.
(rüzgar, akıntı) yön set n.
dalgalandırmak (rüzgar) wave v.
dinmek (fırtına/rüzgar/yağmur) subside v.
şişirmek (rüzgar yelkeni) swell v.
coşmak (rüzgar) become violent v.
artmak (rüzgar) stiffen v.
şiddetle esmek (rüzgar) bluster v.
şiddetle esmek (rüzgar) whip across v.
şiddetlenmek (rüzgar) become violent v.
rüzgar gibi geçmek streak v.
kuvvetlenmek (rüzgar) freshen v.
şiddetle esmek (rüzgar) whip round v.
şiddetle esmek (rüzgar) whip around v.
oynatmak (rüzgar ağacın yapraklarını) ruffle v.
dinmek (fırtına/rüzgar vb) lull v.
esmek (rüzgar) blow v.
rüzgar gibi gitmek zoom v.
hafifçe inlemek (rüzgar) sigh v.
uğuldamak (rüzgar) whish v.
dinmeye başlamak (fırtına/rüzgar/yağmur) subside v.
sürüklemek (rüzgar/dalga) waft v.
rüzgar gibi gelmek breeze v.
uğuldamak (rüzgar) sough v.
uğuldamak (rüzgar) wail v.
esmeye başlamak (rüzgar) spring up v.
şiddetle esmek (rüzgar) whip over v.
kuvvetlenmek (rüzgar) rise v.
(rüzgar) esmek blow v.
(rüzgar) dönmek haul v.
sert esmek (rüzgar) bluster v.
(rüzgar) sertleşmek freshen v.
rüzgar gibi geçmek fly by v.
rüzgar alan bleak v.
(sıcaklık/rüzgar) etkisini kaybetmek spend itself v.
(sıcaklık/rüzgar) etkisini yitirmek spend itself v.
(rüzgar/fırtına) uğuldamak rave v.
(rüzgar/fırtına) azmak rave v.
rüzgar sörfü yapmak sailboard v.
rüzgar gibi hareket etmek zoom along v.
rüzgar gibi hareket etmek whizz along v.
(üzerine doğru) güçlü bir rüzgar estirmek blast v.
(rüzgar, fırtına) uğultu sesi çıkarmak blow v.
(şiddetli rüzgar, kar) elektrik tellerini sarsmak gallop v.
rüzgar halinde esmek gust v.
(mum veya lamba alevi) rüzgar esintisinde aşağı doğru eğilmek gutter v.
istenen rüzgar veya akıntıyla gitmek drop v.
rüzgar gülü gibi hızla dönmek pinwheel v.
(rüzgar) elverişli şekilde esmek present [obsolete] v.
(müzik aleti, düdük, rüzgar) ciyak ciyak ses çıkarmak shriek v.
(rüzgar) belirli bir yönden esmek sit v.
sert (rüzgar) cutting adj.
rüzgar alan bleak adj.
rüzgar geçirmez windproof adj.
batıdan esen rüzgar favonian adj.
rüzgar yönünde olan downwind adj.
şiddetli (rüzgar) rough adj.
sertçe esen (rüzgar) brisk adj.
rüzgar alan windy adj.
keskin (rüzgar) cutting adj.
hafif (rüzgar/yağmur) soft adj.
hafif (rüzgar/yağmur) gentle adj.
şiddetli (rüzgar) spanking adj.
rüzgar altı yanına doğru lee adj.
rüzgar tarafındaki windward adj.
doğudan esen (rüzgar) eastwardly adj.
rüzgar alan windswept adj.
rüzgar yönlü downwind adj.
rüzgar geçirmez weatherproof adj.
yön değiştiren (rüzgar) choppy adj.
ısırıcı (rüzgar) biting adj.
ters yönden esen (rüzgar) contrary adj.
rüzgar alan exposed to the wind adj.
batıdan esen (rüzgar) westwardly adj.
batıdan esen (rüzgar) westerly adj.
sert (rüzgar) high adj.
şiddetli (rüzgar/darbe) strong adj.
(rüzgar) değişken choppy adj.
rüzgar gibi double-quick adj.
rüzgar ile çalışan wind-driven adj.
rüzgar gücü ile çalışan wind-driven adj.
tüm şiddetiyle devam eden (rüzgar vb) unabated adj.
sertçe esen (rüzgar) alacrious adj.
sertçe esen (rüzgar) alacritous adj.
rüzgar alan upwind adj.
rüzgar dolu ventose adj.
patlayıcı, şimşek veya rüzgar nedeniyle yarılmış veya yaralanmış blasted adj.
rüzgar nedeniyle düşen (şey) windfallen adj.
rüzgar geçirmez windtight adj.
rüzgar üreten windy adj.
