Türkisch | Englisch | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | görülebilir | discernible adj. | ||
Up to now, threats have had no discernible effect on South Korea's behaviour. Şu ana kadar tehditlerin Güney Kore'nin davranışları üzerinde gözle görülür bir etkisi olmadı. More Sentences |
||||
General | görülebilir | visible adj. | ||
This aim is clearly visible in the Commission's preparatory act. Bu amaç Komisyon'un hazırlık yasasında açıkça görülmektedir. More Sentences |
||||
Phrases | ||||
Phrases | görülebilir | can be seen expr. | ||
This can be seen from our achievements. Bu başarılarımızdan da görülebilir. More Sentences |
||||
Technical | ||||
Technical | görülebilir | apparent adj. | ||
That has been apparent in the past. Bu geçmişte de açıkça görülmüştür. More Sentences |
||||
Telecom | ||||
Telecom | görülebilir | visible adj. | ||
This aim is clearly visible in the Commission's preparatory act. Bu amaç Komisyon'un hazırlık yasasında açıkça görülmektedir. More Sentences |
||||
Medical | ||||
Medical | görülebilir | noticeable adj. | ||
The web browser has a noticeable speed and fast-loading pages. Web tarayıcısı gözle görülür bir hıza ve hızlı yüklenen sayfalara sahiptir. More Sentences |
||||
Medical | görülebilir | visible adj. | ||
This aim is clearly visible in the Commission's preparatory act. Bu amaç Komisyon'un hazırlık yasasında açıkça görülmektedir. More Sentences |
||||
General | ||||
General | görülebilir | distinguished adj. | ||
General | görülebilir | distinguishable adj. | ||
General | görülebilir | discernable adj. | ||
General | görülebilir | aspectable adj. | ||
General | görülebilir | eyeable adj. | ||
General | görülebilir | viewable adj. | ||
General | görülebilir | disting adj. | ||
Law | ||||
Law | görülebilir | triable adj. | ||
Medical | ||||
Medical | görülebilir | seeable adj. | ||
Medical | görülebilir | visual adj. | ||
Geology | ||||
Geology | görülebilir | phanerite adj. | ||
Archaic | ||||
Archaic | görülebilir | visive adj. |