(rüzgar) fırtına hızında ve gücünde gale-force adj.
karadan esen (rüzgar) offshore adj.
rüzgar tarafından dalgalandırılmış ruffled adj.
(rüzgar) denizden kıyıya vuran inshore adj.
(rüzgar) deniz meltemi olan inshore adj.
rüzgar alan flatuous adj.
kesik esen (rüzgar) fretful adj.
sert (rüzgar) fretful adj.
düşük hızda esen (rüzgar) slack adj.
(rüzgar) sert snithe adj.
(rüzgar) delip geçen snithe adj.
(rüzgar) yüzü ısıran snithe adj.
(rüzgar) giderek sertleşen strengthening adj.
rüzgar ile üretilen subventaneous adj.
rüzgar ile ortaya çıkan subventaneous adj.
rüzgar gibi at a rare bat adv.
rüzgar altına alee adv.
rüzgar altında alee adv.
rüzgar istikametinde down the wind adv.
rüzgar yönünde before the wind adv.
rüzgar yönüne downwind adv.
rüzgar altına leeward adv.
rüzgar yönüne windward adv.
aniden bastırarak (yağmur, rüzgar vb) gustily adv.
sert bir biçimde (rüzgar) cuttingly adv.
rüzgar yönünde aweather adv.
rüzgar yönünde downwind adv.
rüzgar yönüne doğru aloof [obsolete] adv.
rüzgar yönüne windily adv.
Phrasals
(rüzgar) kıyı yönünde esmek set in v.
(bir yeri) rüzgar gibi hızla gezmek breeze through (something) v.
yanından kırbaç/rüzgar/fırtına gibi geçmek whip by v.
(rüzgar vb.) vurmak beat against something v.
yere sermek/devirmek (rüzgar vb) knock down v.
birini ısırmak (rüzgar, kar) bite into someone v.
bir akımla (su, rüzgar) dışarı süpürmek sweep out v.
rüzgar gibi gitmek/ilerlemek zoom along v.
rüzgar gibi geçmek zoom through v.
rüzgar nereden eserse oraya gitmek swim with (something) v.
(organizasyonu, etkinliği) şiddetli rüzgar nedeniyle iptal etmek wind off v.
(rüzgar) içeri taşımak blow in v.
rüzgar gibi geçmek breeze through v.
(rüzgar) şiddetini artırmak pipe up v.
(gemi) rüzgar yönünden yaklaşmak bear down v.
(başka bir gemiye) rüzgar yönünden yaklaşmak bear down on v.
rüzgar rotasında ilerlemek bear up for v.
Phrases
rüzgar tersine döndü the boot is on the other foot expr.
rüzgar tersine döndü the shoe is on the other foot expr.
rüzgar arkamızdan esiyor the tides are turning in our favor expr.
Proverb
rüzgar eken fırtına biçer sow the wind and reap the whirlwind
nereye gideceğini bilmeyen kaptana hiçbir rüzgar yardım edemez no wind serves him who addresses his voyage to no certain port
rüzgar eken fırtına biçer sow the wind, reap the whirlwind
nereye gideceğini bilmeyen gemiye hiçbir rüzgar yardım edemez no wind serves him who addresses his voyage to no certain port
hedefi olmayan gemiye hiçbir rüzgar yardım etmez no wind favors he who has no destined port
rüzgar eken fırtına biçer the weed of crime bears bitter fruit
Colloquial
rüzgar gibi atlet/sporcu speed merchant n.
güneybatıdan esen rüzgar souwester n.
(rüzgar) deli gibi esmek blow great guns v.
sizi buraya hangi rüzgar attı? what good wind brings you here? expr.
rüzgar pudingi ve hava sosu wind pudding and air dip expr.
seni buralara hangi rüzgar attı? what brings you (around) here? expr.
seni buralara hangi rüzgar attı? what brings you around these parts? expr.
Idioms
safi rüzgar all sizzle and no steak n.
rüzgar nereye eserse oraya giden kimse vicar of bray n.
(rüzgar) hışımla ve kükreyerek esmek blow great guns v.
rüzgar ekip fırtına biçmek sow the wind and reap the whirlwind v.
rüzgar gibi koşmak run like the wind blows v.
rüzgar ekip fırtına biçmek reap the whirlwind v.
rüzgar gibi koşmak run like the wind v.
rüzgar gibi geçmek go like the wind v.
yakaladığı olumlu hava/arkasına aldığı rüzgar ile hareket etmek/gelişmek ride on a wave v.
yakaladığı olumlu hava/arkasına aldığı rüzgar ile hareket etmek/gelişmek ride on the wave v.
yakaladığı olumlu hava/arkasına aldığı rüzgar ile hareket etmek/gelişmek ride the wave of something v.
yakaladığı olumlu hava/arkasına aldığı rüzgar ile hareket etmek/gelişmek ride a wave of something v.
rüzgar gibi koşmak pin back your ears v.
(birinin) yanından rüzgar gibi geçmek blow past (someone) v.
(birinin/bir şeyin) yanından rüzgar gibi geçmek breeze past (someone or something) v.
rüzgar gibi hareket etmek break the record v.
rüzgar gibi koşmak, gitmek go/run like the wind v.
rüzgar gibi geçmek, gitmek go/run like the wind v.
rüzgar arkasında off the wind adj.
rüzgar gibi as fast as your legs can carry you adv.
rüzgar gibi faster than a cat lapping chain lightning adv.
rüzgar gibi (as) swift as the wind adv.
rüzgar nereden eserse as the wind blows expr.
rüzgar/şans ne getirirse as the wind blows expr.
burada rüzgar esse orada fırtına çıkar if (something) sneezes, (something else) catches a cold expr.
burada rüzgar esse orada fırtına çıkar if (something) catches a cold, (something else) gets pneumonia expr.
burada rüzgar estiğinde orada fırtına çıkar when (something) catches a cold, (something else) gets pneumonia expr.
burada rüzgar estiğinde orada fırtına çıkar when (something) sneezes, (something else) catches a cold expr.
burada rüzgar estiğinde orada fırtına çıkar when the US/UK/China, etc. sneezes, Japan/Germany, etc. catches cold expr.
burada rüzgar estiğinde orada fırtına çıkar when a sneezes, b catches a cold expr.
rüzgar tersine döndü tide turned expr.
rüzgar gibi like the wind expr.
rüzgar gibi at lightning speed expr.
rüzgar gibi with lightning speed expr.
rüzgar hızında at lightning speed expr.
rüzgar gibi at lightning speed expr.
rüzgar hızıyla with lightning speed expr.
rüzgar gibi with lightning speed expr.
rüzgar arkasında before the wind expr.
rüzgar yönünde under the wind expr.
Speaking
dün rüzgar sert esti the wind blew hard yesterday expr.
dün çok rüzgar esti the wind blew a lot yesterday expr.
hangi rüzgar attı seni buraya? what brings you here? expr.
hangi rüzgar attı seni buraya? what brings you out here? expr.
seni türkiye’ye hangi rüzgar attı? what brings you to turkey? expr.
rüzgar hafifledi the wind is down expr.
sizi türkiye’ye hangi rüzgar attı? what brings you to turkey? expr.
seni hangi rüzgar attı buraya? what brings you down here? expr.
seni hangi rüzgar attı buraya? what on earth brought you here? expr.
sizi buraya hangi rüzgar attı? what brings you here? expr.
rüzgar esiyor the wind is blowing expr.
Trade/Economic
bir rüzgar sörfünün ticari adı windsurfer® n.
Institutes
amerikan rüzgar enerjisi birliği american wind energy association n.
dünya rüzgar enerjisi birliği world wind energy association n.
türkiye rüzgar enerjisi birliği turkish wind energy association n.
Technical
rüzgar yön ölçeri air sock n.
rüzgar yön göstergesi air sock n.
rüzgar yön ölçeri air-sleeve n.
rüzgar yön göstergesi air-sleeve n.
rüzgar tüneli tunnel n.
akıntı, rüzgar gibi nedenlerle bir gemi veya uçağın rotasından sapması drift n.
adiyabatik rüzgar adiabatic wind n.
akustik rüzgar acoustic wind n.
anabatik rüzgar anabatic wind n.
anafor oluşturan rüzgar eddy wind n.
ani rüzgar gust of wind n.
antisiklonik rüzgar anticyclonic wind n.
aydınlatılmış rüzgar konisi illuminated wind cone n.
beaufort rüzgar hızı skalası beaufort scale n.
beaufort rüzgar ölçeği beaufort wind scale n.
beaufort rüzgar ölçeği beaufort scale n.
bir geminin rüzgar üstü tarafı weatherboard n.
bir araç rotasının zıt yönünde esen rüzgar head wind n.
bir aracın rotasına doğru esen rüzgar crosswind n.
çelik rüzgar türbini kulesi steel wind turbine tower n.
değişen balistik rüzgar differential ballistic wind n.
değişik rüzgar fishtail wind n.
elektrostatik rüzgar electric wind n.
en sık esen rüzgar prevailing wind n.
hakim rüzgar prevailing wind n.
hareket halindeki uçağın arkasında esen rüzgar tail wind n.
kapı altı rüzgar tutucu weatherstrip n.
kara yönünden denize doğru esen rüzgar land breeze n.
kanatlı rüzgar ölçer revolving vane anemometer n.
kritik rüzgar hızı critical wind velocity n.
kuvvetli rüzgar high winds n.
küçük rüzgar türbini small wind turbine n.
ortalama rüzgar hızı average wind velocity n.
ortalama rüzgar average wind n.
negatif emici rüzgar basıncı negative wind pressure n.
ortalama rüzgar sürati mean effective wind n.
pozitif rüzgar basıncı positive wind pressure n.
pervaneli rüzgar ölçer revolving vane anemometer n.
rüzgar hızı ölçme anemometry n.
rüzgar kirişi wind-bracing n.
rüzgar önleyici sabitleme plakası fastening plate for draught excluder n.
rüzgar çorabı wind sock n.
rüzgar sensörü wind sensor n.
rüzgar ile çalışan vantılatör wind turbine fan n.
rüzgar yön göstergesi wind sleeve n.
rüzgar t’si wind tee n.
rüzgar gücü wind power n.
rüzgar istikameti wind direction n.
rüzgar kumu eolian sand n.
rüzgar kıranlar shelter belts n.
rüzgar türbinli jeneratör sistemi wind turbine generator system n.
rüzgar hızölçeri wind scale n.
rüzgar altı lee side n.
rüzgar yön ölçeri windsock n.
rüzgar fırıldağı wind vane n.
rüzgar tüneli wind tunnel n.
rüzgar hızı wind velocity n.
rüzgar makası wind truss n.
rüzgar yönlendirmesi wind deflection n.
rüzgar değişimi chance of wind n.
rüzgar göstergesi wind indicator n.
rüzgar enerjisi santralleri wind power stations n.
rüzgar yığıntısı zemin aeolian soil n.
rüzgar deflektörü wind deflector n.
rüzgar fırtınası wind storm n.
rüzgar türbini güç performansı deneyi wind turbine power performance test n.
rüzgar çökeltisi eolian deposit n.
rüzgar titreştirmesi wind-induced vibration n.
rüzgar gerilmesi wind stress n.
rüzgar altı leeward n.
rüzgar kesici wind barrier n.
rüzgar ve tabii yan düzeltme çizelgesi wind and drift chart n.
rüzgar yükü load wind n.
rüzgar yüküne dayanım resistance to wind load n.
rüzgar titreşimi aeolian vibration n.
rüzgar basıncı wind pressure n.
rüzgar cetveli wind scale n.
rüzgar akışının oluşturduğu yüzey ısı alışverişi wind-induced surface heat exchange (wishe) n.
rüzgar kulesi wind tower n.
rüzgar siperi wind screen n.
rüzgar çanı wind-bell n.
rüzgar hızı ve rüzgar yönünün ölçülmesi measurement of wind speed and direction n.
rüzgar türbini jeneratör sistemleri wind turbine generator systems n.
rüzgar titreşimi wind vibration n.
rüzgar direnci air drag n.
rüzgar gürültüsü wind-induced noise n.
rüzgar bileşenleri göstergesi wind component indicator n.
rüzgar türbini kulesi wind turbine tower n.
rüzgar yüküne dayanıklılık resistance to wind load n.
rüzgar deflektörü kiti wind deflector kit n.
rüzgar siperi wind barrier n.
rüzgar siperi abat-vent n.
rüzgar yön göstergesi wind tee n.
rüzgar ölçüm direği wind measurement mast n.
rüzgar siperi windbreak n.
rüzgar emmesi wind suction n.
rüzgar gergisi wind tie n.
rüzgar öçler wind gauge n.
rüzgar gülü wind rose n.
rüzgar dayanımı deneyi wind resistance test n.
rüzgar bağlaması wind brace n.
rüzgar düzeltme ıskalası windage scale n.
rüzgar panelleri wind turbines n.
rüzgar süratinin artması gust of wind n.
rüzgar hortumu dust devil n.
rüzgar enerjisi santrali wind power plant n.